Giriş
(2)

Dis kasiyici

uzun kulaklı yalnız tavşan
5 aylik oglum icin dis kasiyici arayisindayim. Elimde bir tane var ama yeterli degil sanirim cunku yavru kasinmaktan perisan oldu. Eczaneye gittim 40 cesit var iyi kotu bilemedim. Bazilari sogutup kullaniliyor, bazilari dogrudan kafam iyice karisti.Ne yapsak dis cikarana kadar bu kuzuyu rahatlatsak
5 aylik oglum icin dis kasiyici arayisindayim. Elimde bir tane var ama yeterli degil sanirim cunku yavru kasinmaktan perisan oldu. Eczaneye gittim 40 cesit var iyi kotu bilemedim. Bazilari sogutup kullaniliyor, bazilari dogrudan kafam iyice karisti.

Ne yapsak dis cikarana kadar bu kuzuyu rahatlatsak yoksa uyumadigimiz gece sayisi 2 hanelerden 3 hanelere gecis yapacak.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(26.08.16)
ben soğutucudan kullanmıştım, iyi hissttiriyordu sanırım, soğutup verdikçe dişliyordu. ama daha iyisi taze soğan. eline verin kemirsin, onu daha çok sevmişti.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
bkz: sophie giraffe
0
suicides underground
(05.09.16)
(7)

bu söz kime ait? orijinali hangi dilde?

Yochanan
..Lisana hâkim olan kelimelere de hâkim olur, kelimelerin hükümdarı onların tarif ettiği kıssaların da sahibidir elbet...Teşekkür ederim
..Lisana hâkim olan kelimelere de hâkim olur, kelimelerin hükümdarı onların tarif ettiği kıssaların da sahibidir elbet...

Teşekkür ederim
0
Yochanan
(26.08.16)
uydurmadır.

bende öyle arada sosyal medya hesaplarımda 5 dakika önce kendi yazdığım sözlerin altına "mevlana", "che", "charles darwin", "albert einstein" filan yazıyorum.
0
kurnaz
(26.08.16)
bu arada böyle sözlerin %99 u uydurma.

benim aklıma hep şu geliyor böyle sözlerde, ve varolduğu söylenen diyaloglarda.

www.uludagsozluk.com
0
kurnaz
(26.08.16)
platon olabilir sankim.
edit:
devlet'te okumuş olabilirim.
edit2: şimdi pdf sini bulup baktım da, platon devlet değilmiş.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
eflatunu anıştırdı bana da ama devlet değil, kratylos isimli diyalogu
0
dafaisss
(27.08.16)
Cevaplariniz icin cok tesekkur ederim.

Bu sozu 2014 Temmuz'unda Facebook sayfamda paylasmisim. Buyuk ihtimalle o gunlerde okudugum Turkce bir kitapta Ingilizce, Fransizca ya da Latince bir giris cumlesiydi. Cunku oturup (ya kendi kendime Ingilizce'den, ya da internet yardimiyla baska bir dilden) tercume ettigimi, "dil" yerine "lisan", "hikaye" yerine "kissa", "sozcuk" yerine "kelime" deyislerini sectigimi cok net hatirliyorum. Bir de aslini bulabilsem.

Belki de evdeki nadir ve buyuk Quotation kitabindir. Maalesef kitaptan kilometlerce uzagim. Bir bulunursa orijinali cok memnun olacagim.

Tesekkurler
0
🌸Yochanan
(27.08.16)
Sen Quotation kitabından almış olsan da başka bir yerden alınmış sonuçta. Cümleyi ben de hatırlıyorum. Kelimesi kelimesine değil, anlam olarak. Platonu 25-30 yıl kadar önce okumuştum, çok emin değilim haliyle ama görüş onun gibi geliyor bana.
dafaisss yazdıktan sonra evet orada olmalı devlet ne alaka demiştim kendi kendime. o kitaba baktın mı? pdf sini bulamadım nette bulsam bakacaktım.

belki de bir dil eğitim broşüründe ya da internet sitesinde okuduk...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.08.16)
Kratylos'a bakacagim. Cok tesekkur ederim.
0
🌸Yochanan
(27.08.16)
(10)

Bir numara arayıp tatile davet etti

Domuz
Merhaba az once uykudan uyanip actim telefonu Dogan holdingin duzenledigi ucretsiz bir Bolu turundan bahsetti biri. Haftasonu icin kalmali falan. Esinizi dostunuzu alip gelin vs dedi bir sey de anlamadim. Ben netten arastiriyim deyip kapattim. Zaten katilmam boyle bir seye ama bu dolandiricilik fala
Merhaba az once uykudan uyanip actim telefonu Dogan holdingin duzenledigi ucretsiz bir Bolu turundan bahsetti biri. Haftasonu icin kalmali falan. Esinizi dostunuzu alip gelin vs dedi bir sey de anlamadim. Ben netten arastiriyim deyip kapattim. Zaten katilmam boyle bir seye ama bu dolandiricilik falan mi? Hic duymus muydunuz bunu? Geri arayacakmis.
Ek bir soru da dolandirici oldugunu dusundugumuz numaralari sikayet edebilecegimiz bir yer var mi? Ben bir kere karakola gidip sikayet etmek istedim ama ilgilenmediler maalesef. Kanmasin insanlar dediler.
Tesekkurler.
0
Domuz
(26.08.16)
Bizimkileri de aramıştı bir numara aynı şekilde atlamış gitmiş bunlar, dolandırıcı değildi ama, insanları toplayıp gezdiriyorlar bir şeyler satmaya çalışıyorlar, tutturabildiklerine yani.
Ama belli de olmaz bu işler.
0
mutekebbir
(26.08.16)
su kaplicali yerlerde devremulk pazarlayan tipler olmasin.
onlar da yapio boole seyler.
0
rentts
(26.08.16)
Bizim bi tanıdığı böyle götürüp bi şekilde senet imzalatmışlar. Mafyayla falan anca çözdü, senedi geri aldılar.
0
bigbadabum
(26.08.16)
kaplica timeshare isi,hafif kelime oyunlari
0
duptıs
(26.08.16)
sakın gitme haftasonun zehir olur.
0
sizofren06
(26.08.16)
Bir numara deyince ilgilendiğin kişleriden öncelik verdiğin aradı sandım ben..
Gitme+1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
South Park bölümü bile var :D
dizipub.com

büyük ihtimalle devremülk pazarlama +1
0
rodriguez2
(26.08.16)
Yakın zamanda kan verdin mi?
0
rhan
(26.08.16)
Devremülk işi söylendiği gibi, imza atmadan baskılara dayanabilirseniz, gidilebilir sanırım, hiç gitmedik.
0
atom karincanin torunu
(26.08.16)
Yok yahu gitmem zaten nedir merak ettim:)
@rhan hayir kan vermedim ama bireysel emeklilik bozdurdum bu aralar butun diger emeklilik firmalari aradi tek tek.
@ hayat aklini konusacak bir filozof uret, ahaahah:Dd
0
🌸Domuz
(26.08.16)
(3)

Logo çağrışımı

wishmaster
Resimde gönderdiğim logo size herhangi bir markanın logosuyla bir çağrışım yapıyor mu? Yapıyor ise hangisi olduğunu yazabilir misiniz?
Resimde gönderdiğim logo size herhangi bir markanın logosuyla bir çağrışım yapıyor mu? Yapıyor ise hangisi olduğunu yazabilir misiniz?
0
wishmaster
(26.08.16)
Roc markası
www.rocskincare.com
0
interview with the vampire
(26.08.16)
bana da ronaldinhonun R10 unu çağrıştırdı.
0
safepassage
(26.08.16)
Bana yapmadı. Logolara pek dikkat etmediğim için olabilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
(8)

En yakininizin olmesini nasil karsilayacaksiniz? Bir fikriniz var mi?

bollocks44
Anne, bana, kardes, sevgili, evlat kadar yakin olanlari. Ben ne zaman dusunsem paramparca olurum, onlar oldugunde kalbim de onlarinkiyle ayni anda duracakmis gibi dusunurum. Sonra bunu dunya'da yasayacak/yasamis tek kisi olacak olmamam rahatlatir beni ya da rahatlattigini zannederim, peki ya bu duru
Anne, bana, kardes, sevgili, evlat kadar yakin olanlari. Ben ne zaman dusunsem paramparca olurum, onlar oldugunde kalbim de onlarinkiyle ayni anda duracakmis gibi dusunurum. Sonra bunu dunya'da yasayacak/yasamis tek kisi olacak olmamam rahatlatir beni ya da rahatlattigini zannederim, peki ya bu durumu yasadigimda? Bunu tek yasayan insan olmayacak olmam rahatlatir mi beni? Sanmiyorum, herkesin sevdigi kendine ozeldir cunku, her ne kadar aciyi paylastigimizi dusunup soylesek de, basimiza gelmeden asla anlayamayiz sanirim. Siz ne dusunuyorsunuz?

Sevdiklerini kaybeden herkesin basi sag olsun, sabirlar diliyorum
0
bollocks44
(25.08.16)
En buyuk kaygim diyebilirim. Bas etmenin yollarini ariyorum cunku benim icin gercekten cok onemli bir sorun bu.
0
curukturpkokusu
(26.08.16)
Ben rahatlatayım sizi biraz madem.
Alışıyorsun. Kalbin onlarla birlikte durmuyor. Kabul ediyorsun çünkü hayat böyle.

@sadakatsiz, sakın haa. bencillik yapma, sıranı bekle. evlat acısı ana baba ölümüne benzenmez, devirir. tez çıkar o dileği sen kafandan.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
@sadakatsiz

hocam aynı durumdayız ama biraz aklıselim düşününce bunun bencillik olduğunu fark ediyorsun.

bilmiyorum; şok geçiririm, tepkisiz kalırım, kısa zaman sonra da ölürüm gibi geliyor bana.
0
banagazozalnuri
(26.08.16)
3 ay önce en sevdiğim kadın öldü.

ben hastanenin önündeydim, babam telefon etti, ağlıyordu, oğlum yukarı gel kaybettik dedi. hayatımda o ikinci kata nasıl çıktığım falan hiç yok. kaç saniye ya da kaç yıl sürdü o merdivenler hiç hatırlamıyorum. zaman dursun istiyorsun. ama olmuyor. durmuyor. nefes alamıyorsun. ama yinede orada dedemi, babamı, iki tane halamı sakinleştirme işi bana düştü.

öyle bi boşluk hissediyorsun. diz kapaklarında aşağı doğru bir karıncalanma ya da bir sızı benzeri bir şey tarifi çok zor. omuzlarından aşağı doğru bir şey bastıryor. ayakta durmak bile zor, nefes alamıyorsun.

ama asıl hikaye bundan sonra başlıyor. aslında en zor kısım. o kaybetme süreci, kaybettiğini duyduğun an ya da o ilk şok kesinlikle en zor an değil. hatta yakınından bile geçmiyor.

cenaze arabası geliyor. morgdan bir beden çıkarıyorsun. bir yüzünü açıyorlar bakman için. tabuta koyma işi var. sonra cemevinin morguna götürüyorsun. morg buz gibi. kapağını açınca o yaz sıcağında soğuk hava yüzüne vuruyor. için deliniyor. benim babannem burada üşür diyemiyorsun ama. itiyorsun içeri doğru. sonra yıkarken su koymaya giriyorsun. son 25 yıldır ağrıları sebebiyle sırt üstü yattığını hiç görmediğin kadın sırt üstü yatıyor. sonra tabutunu taşıyorsun. o kadar hafif ki. tahmin bile edemezsin. sora bir toprak yığınının üstüne bırakıyorlar. sen mezarın içindesin. o beyazlar içinde yukarıdan sana veriyorlar ve sen o kadını toprağın altına yerleştiriyorsun. yerleştirdin. sırtını doldurdun. şimdi çıkacaksın. peki onu nasıl yalnız bırakacaksın. bütün aile taş kalpli olduğun konusunda hem fikir olsa da, en son 2008 yılının şubatında ağlamış olsan da işte orada ağlıyorsun. başka hi bir ey yapamıyorsun. o derin çukurdan seni çekip alıyorlar. içinde bir ateş yanmaya başlıyor. mağmalardan daha sıcak güneşten daha yakıcı. sonra bir kürek alıyorsun eline bi kürek toprak atıyorsun üstüne. işte o an bütün yangınlar sönüyor. okyanuslar içinde. bir rahatlama.

sonra bırakıyorsun onu orada. küçük bir toprak kabartısından ibaret artık o. yıllardır alzaymır hastası lan ve son 3 yıldır seni tanımayan babaannenin yüzünü böyle bir duyuru görünce senin de unuttuğunu farkediyorsun. ve ilk defa anlamsız bir şekilde böyle sama bir yerde içini döktüğünü farkediyorsun.

her şey geçiyor. bazen öyle oluyor.
0
zugas
(26.08.16)
Her seye alistigin gibi buna da alisacaksin bir sekilde. Yapacak bir sey yok. Hayat her kosulda ama her kosulda devam ediyor. Yarin bir gun aynisi senin basina da gelecek.

Ne demis ustad:

"...Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında."
0
papillon7
(26.08.16)
ben de @sadakatsiz gibi düşünüyorum. onlardan önce ölmek acımı azaltacak gibime geliyor. biraz bencil bir düşünce olduğunu kabul ediyorum ama çok da mantıksız değil
0
yüzyıllık yalnızlık
(26.08.16)
bu merasimleri kafanın içinde çoktan tek tek yapmış olmalısın. bunu yapan meşhur bir filozof vardı.
en yakınım olarak yengem öldü. son ana kadar dirayetliydim de o tabut kalkıp elden ele giderken insan kötü oluyor.
herkes anne babasını kaybetmekten korkar. en azından erken olmamasını, hiç olmazsa onlar bizim mürüvvetimizi gördükten sonra olmasını, gecinden olmasını dileriz.
0
AWD
(26.08.16)
lise sonda abim ve eşini, 4 yıl sonra üniversite 3. sınıftayken ablamı, bundan 4 yıl sonrada babamı kaybettim. annemin durumuda çok iyi değil son iki yıldır, gayet net farkındayım durumun.

babam çok yaşlıydı, bir derece daha kolay atlattım ama özellikle abimle eşi ve ablamın kayıplarının bende yarattıklarını çok detaylı yazmak istemiyorum. zaten toparlayamam, burda ki kimseninde içini o derece ezmek/acıtmak istemem. abimle yengemi ben buldum (yenge dediğime bakmayın, aramızda sadece 2 gün yaş farkı bulunan kuzenimdi kendisi), ablamıda morgta teşhis etmek zorunda kaldım. insanlar bazı acıların/olayların detaylarını bilmemeliler (onlarında travmatize olmaması için), paylaşmadım, hafiflemedim, kendi içimde zamanla hallettim. en yakın arkadaşım bile bilmez ben o morgta ne gördüm, aşağı inmesine dahi izin vermedim, kendim indim.

zaman, başka bir şey yok insanı iyileştiren. insan denilen varlık müthiş dirayetli. alışıyorsun, aşıyorsun, iyileşiyorsun. çok şey katıyor sana bu süreç, çok şeyde götürüyor...ama eninde sonunda yaşama tutunuyorsun.
0
Phoebe
(26.08.16)
(7)

Turk kahvesi

strangerinhere
Kahveyi cok severek iciyorum fakat bu herkesin bayildigi mehmet efendi kahvesinden bir tat alamaz oldum. Benim damak tadimda bir sorun mu var acaba? Siz hangi marka kahve aliyorsunuz?
Kahveyi cok severek iciyorum fakat bu herkesin bayildigi mehmet efendi kahvesinden bir tat alamaz oldum. Benim damak tadimda bir sorun mu var acaba? Siz hangi marka kahve aliyorsunuz?
0
strangerinhere
(25.08.16)
Sultani dibek
0
Domuz
(25.08.16)
Dibek kahvesine alistiktan sonra mehmet efendi vs ambalajli kahveler tat vermiyor. Sert kahve seviyorsaniz cok yumuşak gelebilir tadi. Dibek kahvesi daha acik renk oluyor.
0
curukturpkokusu
(25.08.16)
bayram efendi osmanlı kahvecisinin efe kahvesi var türk kahvesine çok benziyo baya güzel. n11de falan vardır.
0
kayan kayin
(25.08.16)
aldıkların taze mi değil acaba. bir yerlerden taze türk kahvesi çektir bir de öyle dene bakaklım.
0
snape i başından beri tanırım
(25.08.16)
Adıyaman kervansaray kahvesi üstüne tanımıyorum
0
basond
(25.08.16)
Hangi marka türk kahvesi alayım diye soruyorsaniz, çekirdek alıp taze çektirmek en guzelı. Marketten almak zorunda kalınca kahve dünyasının yeni çıkmış, kötü değil tadı.

Türk kahvesinin dışında karışım olan kervansaray/osmanlı kahvesi var, 7 kahvenin karışımı. o da güzel ama damla sakızlı turk kahvesi sevmiyorsaniz, onu sevmezsiniz. Dibek kahvesi de denmiş, güzeldir.
0
fraise
(25.08.16)
İzmir'deysen Küçük Avcı'yı dene.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.08.16)
(7)

öz güveni yüksek bir film - roman karakteri?

pikap
ben bu öz güven meselesi için psikoloğa gidiyorum. en son gittiğimde bana kim gibi olmak isterdin dedi. yani öz güven konusunda kimle özdeşleşmek istediğimi sordu. gerçek hayatımdan biri olabileceği gibi hayali bir karakter film, dizi, roman karakteri de olabilir. ya da ünlü biri. o an aklıma gelmed
ben bu öz güven meselesi için psikoloğa gidiyorum. en son gittiğimde bana kim gibi olmak isterdin dedi. yani öz güven konusunda kimle özdeşleşmek istediğimi sordu. gerçek hayatımdan biri olabileceği gibi hayali bir karakter film, dizi, roman karakteri de olabilir. ya da ünlü biri. o an aklıma gelmedi. evde düşünme kararı aldık. burada sormamdaki amacım kopya çekmek değil :d gerçekten aklıma gelmedi. o tarz hayran bıraktıracak kimler vardı diye anımsamak istiyorum. keşke şunun gibi olsaydım dediğim muhakkak çok kişi olmuştur ama bulamadım kimseyi. sizin aklınıza bilindik örnekler geliyor mu?
0
pikap
(25.08.16)
(bkz: barney stinson) (how i met your mother)

sanal da olsa gordugum en winner adam. bu adamin ozguveninin 10'da 1'i bizde olsa uzaya cikardik :)
0
wagner love
(25.08.16)
Moneyball - Brad Pit.
özgüvenden cok kararlılık.
0
yuz kiloluk bir zenci
(25.08.16)
patrick jane, the mentalist
jeff winger, community (bunun gibi olmak istemezdim ama hayli özgüvenli karakter)

bi de
roland deschain, kara kule
0
kaichi
(25.08.16)
Batman, Nick Fury, Wolverine, General Iroh
Crazy Stupid Love'daki Ryan Gosling, Dexter Morgan, House, Dr. Cox,
Edward Norton'a tüm suçu ve tesisat borusunu kilitlediği filmdeki Robert De Niro, Görevimiz Tehlike Tom Cruz'u, Edge of Tomorrow'daki esas kadın vs vs.

Daha bi bu kadar daha sayarım da anafikir: bu özgüveni yüksek adamların altında yatan olay ne yaptıklarını bilmeleri, tecrübeleri, tutarlı kişiler olmaları. Zaten öyle olmasalardı bu özgüvenin kaynağı ne amuğakoyim der beğenmezdik.
0
hic sikilmadan seks yaparim
(25.08.16)
benim ilk aklıma gelen karakter yaşar usta oldu. ama sana kadın karakter lazım demi?
edit: nadide hayat 'ı izledin mi?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.08.16)
cinsiyet fark etmez. kadın da olur erkek de. teşekkürler herkese bu arada. ama barney' i nasıl unutmuşum şaşırıdm :D
0
🌸pikap
(25.08.16)
elizabeth bennet - pride and prejudice ;)
aynı kitaptan mr. darcy'de olur tabi ama hemcinsim olduğu için önce lizzy geldi aklıma :)

evet ikisi de özgüvenli bence
...ve gerçekten de insan dengini buluyor galiba (bunun konuyla nalakası var?)
0
dene
(25.08.16)
(6)

fizik kimya ve çorba yapmak üzerine bi soru

kaichi
şimdi benim kafamı kurcalayan bi durum var. sıfırdan soğuk suyla bi çorba pişiriyorum diyelim. hazır çorba veya tarhana gibi konsantre kuru karışımdan. tencerenin altını orta ayar açıp çorbayı karıştırıyorum da karıştırıyorum, bu sıcakta ateşin başında onbeş dakika durmadan karıştırıyorum. belli bi
şimdi benim kafamı kurcalayan bi durum var. sıfırdan soğuk suyla bi çorba pişiriyorum diyelim. hazır çorba veya tarhana gibi konsantre kuru karışımdan. tencerenin altını orta ayar açıp çorbayı karıştırıyorum da karıştırıyorum, bu sıcakta ateşin başında onbeş dakika durmadan karıştırıyorum. belli bi ısıya ulaşınca çorbanın kıvamı artıyor, aha oluyo diyorsunuz. az daha karıştırınca da kaynıyor sonra 10 dk daha ağır ateşte kaynayıp pişiyor ya hani.

benim merak ettiğim kısım buradan sonra. ben bu çorbayı içmeyi unutuyorum.. altını kapatıp evden çıkıyorum. üç beş saat sonra geliyorum. çorba soğumuş, oda sıcaklığına erişmiş pelteleşmiş halde tencerede bekliyor. ben bunu içicem diyip üzerine az bi miktar (kaynadıktan sonra kaybettiğini düşündüğüm kadar) soğuk suyu ekliyorum. altını orta ateşte açıp homojen olsun diye aynı şekilde karıştırmaya başlıyorum. bu aynı miktardaki pişmiş ama tamamen soğumuş (oda sıcaklığına geri dönmüş) çorba, 5 dk dolmadan kaynamaya başlıyor..

şimdi bu kaynama süresindeki farklılık neden oluyor? o karışımın suyu başka bi sıvı haline getirmesi kaynama sıcaklığını mı düşürdü? peki o aldığı fazla ısı noldu? enerji o kıvamlanma sırasındaki reaksiyona(?) mı harcanmış oldu? bilmediğim başka kimyasal - fiziksel olayları mı oluyo orada? nedir bu çorbanın derdi yani şimdi.
0
kaichi
(25.08.16)
5 dakikada kaynayan çorbayı tattığınızda içinin soğuk olduğunu görüyorsunuz. kaynayan yerlerin sadece sıcak olan metalle doğrudan temas eden kısımlar olduğu ortaya çıkıyor. yani yine erken kaynamıyor, sadece erken fokurduyor yeterince homojen olmadığından ve ısı aktarımı da düzgün gerçekleşemediğinden.
0
prodeq
(25.08.16)
@prodeq

evet mantıklı. tabi benimki çok bilimsel bi deney olmadı :) sizce soğumuş olan da pişmemiş olan ile tamamen aynı sürede mi kaynar?
0
🌸kaichi
(25.08.16)
Bunun kimyasal açıklaması şöyle olabilir. Saf su normal koşullarda 100 derece Celcius'ta kaynıyorsa, tuzlu su aynı koşullarda 100 derece Celcius'tan daha yüksek bir sıcaklıkta kaynar. Bir sıvının içinde bir madde çözünürse o sıvının kaynama sıcaklığı yükselir bu duruma göre. Çorbanın içinde tuz da olduğundan ve de yabancı başka maddeler de olduğundan normalde çorbanın daha geç kaynaması gerekecektir. Başlangıç halinde çorba tozu daha su içinde çözünmemiş halde, ama bitiş durumunda bu maddeler suyun içinde çözünmüş halde. Son durumda çorba ilk duruma göre daha homojen olduğundan belki daha erken kaynıyor olabilir.
0
dissendium
(25.08.16)
Tamamen soğumuş olmuyordur. Tencere ocak üzerinde kalıyor ya ocağın demiriyle, tencerenin ısısıyla sen altını kapattıktan sonra da pişmeye devam ediyor yemek.
Pişince ocaktan alıp tencereyi değiştirirp bangoya koyarsan ve aynı şekilde karıştırırsan aynı sürede kaynama noktasına gelir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.08.16)
@dissendium
@hayat aklini konusacak bir filozof uret

tşekkürler eyyorlamalarınız için, hepsi mümkün sanırım. biraz okuma yaptım, direkt yanıt bulamadım ama ilginç şeyler de var.

cooking.stackexchange.com

mpemba etkisi örneğin, sıcak suyun soğuk sudan hızlı donabilmesiyle ilgili bir fenomenmiş. pek ilgili değil ama

tr.wikipedia.org

bir de sudaki çözünmüş oksijen seviyesi var (balıkların soluduğu). kaynamış suda oksijen ve diğer gazlar sıfıra iniyormuş. bk. grafikte mevsimsel olarak yükselen su ısısıyla çözünmüş oksijenin azalması. ben de kaynayıp soğumuş su neden tatsız oluyor diyordum.

water.usgs.gov

belki bu gaz seviyelerindeki dramatik düşüş benim çorbamdaki ikinci kaynamayı hızlandırıyordur. ya da hiç değişiklik yoktur da benim yanılsamamdır. bir dahaki çorba unutuşumda deneyi daha kontrollü yapıcam.
0
🌸kaichi
(25.08.16)
deneyin sonucunu bize de yaz madem. yaşasın deneyler ve deneyenler :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.08.16)
(8)

sizleri en etkileyen film hangisi

dellamortedellamore
sizleri en etkileyen film hangisien beğendiğiniz en güzel ya da imdb puanına göre en başarılı demiyorum en etkilendiğiniz diyorum misal anneniz sizi 3 yaşındayken hayvanat bahçesine götürdü orada kafes içinde mutsuz bir hayvan gördünüz ve çok üzüldünüz sonra geldin 60 yaşına sen çocuğunu hayvanat ba
sizleri en etkileyen film hangisi

en beğendiğiniz en güzel ya da imdb puanına göre en başarılı demiyorum en etkilendiğiniz diyorum misal anneniz sizi 3 yaşındayken hayvanat bahçesine götürdü orada kafes içinde mutsuz bir hayvan gördünüz ve çok üzüldünüz sonra geldin 60 yaşına sen çocuğunu hayvanat bahçesine götürdün birden bu anı aklına geldi ya da bir filmde çocuğunu hayvanat bahçesine götüren anne var birden aklına senin 3 yaşındayken annenin seni hayvanat bahçesine götürdüğü ve kafeste bir hayvan görüp çok mutsuz olduğunun unuttuğun anı geldi ve o anıyı hatırladın ve haliyle filmden çok etkilendin yani aslında başlık en çok etkilendiğiniz film yerine sizde anı çağrıştırıp da sizi en çok etkileyen film hangisi olabilir
0
dellamortedellamore
(25.08.16)
Soru başlıktaymış, bir sürü saçma şey yazmışsın altına.
Kader filmi güzeldi misal.
0
bigbadabum
(25.08.16)
Mommo Kız Kardeşim
0
jonestown
(25.08.16)
Garden State
0
matrix
(25.08.16)
snowpiercer söylediğin anlamda etkiledi. politik hemen her meselede filmi hatırlıyorum, şu filmi izleyin diyesim geliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.08.16)
Filth.
0
yirmisantim
(25.08.16)
Umudunu kaybetme
0
brnbrs
(25.08.16)
güzel soruymuş. en etkileyen deyince çocukluğumda izlediğim filmler geliyor aklıma: charlie chaplin filmleri (the gold rush, modern times, the kid), turist ömer serisi, umut, +rosemary's baby. sonraki dönemlerden de jeder für sich und gott gegen alle ve germania anno zero'yu sayabilirim.
0
misterturist
(27.08.16)
incendies
0
axl
(27.08.16)
(8)

Fıstığı blendarn geçirdikten sonra fıstık kaç günde bozulur?

Cursed Chico
Keten tohumu gib tohumlarda mesela 1 gün sonra bozulma başlıyor, yapısı bozuluyor çünkü. fıstık gibi şeylerde var mıdır?
Keten tohumu gib tohumlarda mesela 1 gün sonra bozulma başlıyor, yapısı bozuluyor çünkü. fıstık gibi şeylerde var mıdır?
0
Cursed Chico
(24.08.16)
bence bozulmaz. hiç denemedim ama
0
gozu acik sevisen yahudi
(24.08.16)
İçine biraz da bal konulunca 4-5 gün dayanmıştı.
0
bir3iki7
(24.08.16)
normal fıstık acıkta 3-4 saatte bozulduguna gore
havayla teması cok daha fazla olacağı için çok daha cabuk bozulur.

* denildigi gibi ustune yag koyup havayla temasını kesersen bu sure uzar.
** bozulmazdan kastınız ne anlamadım, birayla gelen fıstık bile akşamın sonunda gevşiyor yahu.
0
supermatik
(24.08.16)
Bozulmaz da parçalanma sırasında ve sonrasında bir miktar besin kaybı olabilir zannımca. Almanlar çalışmıştır bunu, bakılabilir aslında.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
dediğin şey fıstık ezmesi olmuyor. sadece fıstık toz haline gelmiş oluyor. toz fıstığa da hiçbir şey olmaz taş gibi durur.
0
littlejack
(24.08.16)
Ben 1 günden uzun süre tutmuyorum, yapanlar var da 1 haftada tüketin diyor.
0
yirmisantim
(24.08.16)
BOzulmaktan kastım besin değerleri kaybı aslında. YOksa tadının fazla bozulacağını sanmıyorum kuruyemişin.
0
🌸Cursed Chico
(24.08.16)
4 gün.
0
pangea
(24.08.16)
(11)

geçen bi özel hastahanenin aciline gittim 110 tl ödedim ama ödemeli miydim?

error522
biraz şüphelendim şimdi.bağırsak enfeksiyonu olmuşum.doktorla konuştuk muayene oldum. sonra 500 lük ilaçlı sarı renkli bi serum verdiler. bir de gaita testi yapıldı. test sonuçlarını gördü doktor bi reçete yazdı. 109.75 gibi bişey ödedim.babamdan gelen emekli sandığı sigortam var.110 tl lik ödeme do
biraz şüphelendim şimdi.

bağırsak enfeksiyonu olmuşum.

doktorla konuştuk muayene oldum. sonra 500 lük ilaçlı sarı renkli bi serum verdiler. bir de gaita testi yapıldı. test sonuçlarını gördü doktor bi reçete yazdı. 109.75 gibi bişey ödedim.

babamdan gelen emekli sandığı sigortam var.

110 tl lik ödeme doğru mu yoksa çarpmışlar mı biraz ?
0
error522
(24.08.16)
normal.
sgk pek bir şeye yaramıyor, ama 128 ay sonraya gün veren hastanelerde işe yarıyor.
devlet hastanesinde olaylar şöyle gelişiyor;
mesela bacağında ve belinde çok fena bir ağrı var.
tarih 1 ocak olsun.
randevu almak istiyorsun 1 ay sonraya gün veriyor.
1 şubat muayene oldun, doktor mr istedi,
1 ay sonraya yurdun değişik bir yerinde ki hastanede gün veriyor.
1 mart mr çekildin, sonuç on gün sonra çıkacak denir.
tabi sen bu arada randevu aldın taa mart sonu veya nisan başına.
doktorun sonuçlara bakıp bir şeyin yok demesi de ayrı dumurdur.
bu arada bacak ve bel ağrısı devam ediyor.
çok şükür hastanede sıra beklemiyoruz.
0
seyduna6687
(24.08.16)
hangi hastane olduğu da önemli ama çok anormal değil.
0
nrmnm
(24.08.16)
geçen ev arkadaşımı da ishal sebebiyle özel hastaneye götürdüm devlet istemedi. ssk sı vardı. seninki gibi sarı renkli serum verdiler. 2 ilaç yazdılar. test yapmadılar. 100 lira verdik.
0
interview with the vampire
(24.08.16)
acilden para alınmaması lazım ama
doktorlara göre ölmemişsen acillik değilsindir.
0
supermatik
(24.08.16)
Acile girerken farkları kabul ediyorum yazılı bir kağıt imzalatıyorlar. Yapacağınız pek bişey yok yani.
Test olduğu için biraz fazla tutmuş olabilir.
Biz geçen ay 40 veya 50 ödediydik . Test filan olmadı, fazla yatakları olmadığından olsa gerek yatırmadılar da. Bi iğne yaptılar, bir de ilaç verdiler biri başında beklesin sabaha kadar, terslik olursa gelin dediler. Alerji olmuş ağzı yüzü davul olmuştu götürdüğüm kişinin. Neyse ters bişey olmadı sabaha düzeldi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
@acediac özel maltepe ersoy hastahanesiydi: www.ersoyhastanesi.com.tr

başta devlet hastahanesine gittim 100 lük beyaz serum verdiler hastahanenin psikolojik etkisiyle iyi gibi oldum ama tekrar karnımda dehşet bi ağrı oluşunca bu sefer özele gideyim dedim.
0
🌸error522
(24.08.16)
Acil icin ornegin gun icinde 9 kez kusmus olman gerekiyor yoksa acil sayilmiyor. Her acil giris acil degildir yani uluslararasi standartlari var.
0
Traveller
(24.08.16)
sgk 128 ay sonraya gün veriyor işi iyice şehir efsanesine bağladı.

diş için göztepe diş sağlığı mekrkezine gittim devletin. ilk gittim teşhis konuldu. 3 gün sonraya tarih verdiler kanal tedavimi vs. yaptılar.

onun dışında da tüm hastalıklarımla ilgili hep devlet hastanelerine gittik. alabildiğim en uzak tarih 10 gün sonrasıydı.

ben hiç öyle milenyumlara falan tarih almadım yani.
0
tchuck
(24.08.16)
Acilde para ödememek için durumunuzun acil olması gerekiyor. Ancak hangi durumlar acil kapsamına giriyor, bilmiyorum. Netten araştırılabilir.

En güzeli fatura isteyin. Eğer fazladan para geçirmişlerse, fatura isteyince yusuf yusuf geri çekiyorlar. Sonradan fazla para aldıklarını, acil kapsamında alınmaması gerektiğini öğrenirseniz, şikayet edersiniz ve paranızı da geri alırsınız.


.
0
kartallar yuksek ucar
(24.08.16)
@okuduğunu anlamayan
tabi ki durumun vahametini anlatmak açısından yazılmış bir rakam.
ayrıca senin de bulunduğun ilçede akapeli bakanın koskocaman özel hastanesi olsun görürsün 128 ayı. uçak yapıyoruz ama mr cihazı yok. ama sayın devlet büyüğümüz bakanın hastanesinde var. o kadar şey yazdık sen ne anlamışsın. sabaha karşı 6 da mr için başka ilçede hastaneye gün verdiler. özel aracım olmasaydı, bi fakir olsaydım nasıl gidecektim o saatte hastaneye?
eğer paran var ise devlete gidip sürünmek yerine özele gitmek gayet mantıklı.
kaldı ki özelde normal muayene bile en az 50 tl.
acilde ücretsiz muayene için sizi getirip acilin kapısının önüne atıp gitmeleri lazım.
0
seyduna6687
(24.08.16)
@tchuck, ayakta teşhis için 10 gün falan veriyorlar ama bir mr olsun endoskopi olsun 3 aydan aşağı gün alamıyoruz annem için.
0
harzem
(24.08.16)
(15)

sonsuz deyince aklınıza ne geliyor

dellamortedellamore
sonsuz deyince aklınıza ne geliyorsonsuzluk sizler için nasıl bir kavram
sonsuz deyince aklınıza ne geliyor

sonsuzluk sizler için nasıl bir kavram
0
dellamortedellamore
(24.08.16)
Var olmayan bir şey :&
0
Adramelekhh
(24.08.16)
Sadece sunun yatik halinin altin kolyesini sevgilisi aldi diye takan kizlar geliyor --> 8 geliyor cunku sonsuz bir sey olmadigini dusunuyorum
0
Domuz
(24.08.16)
www.youtube.com

pentagramin sonsuzluk sarkisi geliyor.
0
baldur2
(24.08.16)
Dusununce kafamdan dumanlar cikiyor. Sonzulugu tam manasiyla anlayamiyorum. Anlasilabilecegine de inanmiyorum.
0
stavro
(24.08.16)
Hareket.
0
shadowcat
(24.08.16)
Benim aklıma direk uzay geliyor. Karanlık uzay.
0
etna
(24.08.16)
Bu tarz soyut kavramlara kafanızı takmayın. İnsan zekasının anlaması mümkün değil.

Sonsuzluktan daha önemli şeyler var.


.
0
kartallar yuksek ucar
(24.08.16)
pentagramın sonsuz şarkısı geliyor +1
0
naberabi
(24.08.16)
algımın dışında kalacak kadar büyüklük geliyor benim aklıma. bir son olmalı ama o kadar büyük veya çok ki kavramam mümkün değilmiş gibi.
karınca olup dünyayı, gökyüzünü, evreni kavrayamamak gibi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
Her an sayisiz acidan icinde bulundugumuz, kimsenin anlamayi birak fark etmedigi, bizle butunlesik anlamadigimiz bir dunya.
0
f_d
(24.08.16)
Möbius şeridi.
0
kargn
(24.08.16)
sonsuz
0
🌸dellamortedellamore
(26.08.16)
Kızılderililer sayı sayarken "Bir, iki, üç, çok" diye sayı sayarlarmış. Üçten büyük olanı hayal etmesi zor olarak görürlermiş. Dört ile bin arasındaki farkı anlayamazlarmış. Ben de bir milyon lira ile bir milyar lira arasındaki farkı anlayamıyorum, hissedemiyorum örneğin. O yüzden sonsuz da çok canlandırabildiğim, algılayabildiğim bir rakam değil ama umutsuzluğu ve gevşeyip rahatlamayı aynı anda anlıyorum sonsuzdan. Bana "999999999999999 saniye üstünde uğraşırsan başaracaksın" dediklerinde uğraşırım ya da aynı sayıda gün yaşayacaksam yine bir sonu var. O kadar saniye uğraşırsam olacağını bileceğim ama "Sonsuzda olacak" derlerse o büyük umutsuzluk. Ya da o kadar gün yaşayacaksam yine sonlu, bir gün hayatın son günü olacak ama sonsuz olursa oooh, istediğim gibi yaşarım. Nasıl olsa ömrün son günü diye bir şey yok.
0
aychovsky
(26.08.16)
sonsuzluğu düşündükçe çıldırıyorum
0
bardakigüneşgözlüğü
(26.08.16)
fraktal
0
antepaunovic
(26.08.16)
(4)

sürekli olaylar gorme ve kafada elektriklenme

iglesias
şu sira aşırı şekilde yaşıyorum bunu. ruyalarimda gordugum, gecmiste yasadigim olaular ya da hayalini kurdugum olaylar birden kafamda canlanıyor. olayin icindeymisim gibi hissediyorum. tabi büyük bir gerçeklik hissi yok. kafamda hafif bi elektriklenme oluyor. bunu bir süredir yoğun bir şekilde yaşıy
şu sira aşırı şekilde yaşıyorum bunu. ruyalarimda gordugum, gecmiste yasadigim olaular ya da hayalini kurdugum olaylar birden kafamda canlanıyor. olayin icindeymisim gibi hissediyorum. tabi büyük bir gerçeklik hissi yok. kafamda hafif bi elektriklenme oluyor. bunu bir süredir yoğun bir şekilde yaşıyorum. bu bi hastalik mi?
0
iglesias
(24.08.16)
bu bir şans. doktorlara inanma.
0
mete kudur
(24.08.16)
Bu bende de genelde olur. Genelde koku yüzünden olur bunlar.
0
Adramelekhh
(24.08.16)
uykusuzluk yapar... patlayan kafa sendromuna da bak.
0
arph
(24.08.16)
Hastalık olabilir. Nörolojiye git.

(Cevaplara bakınca trolsün gibi.. )
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
(8)

ev almak hk.

therevo
2500 lira maaş, bir sene sonra 2700 lira olacak 1500-1600 kredi ödenip ev alınır mı? evliyim 2 ay sonra kızımız olacak biraz fikir lazım sadece? ( eşim en az bir sene evde sonra da 1-2 sene kadar calısıp ev icin borc alacagımız para icin calısma gibi dusuncemiz var ) ( ankara )( özellikle evli arka
2500 lira maaş, bir sene sonra 2700 lira olacak 1500-1600 kredi ödenip ev alınır mı? evliyim 2 ay sonra kızımız olacak biraz fikir lazım sadece? ( eşim en az bir sene evde sonra da 1-2 sene kadar calısıp ev icin borc alacagımız para icin calısma gibi dusuncemiz var ) ( ankara )
( özellikle evli arkadaslar yorum yaparsa, giderleri minimuma cekme sorun degil )
0
therevo
(24.08.16)
merhaba

şu an kira ödüyorsanız eğer ev almak mantıklı olabilir. çünkü 800 en az kira verdiğinizi düşünürsek onun yerine ilk yıl 1500 ödeyecek şekilde krediyle ev alınabilir. eğer kiranız daha düşük veya kira ödemiyorsanız bebeğinizin en az 1 yaşına gelmesini bekleyin bence. ben olsam öyle yapardım. 2 ay sonra doğum olacaksa ve tam o sırada krediye girme mevzusu çok riskli gibi. sosyal risk yani. bir şey olacağından değil de sosyal risk yani. neden böyle bir riske katlanasınız? bir yıl sonrası çok daha az kazançlı kılacak fark nedir sizi?

hem evi aldıktan 2 değil 1 sene sonra eşiniz çalışmaya başlayacak olur. giderleri minimuma indirip yaşayacağınız süre 1 yıla düşmüş olur.

kolaylıklar dilerim. umarım çok sağlıklı, tatlı mı tatlı bebeğinizle upuzun ve mutlu hayat yaşarsınız.
0
karlmarx
(24.08.16)
sana herkes şurada ne güzel cevaplar verdi.
www.eksiduyuru.com

hala 2500 maaşla 1600 lira kredi mi ödesem diyorsun.

çocuk daha doğmadan böyle bir şeye girme abi. allah korusun ya çocukta ufak bir sorun çıkarsa, hani geçici bir şey bile olsa bir anda 4-5-10 bin hastaneye/hastalığa gidebilir. bu iyimser bile olabilir yani.

kısaca güzelce doğsun, bir kaç ay geçsin önünüzü görün. sonra karar verin.
0
kurnaz
(24.08.16)
2700-1500 = 1200 lira kalır, faturası, mutfak masrafı çıkartalım, 900 lira, ancak çocuğun bez parası eder gibi geldi bana, size bırakın yaşamayı nefes aldırmaz sanki. gerçi şimdi de kiraya ne kadar veriyorsunuz onu da bilmek lazım, oran aynı ise olabilir yok değilse gerek yok bence.
0
selam
(24.08.16)
Evli biri olarak şunları sıralayayım sana arkadaşım:
* Her ikiniz de çalışmadan olanaksız bu iş.
* Eğer ailelerden yardım alırsan, yine de ikiniz çalışırken almanı tavsiye ederim.
* Ailelerden yardım ben tercihen almak istemedim. Yapılan yardımın yüze vurulmasından zerre hoşlanmadığımdan, buna mahal bırakmadım.
* İkiniz çalışırken bile öyle bir ödeme planı yapın ki çocuk okula filan başlamadan büyük ölçüde evin borcu bitsin.
* Taksitlerin miktarını tercih et. Bu önemli. Bir an önce bitsin fikri güzel ama hayatın diğer şeylerinden kısacağın için bu yıpratabilir sizi. Ne bileyim tatilden, giyimden, gezmeden. İş, ev, uyku rutini dengeleri bozabilir.
* Temelden girersen daha ucuz olur. Kooperatif demedim. Şöyle 30 - 40 aya teslim edilecek yerler vardı Ankara'da, onları takip et.
* Evi al, çoluğun çocuğun ilerde rahat eder. Bundan 10 yıl sonra hala kira veriyor olabilirsin.
* Evi alınca kiraya verirsin, kirayı da kendi kiranı ödeyebilirsin. Bilmiyorum belki çalıştığın yerden alamayacaksın.
* Yakın vadede Ankara'dan taşınma olasılığın varsa, o olasılığın olduğu şehirden alabilirsin.
* Araban yoksa alma, cepten yer. Araban varsa, çocuğa çok lazım oluyor.
* Kredi kartına yüklenmeyin. 6 taksittten fazla taksitlendirmeyin.

Aklıma gelenler bunlar. Gönlünü rahat tut yine de olur. Kıt kanaat geçinenler ev alıyor, ben de şaşıyorum.
0
zagem
(24.08.16)
bu koşullarda ev almak çok büyük risk almak olur.
doğum sonrası ilk yıllar çok masraflı oluyor. bağışıklık sistemi oturmadığı için sık hastalanıyor, ateşleniyor, diş çıkarıyor ateşleniyor... taxi paraları bii dünya tutabiliyor.
bez masrafı o kadar ayyuk ki bebek hediyesi sorana tecrübeliler bebek bezi al diyor düşün.
çabuk büyüyor kıyafeti pabucu pijaması vs. masraf.
oldu eşin iş bulamadı?...
oldu senin işinde sıkıntı oldu?... memurum, işimi kaybetme riskim çok az diyebilirsin, oldu düştün ayağını kırdın vs birkaç ay rapor alacak durumun oldu maaşını kesintili alacaksın. olmasın tabii ama olanlar olsun diye olmuyor sonuçta.

ben yerinizde olsam ev almadan önce ev taksidi kadar miktarı en az bir yıl bir kenara atar sonra ona hiç dokunmadan ev alırdım. ödemeler sırasında da o rakama dokunmazdım. sağlık gibi gelirde eksilme veya kesilme gibi ters bir durum için yedekte tutardım.
evliyim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
900 tl ile ev geçinilmez.doğumda ve doğumdan sonra para lazım olacak. şu an için tavsiye etmem..
0
gotic
(24.08.16)
gram altin +1

alacağınız evin tutarına göre ödeyeceğiniz aylık taksit tutarı 2000 TL + olacaktır. önce alacağınız evin bedeli ve koyacağınız peşinatı düştükten sonra ödeyeceğiniz taksit tutarını araştırın.
0
Bysb
(24.08.16)
Ev almak her geçen gün daha zor oluyor. Bir sene geç ev almanın maliyeti de oldukça fazla. Şu an kirada oturuyorsanız neden olmasın diye düşünüyorum. Evliyim, geçen yıl ev almadığım için çok pişmanım, çocuksuzum.
0
cevahir
(25.08.16)
(24)

İzmir sizce de abartılmış bir balon değil mi?

portakal
Evet ise neden, hayır ise neden lütfen. Cevap verenlere teşekkürler şimdiden :)
Evet ise neden, hayır ise neden lütfen. Cevap verenlere teşekkürler şimdiden :)
0
portakal
(23.08.16)
başka nereleri gördün, yaşadın? yaşın kaç? bunlar da etkili sana vereceğimiz cevap için bence. kimineg öre balondur, kimine göre çok başka şeyler ifade ediyor olabilir.
0
mahone
(23.08.16)
kesinlikle öyle. açık görüşlü olduklarını iddia ederler ama kendi toplulukları dışında kimseye iyi gözle bakmıyorlar, dedikodunun aşırısını izmir'de gördüm, birbirinin arkasından iş çevirenler filan gırla. açıkçası izmir'den çıkan düzgün karakterde çok az insan gördüm.
0
devilred
(23.08.16)
Rahatlik evet. Izmirin tek olayi bu. Gercekten insanlarin birbirini bu kadar umursamadigi bir yer yok gibi.cok tehlikeli bir sehir degil. Birkac mahalle disinda olaya kavgaya gurultuye pek rastlamiyorsun. Ama gorsel guzellik acisindan balon evet. Guzel izmir olayi hikaye bence. Izmir modern sehir gorunumune bile bir turlu kavusamamis bir yer. Kordon disinda bakinca icinin açıldigi bir yeri yok.Trafigi yollari altyapisi berbat. Cok pahali bir sehir degil yeme icme ucuzdur baska buyuk sehirlere nazaran.

Izmir insaninin iyiligi samimiyeti de yalan. Izmir insani kibirlidir kendisinden olmayani dışlar ve bağlilik misafieperverlik duygusu yoktur. 2 den fazla orta yasli izmirlinin sohbeti bir yerden sonra mutlaka izmirlilikle övünmeye baglar ve kusmak istersiniz. Ha sicakkanlidir kibardir o ayri.
0
aquarium
(23.08.16)
türkiye'de daha iyisi olmadığı için en iyisi bu.

yaz aylarında bakıyorum, izmir dizileri çoğalıyor. izmir oralarda anlatılan gibi bir yer idiyse, ben nerede yaşadım merak ediyorum. yok izmir insanı şöyle rahattır, böyle cool'dur. önce bu salak dizileri bir kenara atalım.

izmir büyükşehir avantajlarına sahip olarak; kalabalık olmayan, trafiğin olmadığı, gezilecek, istanbul kadar pahalı olmayan güzel bir şehir. ama kime göre neye göre?

istanbul her nasıl sadece taksim, beşiktaş, eminönü vb. havalı mekanlardan olmuşuyorsa, izmir de karşıyaka, alsancak, konak vb. yerlerden oluşmuyor. arka planda her büyükşehirde olduğu gibi gecekondular, çingeneler(bizim evin arkasında her gece birbirlerinin üstüne cam şeyler atarlardı), refah seviyesi düşük hayatlar var.

burada yaşamak isteyen insan bunun neresinde, ona bakması lazım.

çocukluğum hep karşıyaka'da geçti. şimdi istanbul'dayım.

izmir'de bir yere gitmek 3-4 saat harcamazdım. en kötü bir otobüsle bile gidilecek yere rahatça varılırdı. ama istanbul'da arabayla bile trafik de varsa eğer, neler olduğu malum. ceset çıkıyor adeta yolun sonunda.

izmir'de işe gidiş saatlerinde ve dönüş saatlerinde şimdi adını hatırlayamadığım bir yer vardı, karşıyaka'ya dönülüyordu sağa sapıp, bi orada en fazla 10-15 dakika trafik olurdu. onun dışında da kaza falan yoksa çok görmedim ben.

istanbul'a göre sakin demek her yer için doğru değil. mesela anadolu yakası çok sıkıcı ölçüde kalabalık değil. bazen karşıyaka çarşı inanılmaz sıkıcı ölçüde kalabalık oluyordu, bazen sakin. gibi gibi..

ve evet, izmir çok sıcak.

izmir'in bence en büyük eksiği ve hatası, yıllardır chp'yi ısrarla, inatla başa geçirmesi, hem de her ilçede.. izmir'in en büyük eksiği belediyesi bence. karşıyaka'da 2-3 ayda bir sürekli kaldırım yeniliyorlardı.. bunu iyi hatırlıyorum ama :) bir kere de zübeyde hanım parkı'nda cevat durak ile konuşmuştum.. ama neler oldu tam hatırlamıyorum. öyle anlatayım istedim. :))

e: 'e tamam chp gitsin de kim gelsin' mesajları alabilirim.. kişiler mi yanlış, parti mi yanlış bilmiyorum. kişileri seçen partiyse, belki de hepsi yanlıştır.
0
tosiba
(23.08.16)
kimse birbirine karışmıyor rahat evet, ama bu başına kötü bir şey geldiğinde de geçerli. yine kimse karışmıyor. normal etliye sütlüye karışmayan birilerine göre şehir.
0
dafaisss
(23.08.16)
evet hem de çok büyük bir balon..

ne izmirmiş be; bir patlatamadınız gitti :D
0
redeath
(23.08.16)
Alsancak-Bostanlı hariç boş bi şehir eski püskü esenlerden hallice mahalleler ancak gel gelelim ki insanları cidden medeni esenler gibi görünen mahallede dolaşırken erkeklerin mini etekli kızları kesmeyişinden bile anlayabiliyorsunuz. İstanbul'daki mahallelerin yüzde 50sinde bileği gözüken kıza yol üstünde 31 çekecek tipler ağırlıkta.

Neden Esenlere taktım bilmiyorum ama ilk o aklıma geldi asdfghjs.
0
Mcfly
(23.08.16)
@mcfly

karşıyaka'da, örneğin alaybey 40+ binalarla dolu. ama eski püskü, esenler, yanlış ifadeler.. dar sokaklar, eski evler var olsa da illa ki bir yerlerden denize, yeşil parklara çıkıyorsunuz. tabi diğerlerini bilemeyeceğim.
0
tosiba
(23.08.16)
izmir güzelse sebebi Karşıyaka'dır.
0
erty_ksk
(23.08.16)
@sour

çingeneleri dışlamak için söylemiyorum ama, bu insanlar gayet de şehrin merkezinde yaşıyor. yaşadığım ev tam karşıya merkezde, sahile bir sokak ötedeydi, arka sokakta çingene doluydu. ilginç insanlardı, orası ayrı. değişik sebeplerle kavga ediyorlardı.

istanbul'da örneğin bu sınıf ayrımı daha keskin. ataşehir örneğin. bir yanda plazalar, rezidanslar yükselirken, yolun öte yanında gecekondular duruyor. herhalde en bariz örneği istanbul'da burası.

ama izmir'de bu kadar keskin değil bana kalırsa.

ki kötü özellik olarak gösterilemezler elbette. kast ettiğim şey yanlış anlaşılmış; izmir'in de televizyonlarda, filmlerde abartıldığı yerlerinin yanında, gösterilmeyen bir perde arkasının olduğu dikkat çektim.
0
tosiba
(23.08.16)
medeni olduklarına, kadınların rahat hareket edebildiğine dair fikirlere de daha bir hafta öncesinden şöyle aksi bir örnek vereyim:

bir arkadaşım ziyaret için gittiği izmir'de, bindiği otobüste gayet hoş göründüğünü söylediği bir erkek tarafından taciz edilmiş. söz konusu erkek, boş otobüste arkadaşımın tam karşısına oturup arkadaşıma baka baka kendi cinsel organını okşamış uzun süre. izmir'de yaşadığım dönemlerde böyle birçok hikaye daha duydum, gördüm. bu mu medeniyet?
0
devilred
(23.08.16)
Bostanlı foça çeşme narlıdereyi çık izmirin uşaktan bilecikten farkı yok

belki oralarda altyapı daha sorunsuzdur
0
Batuhanolabilir
(23.08.16)
güzel bakan güzel görür.

bence artık izmir abartılıyor demek abartılıyor.
0
aydogank
(23.08.16)
@karakteristik

mesela yaşanabilir olmak veya olmamak değil.

burada bir tepki var; izmir'in insanları şöyle rahattır, böyle saygılıdır vb. ifadeler kullanan insanlara karşı.

insan davranışları genellemeye uygun şeyler değiller.

izmir'de alsancak'ta şarap içerken, bir diğer yanda kapalılara öcü gibi bakanlar da var. yahut şarap içenlere de.. bunlar elbette izmir'e has değiller.

ama benim kızdığım şey de bu.

ya arkadaş izmir'in insanının medeni olduğunu nereden çıkarıyorsun? ben buna çok kızıyorum. insanlar rahat, insanlar medeni, insanlar saygılı..

herkesin saygı konusunda, medeniyet konusunda hep işine gelmeyeni göz ardı ettiği noktalar var. izmir'de de bu böyle, türkiye'nin x şehrinde de bu böyle.

izmir'in insanı da pekala türk insanı. asıl insanların abartılmaması gerekiyor. şehrin güzelliklerini buyrun hep beraber abartalım.
0
tosiba
(23.08.16)
hiçbir sosyo-kültürel aktivitenin olmadığı;

alsancak-bostanlı arasına sıkışmış ciddi anlamda vasat bir şehir.

25 yıl yaşadım ordan biliyorum.
istanbul'u geçtim, kadıköy'ü bile geçtim, kadıköy'ün sırf caddebostan bölümü bile izmir'den daha büyük ve "aktif" bir bölgedir.
0
tchuck
(23.08.16)
@tosiba, Karşıyaka'da romen mahallesi var da ben mi bilmiyorum acaba?

Yıllardır İzmir şöyle İzmir böyle yazılıp çiziliyor. Olumlu, olumsuz... Herkes kendi penceresinden görüyor çünkü herkes farklı şeylere öncelik veriyor.

Ben eksisiyle artısıyla İzmir'de yaşıyor olmaktan memnunum. Çünkü olumlu yanları olumsuz yanlarından daha çok, oldukça çok.

Çingenesiyle, aldığı göçlerle, yerlisiyle bütün olarak baktığımda göçlerin dengeleri epeyce zorladığını söyleyebilirim. Belediye kardeş aile, abla kardeş projeleri gibi projelerle, stk'ların göç alan bölgelerde özveriyle yaptığı çalışmalarla yerlisi ve yeni geleni birbirine yakınlaşıyor. Ben de göç almış bölgelerdeki çalışmalara katkıda bulunuyorum. Bir İzmirli olarak anadoludan gelen insanlarla farklarımızı bu çalışmalar sırasında gözlemliyorum. Bazı bölgeler var ki pek farkımız yok, bazı bölgeler ise çok çok farklı.
Beni en rahatsız eden unsurlar; çocuklarını sürekli dövmeleri, sürekli bağırmaları, kız çocuklarına aşırı baskı uygulamaları, okuldan alıp evlendirmeleri, çöplerini arkalarında bırakmaları, kadınlarına yaptıkları ...
Biz burs verdiğimiz çocukları sanatın her yönüyle tanıştırıyoruz. Sinema, tiyatro, fotoğraf, seramik, kitap... adam kızını sinemaya yollamıyor. Sinemayı kapatmışız, sadece kız öğrenciler olacak, otobüsle alıp otobüsle yerleşim yerine bırakacağız. Yollamıyor.
Yaz okulunun son günü deniz gezisi düzenledik, anneler kardeşler geldi. Foça'da ağaçlık bir yer bulduk, banklar maslar var. Kadınlar kilim falan getirmişler masalara oturan olmadı. Yendi içildi denize girildi, tabii çocuklar girdi, kadınlar girmedi. Dönme vakti geldi, yaygılarını topladıkları gibi doğru otobüse yollandılar. Arkalarında çocuk bezleri dahil yığınla çöp bırakarak. İçlerinden sadece biri geriye dönüp baktı ve çöpleri toplamaya geldi. O masaya otumuştu ve kendine ait çöpü torbaya koyup çöpe atmıştı. Ve sürpriiz, o da bir izmirliydi.
Bu grup işte o çok çok farklı bölgeler var dediğim grup. Zor öğreniyorlar. 3.4. sınıfa gelip okumayı sökemeyenler var içlerinde.

Yolunuz düşerse Karşıyaka'ya gelirseniz esnafına bir bakın. Dışarıdan gelen esnafla yerli esnafı hemen ayırt edebilirsiniz. Sokağın başında durun, sokaktan geçen kadınlara yiyecek gibi bakanlarla işine gücüne bakanları ayıracaksınız. Üşenmeyin sohpet edip nereli olduğunu öğrenin. İşine gücüne bakanlar yerlisi çıkacak.
Sahilde yürürken köpeğiyle gezenlerin köpek kakası için torba taşıdıklarını göreceksiniz. Arkadaşların dediği gibi türbanlısı, anadolu tipi baş örtülüsü, yazmalısı, mini şortlusu sahilde yan yana oturup serinler, kimi çay demler kimi bira içer. kelimelik oynar, kitap okur. Yalnız bişey diyeyim mi, izmir türbanlıların ezici çoğunlukta olduğu bir yer değil. Umarım olmaz ama olursa sahilde artık o her kıyafetten olan insanları bir arada huzur içinde akşam keyfi yaparken göremezsiniz. O zaman laf atmalar sataşmalar, ve hor görmeler başlar.
İşte İzmir'in en güzel yanı bu. Hoşgörü. Başka yaşam tarzlarına "kendi seçimidir" diyebilmek. İnsana insan olduğu için değer vermek, saygı duymak.

edit: göçle gelenler hakkında olumsuz gözlemlerimi yazdım, yanlış anlaşılmasın çünkü eksik oldu. Çalışmalar sırasında çok güzel insanlarla tanıştım, dostlar edindim, onlardan çok şeyler de öğrendim.

Herkes bir değil, binbir çeşit insan var arkadaşlar. Mesele çoğunlukta. İnsan çevresindeki 5 kişinin ortalamsı deniyor ya, ya da üzüm üzüme baka baka kararıyor. Çoğunluk nasılsa ona dönüşüyoruz ya da yakınsıyoruz hepimiz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.08.16)
@hayat

hayır, roman mahallesi değil. tersane'nin ordaki parkın karşısından birkaç sokak arkada, eski apartmanların arasında sıkışmış küçük birkaç katlı evlerden oluşan çıkmaz bir sokaktı. ki bunlar tek de değildi. bunlardan istanbul'a geldim geleli henüz bir benzerini göremedim. insanlar adeta sınıflara ayrılmış gibiler burada.

ki benim bahsettiğim şey de insanların istanbul'daki gibi sınıf sınıf yaşamadığıydı zaten, ataşehir örneğindeki gibi. bu insanlar alaybey'in belki de en güzel yerinde, geçerken hiç dikkat bile etmeyeceğiniz ölçüde küçük bir yerde, önündeki apartmanların gölgesinde kendi hallerinde yaşıyorlar.

tabii siz ne çıkardınız bilemiyorum yazdıklarımdan.

e: önceki yazımı okudum, yanlış anlaşılmasın diye açmak istiyorum.

iki önceki yazımda anlattığım şey, benim bakışımdan gördüğüm karşıyaka'da insanların 'mahalle mahalle' değil, ki 'mahalle mahalle' kavramını istanbul'da örnek göstermişim, insanların iç içe yaşadığıydı. dedim ya, öyle ansızın karşınıza çıkan bir yerdi o roman sokağı.. ufacık bir örnek yani. benim her gün şahit olduğumdu.

alaybey'de bir yanda maddi durumu iyi olmayan insanlar da varken aynı sokakta, bir yanda gerçekten zengin insanlar da vardı. istanbul'da bu böyle mi? aynı mahallede de bu böyle değil, aynı ilçede de.. çoğunlukla hayır bence yani. istanbul'da bu çizgiler daha keskinken, izmir'de, veya karşıyaka diyeyim, bu çizgiler daha yumuşaktı.

belki güzel olmasına ufak da bir katkı vardı. çünkü sınıfsal ayrım olmadan her türden, her memleketten insanın bir arada olması bana karmaşayı değil, onlara zamanla saygıyı öğrettiğini düşündürüyor. oysa istanbul'da insanlar aynı ilçede farklı semtlerde(aslında dünyalarda) yaşıyorlar ve hepsi ilçe merkezine geldiğinde haliyle bir karmaşa oluşuyor.
0
tosiba
(24.08.16)
izmirliyim istanbulda yaşıyorum. Başka şehirlerde de yaşadım.

izmir denildiği gibi kötünün iyisi. İstanbulda erzurumlu erzurumlu gibi yaşar, karadenizli biri karadenizli gibi yaşar, mardinli mardinli gibi yaşar ancak izmir'de izmirli gibi yaşanılır. İzmirde aynı evde kadın erkek sevgili çift rahatça kalabilir. Bekar biri aile apartmanında rahatça oturabilir ancak istanbulun çoğu yerinde böyle değil. İstanbul gibi bir şehirde öğrenciye ev verilmeyen semt dolu.

Eskisi gibi olmasa da izmirde çomar sayısı halen az. Ama eskiden daha güzeldi. Ancak istanbul gibi maganda ve barzo tipler oldukça az. Kadınlar neredeyse şehir içinde bikiniyle gezecekler. İstanbulda çoğu yerde böyle dışarı çıkamazlar.

istanbulun belli başlı birkaç yeri dışındaki yerlerin anadoludan farkı yok. Bekar ya da öğrenciler istanbulda 3-4 aynı evde kalıp zor geçiniyor. Ancak izmirde 600-700 liraya ortalama bir evde ve iyi bir semtte yaşanılıyor.

peki izmirde kötü olan ne ? bikere tarih yok ve sosyal imkanlar kısıtlı. Gece çıkıp gezebileceğin yerler sınırlı. İzmirin bazı yerleri var ki ( torbalı, ödemiş, tire, menemen, kiraz, kınık, kemalpaşa gibi) anadolu köyleri gibi.

Aylık 9-10 bin kazanmıyorsan, aylık 2500 den fazla ödeyemeyeceksen istanbulda yaşamak sıkıntı. Parası olmayana istanbul cehennemdir.

istanbulda insanlar birbirini kazıklamak, dolandırmak derdinde çünkü değirmen başka türlü dönmüyor. İzmirde böyle sıkıntılar yok.

kısacası istanbulla kıyaslanıdığında iyi yanları da var kötü yanları da...iş parada bitiyor.
0
ıch will
(24.08.16)
yazlık kültürünün olması bile yeterli izmir i sevmek için
düşün 5 de işten çıkıp max 6 buçukta müstakil evine gidiyorsun mayonu giyip hayda denize deniz istemiyor musun bahçe de yak mangalını ya aç biranı gece 12ye kadar bahçelerde sohbet et aile ve komşularınla
0
fasulyek
(24.08.16)
akşam cevapların hepsini okumamıştım, şimdi baktım bir ikisi için diyeceklerim var.
@devird;
arkadaşın boş bir otobüste bir erkeğe çok hoş döründüğünü söylemiş. sonra da onun karşısında kalıp yaptığı hareketi izlemeye devam mı etmiş?
yapması gereken şuydu bir daha aynı şey olursa aklında olsun: otobüs şoförüne tacize uğradığını söyleyip bir karakola çekmesini isteyecek. şoför hiç bir durakta durmadan kapıları açmadan karakola gitmek zorunda.
Ayrıca başka bir ilde mesela İstanbul'da mesela Ankara'da veya Eskişehir'de, Çanakkale'de bu anlattığın olayın yaşanma olasılığı var mı yok mu? Yozgat, Konya demiyorum bak. Allah muhafaza son gidişattan sonra o karadla da kalmayabilecek çok bölge var hepimiz biliyoruz.
İzmir'de yaşadığım dönemde buna benzer çok olay gördüm yaşadım demişsin. Yaşamışsındır bir diyeceğim yok ona. Ben de 56 yıldır bu şehirde yaşıyorum. Öyle bişey yaşamadım, yakın uzak çevremde de bu boyutta bişey yaşayan olmadı. Bu da bizim şansımız olsa gerek. Ha ne olur, toplu taşıma gibi bayram öncesi kalabalıklaşan kemeraltı gibi yerlerde sıkışıklıktan istifade edip koluna popona vs değmeğe çalışanlar olabilir. Onlar da ya dirseği yer ya bütün otobüs/çarşı onun yapmaya çalıştığını öğrenir ve tepki gösterir. Sen ses çıkardığında yanında olanların çokluğunu göreceksin.
Son zamanlar için aynı rahatlıkla söyleyemesem de en azından İzmir'de ve hatta ege köy ve ilçelerinde hala görebilme oranın çok yüksek.

@ aquarium, "2 den fazla orta yasli izmirlinin sohbeti bir yerden sonra mutlaka izmirlilikle övünmeye baglar ve kusmak istersiniz" demişsin. Dışarıdan öyle görünüyor olabilir. Sormak lazım "neden" demek lazım.
Misal; eve tadilat için usta çağırıdm. adam doğulu. eve geldi gözleri ferfecir okuyor. kızların odasının kapısı aralık , ben işi anlatıyorum onun gözler kapının aralığına kayıyor. işi anlatmayı bıraktımp sonra ararım deyip nasıl yolladığımı bilemedim. ardından başka birini çağırdım, bu seferki ege ilçelerinden. adam geldi işe baktı, konuştuk işi verdim ve hiçbir rahatsızlık vermeden işi yaptı gitti.
Biz burada yolda birbirimizle çarpışınca gülümseyerek özür diliyoruz höt zöt etmiyoruz. Sıraya kaynak olan izmirli var mı bilmiyorum ben hiç görmedim. dışarıdan gelenler yapıyor ama. Biz sabah yürüyüşünde birbirimize gülümsüyoruz, günaydın diyoruz, kolay gelsin diyoruz, hayırlı kazançlar diliyoruz, teşekkür ediyoruz lütfen diyoruz. Çoğunluk böyle. İstisnalar var elbette. Günlük yaşam kalitesini arttıran bu ve benzerl olguların istisna olması değil genel karakter olması İzmir'in farkı.

Bunları İzmir'i övmek için yazmıyorum. İzmir'e akın başladı, gelmek isteyen gelsin yine de ama daha iyisi herkesin yaşadığı yere olumlu dokunuşlar yapmaya çaba göstermesi. Sağlıklı olan bu çünkü.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret

öncelikle nickim devilred. arkadaşım adamın çok hoş göründüğünü bana söyledi elbette, olayı dinleyen kişi olarak anlattığım ortada.

"Ayrıca başka bir ilde mesela İstanbul'da mesela Ankara'da veya Eskişehir'de, Çanakkale'de bu anlattığın olayın yaşanma olasılığı var mı yok mu?"

ben de tam olarak bunu diyorum işte, özel değilsiniz. ülkenin geri kalanıyla aynısınız, sadece kendinizi özel görüyorsunuz. açıkçası onca paragraf döşeyince izmir çok süper bir yer olmuyor, sadece onca paragrafı döşeyen kişi, gereksiz bir savunma çabası içine girmiş bahsedilen o kibirlilerden oluyor. bu kadar.
0
devilred
(24.08.16)
@devilred, kullanıcı adını klavyenin tuşlarındaki sıkıntı nedeniyle eksik yazmışım, çoğunluk geri dönüp kontrol ediyorum bazen de böyle gözümden kaçanlar oluyor, bunun için özür dilerim :)

Arkadaşının ifadesiyle ilgili yorum yapmadım zaten ben, sana söylemiş, oğlana söylemiş değil konu. Önemli olan; orada bir taciz olması, taciz durumunda arkadaşının ne yapacağını bilmeyişi Şimdi o oğlan dersini aldımı mı, almadı. Bir dahaya deneyecek mi, büyük ihtimal. Ne zamana kadar deneyecek, taa ki başı bu nedenle derde girene kadar. Bu sırada taciz çoğalmış olacak mı, olacak.
"izmir'de yaşadığım dönemlerde böyle birçok hikaye daha duydum, gördüm. bu mu medeniyet?" diyorsun. Peki sen ses çıkardın mı, duyduğun, gördüğün hikayelerde tacize uğrayanlar ne yaptılar peki? O zaman ben de şunu sorabilirim; gördüğü yanlış muameleye sessiz kalmak mı medenilik?
Halkaların boyutunu görebiliyor musun?
Ses çıkarın kadınlar, ses çıkarırsanız kazanırsınız. Cezaevlerinde tecavüzcülere yapılanlar sizin ses çıkardığınızda yanınızda olacak insanların varlığının kanıtı. Kanıta da gerek yok, zaten ses çıkardığınızda kendiniz de göreceksiniz.

Erkekler, babamın bana 13-14 yaşımda öğrettiği gibi siz de kız çocuklarınıza ses çıkarmaları gerektiğini öğretin. onları en iyi bu şekilde koruyabilirsiniz.

devilred, kendimizi özel gördüğümüz filan yok. bizden ne isteniyor anlamıyorum gerçekten. olmuyor öle şeyler pis kaka burası mı diyeyim. işime gelir aslında, yukarıda yazdığım nedenlerle...
soru soruluyor, deneyimlerimi yazıyorum çok yazdın savunuyorsun oluyor, birkaç yıllığına buraya gelenle bir ömrü burada geçiren biriinin tecrübeleri bir olur mu allasen. tabii ki çok yazabilirim, hatta kitap bile yazabilirim burayla ilgili. yarım yüzyıldır yaşadığım yer burası benim. köklerim burada. iyisini, kötüsünü yaşadım, yaşıyorum. çocuk yetiştirdim, torun yolu gözlüyorum. torunlarımın daha iyi bir hayat yaşamaları için çabalıyorum, öte yandan vaktimi ayırıp yaşadığım yerin olumlu olumsuz yanlarını dilim dödüğünce paylaşıyorum ki başka insanlar, onların çoluk çocuğu torunu torbası da faydalansın, onlar da şehrimizin güzel yanlarını hayatlarına geçirsinler, kötü yanlarından sakınsınlar.
Kibir buysa ben kibirli olmaya devam edeceğim demek ki. Yapçak bişe yok. Çünkü ben buyum.
Peki sizin oralarda durumlar nasıl?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
yaşamımın büyük kısmını izmirde geçirmiş biri olarak şu benzetmeye çok katılırım:

"emekli ve öğrenci şehri"

iyi iş imkanı, çeşitli zevkler, deli dolu yıllar için tam tatmin sağlayacak bir yer değil. ama yine de daha ucuz yaşam ve daha huzurlu ortam açısından evet iyidir. yine de dediğim gibi orta yaş ve 20lerin sonları için pek tercih edilecek bir yer değil bence.
0
kirazıseviyorum
(24.08.16)
sevmeyin (zorunda değilsiniz)

gelmeyin (zaten biz bize yetiyoruz)

abartmayın (denizi güzel, kendi halinde ve baş yiğidolar tarafından dışlanmış bir şehir işte)
0
redeath
(24.08.16)
(10)

İzmir'den Çeşme'ye Sabahın Köründe Nasıl Gitmeli?

stonehead
Selamlar,Hesapsızca yapılan bir planlama sonucu, sabah 9:00'daki çeşme limanından kalkan feribota yetişebilmek için 8:00'de orada olmam gerekiyor, izmir'den çeşme'ye saat 8:00'de varacak şekilde nasıl gidebilirim?Havaş 3:30'da var en erken. sonraki 8:30'da. Otogar'dan kalkan otobüsler kaçta başlar b
Selamlar,

Hesapsızca yapılan bir planlama sonucu, sabah 9:00'daki çeşme limanından kalkan feribota yetişebilmek için 8:00'de orada olmam gerekiyor, izmir'den çeşme'ye saat 8:00'de varacak şekilde nasıl gidebilirim?

Havaş 3:30'da var en erken. sonraki 8:30'da. Otogar'dan kalkan otobüsler kaçta başlar başka nasıl gidilebilir?
0
stonehead
(23.08.16)
bu arada tabi detay vermeyince şu anmış gibi olmuş :)planımız pazar sabahına.
0
🌸stonehead
(23.08.16)
Otogardan illaki bir sey bulursun sabah erken de oluyor diye hatirliyorum.
0
condom kurşunu
(23.08.16)
Çeşme seyahati arayıp öğrenebilirsiniz. Otogar ve Üçkuyular dan kalkıyor otobüsler. 0 (232) 712 16 96
0
pinkket
(23.08.16)
İzmir'e neyle geleceksiniz, kaçta burada oluyorsunuz?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.08.16)
izmire bir gün önce geliyorum.
0
🌸stonehead
(23.08.16)
havaalnindan gidecekseniz shuttle hizmeti veren firmalari arastirin.
otogardan gidilecekse servisle fahrettin altay/uckuyular'a gecin. @pinkket'in verdigi numaradan saatleri ogrenebilirsiniz.
o da olmuyorsa f. altay'dan taksi. siki pazarlik yapin!
0
enaz3kedi
(24.08.16)
Usta bahsettiğiniz 9 feribotuna yetişmek için biz sabah 7 Çeşme otobüsüne binmiştik. Çok rahat yetişiyor.

Daha önce Fahrettin Altay'dan, şimdi İnciraltı'nda kalkan Çeşme otobüslerine bineceksiniz.

Yer yol bilmiyorsan daha detaylı anlatırım.
0
teknikekip
(24.08.16)
en son feribot şirketinin transferini ayarladım ki, 07:35'de alacaklar uçkuyulardan.

ertürk'le gidiyorum bu arada ihtiyacı olabilecek olanlar için not olsun.
0
🌸stonehead
(24.08.16)
halletmissin gerci ama yazayim gene de.
uckuyularda pazar yerinin ordan, (otobus duraklarinin oldugu yer) az balcova tarafina daha yuruyunce, cesme otobusleri kalkiyor. biz daha 2-3 hafta once 7.30da mi ne bindik, hic sikisiklik olmadan erturk gemisine yetistik 9.30daki.
0
jimicik
(24.08.16)
Ben 09:00'dakine bineceğim bakalım ona da yetiştirebilecekler mi? :)
0
🌸stonehead
(24.08.16)
(8)

Kumaş ve Keçe kesmek için kalıp?

tchuck
selam arkadaşlar.kumaşları ve keçeleri kesmek için, matbaalardaki bıçak gibi, kalıp bıçaklar çıkartılıyor mu acaba?şöyle üst üste 50 tane kumaş koyayım mesela, bıçakla presleyip tek tip şeyler çıkartayım vs?mümkün mü?mümkünse istanbulda nerede yaptıraiblirim?
selam arkadaşlar.

kumaşları ve keçeleri kesmek için, matbaalardaki bıçak gibi, kalıp bıçaklar çıkartılıyor mu acaba?

şöyle üst üste 50 tane kumaş koyayım mesela, bıçakla presleyip tek tip şeyler çıkartayım vs?

mümkün mü?

mümkünse istanbulda nerede yaptıraiblirim?
0
tchuck
(23.08.16)
bir diğer sorum da muhtemelen imkansızdır ama:

dikilmiş keselerin içine, yastık silikonu doldurup ağzını büzecek otomatik bişeyler var mıdır? varsa nerden bulunur?

not: iki konuda da fiyat önemsizdir.
0
🌸tchuck
(23.08.16)
herhangi bir konfeksiyon atölyesinde pres bulunur. kalıp bıçağı da vardır. sezon dışında gidersen belki yardımcı olurlar.

ama keçe 50 kat koyunca yüksek kalacağı için bana zor geldi.
0
babilbaligi
(23.08.16)
@babilbaligi,

50 tane örnekti ya derdimi anlatmak için dedim :))
0
🌸tchuck
(23.08.16)
peki ben presine kadar hepsini satın almak istiyorum öyle düşünelim.

tek seferlik bişi değil yani.
0
🌸tchuck
(23.08.16)
eğer lazer kesim senin işini görürse, 1-2 bin liraya masaüstü lazer tezgahlar var. altına 50 kat kumaşı serer tek seferde kesersin.

keseceğin parça daha büyükse büyük tezgahlar da o kadar pahalı değil.

pres falan çok pahalı değil. seri üretim atölyesini (kesim sadece) 10 bine falan toplarsın.
0
babilbaligi
(23.08.16)
kumaş, keçe kesimi için tekstil kesim motoru da oldukça kullanışlı.
doldurmak için silikon oyuncak doldurma makineleri var küçük parçaları doldurur mu bilmiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.08.16)
bu arada keseceğim şeylerin en büyüğü 1 karış kadardır.

normalde daha minik şeylerle çalışıcam. 1 lira boyunda veya 1.5 2 katı boyunda.
0
🌸tchuck
(23.08.16)
Keselere elyaf deyince parçaların ufak olduğunu tahmin ettim. 1 lira boyutu için makine satıcılarına sor ya da makinelerin klavuzunda vardır, internetten bulabilirsin. Bi keresinde hayvan kostümü dikerken kullanmıştım 20-25 cm kadar katı, kulak, kuyruk gibi ufak parçaları dahil çok rahat kestim. 1 lira boyutu da kesebilmesi lazım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.08.16)
(10)

6 aylik bir bebek aile sahibi oluyor

curukturpkokusu
Cok yakin arkadasim 6 aylik bir bebegi evlat ediniyor. Birkac gun icinde bebek gelecekmis ama hicbir hazirliklari yok. Bebek bu ara dis cikariyormus. Onumuzdeki birkac gun alisverise cikacagiz ama yasadigimiz yerde bir avm yada bebek urunleri satan buyuk bir magaza yok. Carrefour, migros, lcw, eczan
Cok yakin arkadasim 6 aylik bir bebegi evlat ediniyor. Birkac gun icinde bebek gelecekmis ama hicbir hazirliklari yok. Bebek bu ara dis cikariyormus. Onumuzdeki birkac gun alisverise cikacagiz ama yasadigimiz yerde bir avm yada bebek urunleri satan buyuk bir magaza yok. Carrefour, migros, lcw, eczaneler gibi yerlerden ihtiyaclari alacagiz. Besik, biberon akliniza gelenleri yazar misiniz? En onemli ve olmazsa olmazlar nelerdir? Cok heyecanli gercekten :)
0
curukturpkokusu
(22.08.16)
allah analı babalı büyütsün. ben de heyecanlandım :)

www.pudra.com

liste de herşey var nerdeyse. diş çıkarıcakmış baya zor geçebilir o dönem, dikkat etsinler.
0
allanpoe
(22.08.16)
kıyafet çok almasınlar, çabuk büyüyo bebekler.

aklımda direkt burundan sümük çeken alet geldi ama allan'ın listesinde varmış zaten.
0
elorelia
(22.08.16)
dis cikariyor madem, dislik alin. yazik kasiniyordur damaklari. gerci disleri bozuk cikariyor diyenler var ama ne benim ne de kardesimin disleri bozuk. kemirip kemirip gezmisiz oysa.
0
letheavendangered
(22.08.16)
Tesekkurler iyi dilekler ve oneriler icin. Ancak benim asil sormak istedigim 2 3 gun gibi kisa bir sure icinde en olmazsa olmazlari temin etmek. Bunun gibi listeler var evet ama sonucta zamanla alacaklar. En acilinden bir besik, biberon, belli basli kiyafetler, oto koltugu vs. O burundan sumuk cekme aleti gibi kisa sure icinde en ise yarayacak seyler nelerdir? Su an kendisi sokta oldugu icin dusunemedigi seyler olacaktir.
0
🌸curukturpkokusu
(22.08.16)
Calpol surup ve calgel jel. Ateşi çıkar bebisin, ateş düşürücü bulunsun. Calgel de dişlere sürülür
0
fallopian
(22.08.16)
Ilk önce eğer varsa öyle bir şansları annelerinden birini ilk zamanlar Yanlarına çağırsınlar. Hem el alışkanlıkları hem de sakinlikleri var. Yoksa kadınlar çok Telaş yapıyor herşeye.

Ikinci olarak 6 aylık bebek anne sütü alamayacağı için ek gıda alması gerekiyor. Buna göre başta günlük yoğurt tedariği sağlanmalı. Benek için Kaşık kap biberon. Bez, alt Değiştirme bezi, body, banyo malzemeleri (küvet, şampuan, Sünger, havlu vs gibi), kullanıyorsa emzik. Ateş ölçmek için iyi bir alet, Tırnak makası, az da olsa dikkatini çekecek oyuncak.

Ilk aklıma gelenler,
0
dunyayikurtarankahveinsani
(22.08.16)
ayy, çok heyecanlı :)) bir bebek daha yuva buldu, ne güzel haber bu.

mama, biberon, bez, çarşaf, pikev eya yaşadığınız yere göre battaniye, yastık, mama önlüğü, su bardağı, elektrik prizlerine koruyucu kapak, derece, pişik kremi, ateş düşürücü, meyve rendesi, ağız silme mendili ilk etapta yeterlii olur.

güle güle büyütsünler.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.08.16)
Süt anne bulsa da çok güzel olur. Ama bebek kurumdaysa emmiyordur muhtemelen. O yüzden formül mama, biberon temizleyici, bebek bezi alt değiştirme( kullan at lar da pratik) en temeli. 6 ayda itibaren tadım günleri başlar 3 er gün buharda pişmiş mevsim Sebzelerinden başlayarak alerji riski olmasın diye tattırabilir.hayatın bebek suyu var, o da ideal. Zaten yemeğini hazırlama, uykuya hazırlama, banyo bide ufak oyunlar olacak uğraşları o kadar.:)
0
margi kleinjan
(23.08.16)
negzel haber oldu o öyle. bence bir duyuru aç bebelerin eskilerinden yağdıralım arkadaşına. sonra zamanla alırlar.

banyo küveti önemli, bebek havlusu/bornozu gibi bişey fena olmaz. burun aspiratörü şart.

termometre, diş kaşıyıcı, bebek yatağı ve çarşaf, taşımak için puset/ana kucağı, bebeğin odası uzaksa telsiz/kamera,
0
babilbaligi
(23.08.16)
@babilbaligi aklima geldi ama arkadasima bazi seyleri ikincibel alabilirsin dedigimde pek sicak bakmadi, kimin kullandigini bilmeden icime sinmez vs dedi.biraz obsesifligi vardir boyle dusunmesi dogal.
Bir yanit daha vardi, silinmis nasil oyle aniden oluyor haberleri yok muydu diye sormus birisi. Yanlis anlasilmalara mahal vermemek ve illegal bir is oldugu dusunulmesin diye aciklamak istedim. Yuvadakiler cocugu almaya karar verirseniz 6 ay mahkeme surer demisler. Onlar da hep cocuk gelmeden once 6 ay vaktimiz olur hazirlaniriz diye dusunuyorlardi. Görmeye gittiklerinde hemen de alinabilecegini ogrenmisler, bu surecte mahkeme devam edecekmis. Onlar da bebek yuvada kalmasin bir an once ailesine kavussun diye birkac gun icinde almayi dusunuyorlar. Ben bir 15 gun vakit kazanip hazirlanmalarini onerdim, sonucta psikolojik olarak da kendini hazirlanasi lazim ama bebegin oyle bakislari varmis ki, orada kalmasina gonulleri razi degil. Buraya cevap yazan, guzel duygularini paylasanlara cok tesekkurler. Ne guzel insanlar var, hep var olun.
0
🌸curukturpkokusu
(23.08.16)
(4)

peltier ile fermantasyon kovası için soğutucu yapmaca

borschtang
selamlar duyurunun ayınştaynları,butikbira.com'dan kendime bira yapım kiti aldım lakin olay bunu almakla bitmiyormuş. fermantasyonun düzgün bir şekilde olabilmesi için ortam sıcaklığını da 19-25 derece arasında sabit tutmamız gerekiyormuş. yazın ve kışın bu değerleri sağlamanın tek yolu sanırım pelt
selamlar duyurunun ayınştaynları,

butikbira.com'dan kendime bira yapım kiti aldım lakin olay bunu almakla bitmiyormuş. fermantasyonun düzgün bir şekilde olabilmesi için ortam sıcaklığını da 19-25 derece arasında sabit tutmamız gerekiyormuş. yazın ve kışın bu değerleri sağlamanın tek yolu sanırım peltierli soğutucu kullanmaktan geçiyor.

ortalama 30-35 litre hacimli, köpük ile izole edilmiş bir alan için 130 watt'lık bir peltier işimi görüyor gibi. bu değere karşılık iki adet peltier kullanmayı düşündüm(2x75 watt) ama fan, soğutucu v.s maliyeti katlandığı için tek peltier(1x165 watt) kullanmak daha mantıklı gelmeye başladı. bu arada ortam sıcaklığını da stc1000 termostat ile kontrol altında tutmayı düşünüyorum.

daha önce peltier ile soğutucu yapmış veya bira fermantasyon süreçlerine kafa yormuş birilerinden bu konu ile ilgili görüş almam mümkün müdür? bu işi peltier ile yapmak mantıklı mıdır? var mıdır alternatif bir çözüm?

teşekkürler.
0
borschtang
(22.08.16)
sitenin forumunu da okuyun. orada da bunu yapmaya çalıştılar ama verim alamadılar.

forum.butikbira.com
0
inheritance
(22.08.16)
@inheritance

teşekkürler. o zaman farklı bir şey denemek gerekecek. o değilde stc 1000 siparişi vermiştim. ona yazık oldu:(
0
🌸borschtang
(22.08.16)
alternatif yöntem:
bira, votka, viski, şarap... yapan birini tanıyorum. o çok bol buz koyuyor bakır borunun dolandığı kovaya.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.08.16)
Ben kutumu hazırladım. 60x60 hocam. Stc1000 bende sipariş verdim geldi Çin'den. Peltier faydasız olacaktır tavsiye etmiyor kimse. Ben ilk kovayı Kurban bayramından sonra kurmayı planlıyorum (İzmir).

Eski bir buzdolabı bulup stc'i ona bağlamayı planlıyorum ama şimdi bu şekilde bir kaç kova kurup sonuçları görmek istedim.
0
teknikekip
(22.08.16)
(16)

Ekşi duyuru

etki
Ekşi duyuruyu arkadaşlarınıza tavsiye ediyor musunuz, buraya sizin sayenizde birileri geldi mi yoksa kimse bilmesin etmesin bize özel aile ortamı mı olsun diyorsunuz?
Ekşi duyuruyu arkadaşlarınıza tavsiye ediyor musunuz, buraya sizin sayenizde birileri geldi mi yoksa kimse bilmesin etmesin bize özel aile ortamı mı olsun diyorsunuz?
0
etki
(22.08.16)
Önceden kimse bilmesin gibi bir amacım vardı herhalde yani cok gerekmedikce bahsetmezdim sonra bu üye alımı değiştiği için arada belirtiyorum cünkü kimse o kadar teferruatla ugrasmak istemiyor ve sizlerde bana kalıyorsunuz!!! Nihahahaha (kötü kadın gülüşü)
0
fıytfıyt
(22.08.16)
Google'da bu kadar yüksek sıralaması olan bir sitenin aile ortamı mı olurmuş? diyor ve lazımsa girin sorun diyorum. Hiç kendimize saklamalık bir yer değil :|
0
quanche
(22.08.16)
Evvet söyledim, söylüyorum. İki üye var benden gelen.
0
bir ileti paylastim
(22.08.16)
bazen söylüyorum. özellikle gençlere. söylemesem de bazı duyuruları paylaştığım için görüyorlar, referans olmuş oluyor. sonrasında çevremden de duyuru linki paylaşanlar olduğunu görüyorum. ama nick'i nedir kimdir falan ilgilenmiyorum. onlar benim kim olduğumu anlayabilirler belki. ben yaşta kaç kişi var ki sonuçta burada. ileri yaşta olup benim gibi yaşını söyleyen yok en azından.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.08.16)
douchebag +1, ne eksik ne fazla.
0
baba jo
(22.08.16)
Duyuruyu biliyorlar ama üye olma gibi bir istekleri yok, ben de kimseye su çok güzel sen de gel demiyorum. Arada ricada bulunuyorlar, onlar adına bir şeyler sorabiliyorum.
0
pike
(22.08.16)
Soylemiyorum.
0
stavro
(22.08.16)
Sırasıyla hayır, hayır, hayır. Aile ortamı derken? Ahahah
0
nawar
(22.08.16)
douchebag +1 gerek yok.
0
yue
(22.08.16)
söylerim. aile ortamı olarak burayı seçen insanlara bir kurşun sıkın acı çekmeden hızlıca ölsünler. burda soru soruyorsun insanlar da sana cevap veriyorlar. burası sadece bu: soru-cevap
0
for day to break
(22.08.16)
@ @
Aile ortamına takmışsınız. Her gün aynı nickleri görünce söyledim onu. sıcak bir yuva anlamında değil küçük, çekirdek bir yapı anlamında. Ekşi sözlüğü tüm arkadaşlarım biliyo ekşi duyuruyu bilen 1 kişi bile çıkmadı
0
🌸etki
(22.08.16)
Yok, söylemiyorum. Buradaki insanların benim ne olduğumu bilmelerinin sakıncası yok ama dışarıdakilerin buradaki beni bilmelerine hiç gerek yok.
0
aychovsky
(22.08.16)
Kimseye söylemiyorum nekadar çok insan okadar saçmalık içine edecekler diye düşünüyorum
0
buzdolabindakiyarimlimon
(22.08.16)
canı çok sıkılan arkadaşım varsa, soracak çok sorusu varsa, tezini tamamlamaya çalışıyorsa filan söylüyorum ama kim olduğumu hayatta söylemem.
0
evde liyakat kalmamis
(22.08.16)
bahsediyorum, gelmeye yeltenen olmadı şimdiye kadar. biri istedi gibi oldu kavga ettik ben kazandım ve gelmedi.
0
Apocalypse
(22.08.16)
Etmiyorum.ifşa olunca her istediğini sormak mümkün olmuyor, tamamen bencillikten.
0
pastörizesüt
(22.08.16)
(9)

Ev almak neden bu kadar önemli?

dostlarorkestrasi
Çevremde bulunan herkes, ev almam konusunda baskı yapıyor. Hali hazırda miras olarak kalmış küçük bir ev ve dükkan var bana kira geliri sağlayan. Dükkan öldürseler satmam. Evi satsam maksimum 300.000-TL para verirler. onu satıp peşinat yapsam şimdi oturduğum evi almak için çok yüklü bir kredi çekmem
Çevremde bulunan herkes, ev almam konusunda baskı yapıyor. Hali hazırda miras olarak kalmış küçük bir ev ve dükkan var bana kira geliri sağlayan. Dükkan öldürseler satmam. Evi satsam maksimum 300.000-TL para verirler. onu satıp peşinat yapsam şimdi oturduğum evi almak için çok yüklü bir kredi çekmem gerek ve bu uzun bir süre hayat standardımın düşmesi anlamına geliyor. Sırf bir ev alacağım diye hayatımın en güzel yıllarını kredi ödeyerek geçirmek istemiyorum ama bunu kimseye anlatamıyorum. eş, dost, aile herkes sanki benim eve gözü dikmiş sattırıp yeni ev aldırmaya çalışıyor. Ben mi haksızım? Ev almak bu kadar önemli mi?
0
dostlarorkestrasi
(22.08.16)
Ev almak başka bir yerden kira geliri olmayan, ömür boyu kira ödemek zorunda olanlar için gayet mantıklı geliyor bana ama senin durumunda çok da mantıklı olmayabilir. Evin ve dükkanın kirası oturduğun evin kirasını ödemene yetiyorsa ve yetecekse gereksiz bile denebilir bence.
0
aioniotita
(22.08.16)
Taksi şoförü 1976 yılında çok güzel özetlemiş bunu; bir ev, bir araba, bir de sibel..
0
bigbadabum
(22.08.16)
ele geçen irili ufaklı herhangi bir mal varlığında direkt "EV AL EV AL HEMEN GİDİP EV AL" diyen insan en hafif tabirle vizyonsuzdur. kimse kusura bakmasın.

"ya dostlarorkestrasi sen o evi sat, şöyle bir yatırım yap, o parayı böyle böyle değerlendir, sonra belki bir noktadan sonra da bir ev alırsın gelecek için" deseler hepsinin üstüne çiçek, çikolata fırlatırdım ama bu net olmamış. ev ölüler ölüsü bir yatırım şeklidir ve ekstra bir şey olmalıdır. ekstra bir fırsat durum olmadıkça ev almak çok akıl karı değil yatırım manasında. Ki sizin etrafınızdaki insanlar zaten belli ki yatırım derdinde de değil. Öylesi daha bile saçma. Eldeki parayı niye gömesin oraya yani. Çok tuhaf.

Alma
0
naberabi
(22.08.16)
ev almak uzun vadede önemli bence dünyanın binbir türlü hali var, ama senin zaten zor durumda kalırsan başını sokacak bir evin varmış, e gelirin de varmış. senin durumun için gereksiz. etrafındakilere de ben evimden memnunum de geç, karışmasınlar.
0
evde liyakat kalmamis
(22.08.16)
Dünyanın binbir hali var ya ondan yeni bir ev al diyorlar.
O ev 30-40 yıl sonra kira getirebilecek mi, ne kadar getirecek, sen o sırada evlenip çoluk çocuğa karışacak mısın, onların okull masrafları olacak, evlilikleri olacak, onlar evlenirken sen emekli mi olmuş olacaksın?
Emekli olunca şimdi oturduğun yerde oturabilecek misin? Oturamıyacaksan elindeki evde mi oturacaksın, bina kaç yıllık, o zamana ne kadar eskiyecek...
Hayatın için öngördüğün algoritmayı yap, sonra karar ver. O dedi bu deiyle iş yapılmaz. Planın programın olur ona göre bakarsın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.08.16)
Kira her sene artacak, Her sene maaşının/gelirinin en az şimdiki kadarını kaybedeceksin kirada oturdukça. Çünkü enflasyon ve tüketici sepetine bağlı olarak artacak. Kredi çekip, aldığın evde ise kredi bedelinin faiz oranının düşmesi ile birlikte düşme ihtimali var. Düşmese bile her zaman sabit kalacak. Yani sen kira zammı yaptığın, maaşına zam aldığın zaman o kredi, kiranın aksine her geçen sene gelirinde daha az oran kaplayacak. Ev alma ile kira ödeme arasındaki birincil fark bu.

İkincisi ise 10 sene yukarıda belirtilen şekilde gelişinin belirli bir kısmını harcadıktan sonra çıkıp, Başka eve geçtiğinde kira ödemeye devam edeceksin. Eğer aynı yerde kalacaksan da 12. Sene de kira ödeyeceksin. Ev satın alma yoluna girdiğinde ise 10 yıl sonunda artık ödemen bitecek. 12. yılda bir kredi ödemen olmayacak ve normalde kesilen pay cebinde kalacak. Üstelik satış yoluna gittiğinde, evin artan değerine bağlı olarak 10 yıldır ödediğin paranın önemli bir miktarını geri alacaksın. Hatta belki daha fazlasını.

Ayrıca ev yatırımdır, girişimcilik değildir. Yatırım sana bir süre sonra para kaynağı olarak döner, girişimcilik ise elindeki parayı daha kısa süreçte arttırmaya yönelik bir değerlendirme yoludur.
0
nawar
(22.08.16)
şu dünyada ev veya dükkan alıp pişman olan kimi tanıdınız?

şu dünyada ev veya dükkan almak yerine o parayı çatır çatır yiyip pişman olan kaç kişi tanıdınız?

buralarda vereceğin cevaplar işi özetliyor aslında.

bir insanın, işsiz kalsa bile sığınabileceği bir evi olması dünyanın en büyük güvencesi.
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi aslında bu sorunun cevabını sunuyor sana.

ev aldın, 10 sene taksidini ödedin ve işsiz kaldın.
gidersin evinde oturursun ve hayatını idame ettirecek kadar bir kazanç sağlamak için asgari işler yaparsın. ve yaşarsın.

evin yok ve işsiz kaldın.
kiranı bile ödeyemzsin ve hayatını dahi idame ettiremezsin.

50-60 yaşında emekli olunca kendi sahip olduğun evde yaşamak çok önemli.
umarım önümdeki yıllarda ev alacak ekonomik durumum olur. hayatta daha önemli tek şey sağlık çünkü.
paran varsa ve sağlığa harcamıyorsan, eve harcamalısın.
0
tchuck
(22.08.16)
Ev al derken aslinda birikim yap, carcur etme demek istiyorlar. Bizim milletin tek bildigi birikim ev oldugu icin onu soyluyor herkes. Sehirlesme hizi yuksek oldugu icin ev her daim degerlendi bu ulkede. Diger yatirimlar cok can yakti.
0
chavezding
(22.08.16)
paran varsa al tabii ki.Emlak'ın getirisi faizi tokatlar
0
turkuaz
(29.08.16)
(6)

karınca istilası!

blatta hiberna
merhabalar,daha önce de çok soru sorulmuş bununla ilgili, ama yine de sormak istedim.hayatımızda ilk defa karınca istilasıyla karşı karşıyayız.denenenler:-raid karınca yemi-sirke/sirkeli su-karıncaların geldiğinden şüphe edilen yerlerin yakınına limon koymak-çamaşır suyuyla evin her yerine girişmek-
merhabalar,

daha önce de çok soru sorulmuş bununla ilgili, ama yine de sormak istedim.
hayatımızda ilk defa karınca istilasıyla karşı karşıyayız.

denenenler:

-raid karınca yemi
-sirke/sirkeli su
-karıncaların geldiğinden şüphe edilen yerlerin yakınına limon koymak
-çamaşır suyuyla evin her yerine girişmek
-yuva çıkışı olduğundan şüphelenilen iki noktayı silikonla kapatmak

hiçbiri çözüm olmadı.

işin en kötü yanı, evde altı kedi var.
ortalık yere ilaç milaç da koyamıyoruz/koyamayız.
öldürmek de istemiyorum zaten, çok üzülüyorum.
ama azalmadılar bile.

evde zaten kedilerden dolayı öyle açıkta tuttuğumuz şeker falan filan gibi şeyler de yok, yani neye geldiklerini de anlamadık.

bir de gidip koca evde başka yer yokmuş gibi karıncaların güzergahının üzerine falan yatıyorlar, daha demin birinin üzerinden üç tane aldım.

şöyle sakin sakin uzaklaşmalarını sağlayacak ne yapabiliriz acaba?

annemde de, bende de fikirler tükendi.

teşekkürler!
0
blatta hiberna
(21.08.16)
Başlığı takip edecegim benim de basim dertte. Denediklerim:
Camasir suyuyla silmek (bir sure uzak tutuyor)
Karinca yemi ( 1 ay once ise yaramisti ama simdi etkisi yok)
Salatalik kabugu (ilk denemede ise yaradi sonra etkisini kaybetti)
Bocek ilaci sprey ( bi ise yaramadi)
Otrin ( ise yaradi gibi ama hala tek tuk gezinenler var)
Sirke ( sanirim etkisi yok)
Limon (surunce etkisi oluyor ama surekli yenilemek lazim, limon surmekten biktim heryere)
0
curukturpkokusu
(21.08.16)
salkım domateslerin saplarından koyun. bir arkadaş bu yöntemden iyi sonuç almış.
olmazsa şunu yapın:
1 yemek kaşığı kadar borik asiti 5-6 yemek kaşığı toz şeker ve bir çay fincanı su ile karıştırın. Bu sıvıya batırdığınız pamuk parçalarını çıkış yerlerine koyun. Pamuklar kurumadan sık sık ıslatın.

sirkeyi düzenli aralıklarla mı sıktınız? bir iki kereyle olmuyor çünkü. ayakları kesilene kada devam etmek gerekiyor.
kedi olmasa çok çok acı yoz biber de etkili oluyor. ama kedi var, yalar eder olmaz.

genel olarak; böcekler, haşaratlar keskin kokulardan ve acıdan rahatsız oluyorlar. adaçayı, lavanta, defne.. bir de tespih ağacının tohumları organik tarımda da kullanılan böcek kaçırıcı. ben bitkilerimde bunu kullanıyorum.
tohumlarını topluyorum gerektikçe hazırlayıp kullanıyorum.
hazırlanışı şöyle: : bir sap kadar tespihi iyice kırıyorum. en zor tarafı bu çünkü çok sertler. taş iyi kırıyor. 1.5-2 litrekil pet şişeye koyuyorum üzerine su koyup 2 gün kadar bekletiyorum sonra süzüp yapraklara gövdeye püskürtüyorum.
iki çeşit tespih ağacı var karışmasın latincesi : melia azedarach

karıncalar saksı topraklarına da yerleşebiliyor, saksınız varsa üstte minik gözler veya alttaki tabakta toprak yığılması var mı bakın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
hocam karinca yemi dediginiz nedir?

su tozu denediniz ve ise yaramadi mi? www.vaverashop.com
edit: baktim karinca yemi ile bu toz farkli seyler. bence bu tozu bir deneyin, her yil mutfagimi basmaya calisirlar henuz bir yil sasmadi bununla gidiyorlar, gelmiyorlar
0
kassiopeia
(21.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret:

teşekkür ederim, deneyeceğim bunları.

sirkeyi düzenli olarak kullandık.
ama bana mısın demedi.
çok acı toz biber gibi şeyleri mutfakta deneyebilirim belki.
çünkü mutfağın kapısı kapalı, kediler girmiyor.

yine kedilerden dolayı evin içinde çiçek/bitki yok.
balkonlarda var, ama balkonlarda da karınca sorunu yaşamıyoruz :)

tekrar teşekkür ederim.

---

@kassiopeia:

teşekkürler.
mutfak demin de dediğim gibi kapalı, ama olur ya bizim terliğimizin altına bulaşır, eve taşırız falan filan...
o yüzden kedilerden dolayı cesaret edemiyorum bu tozlara falan.

o karınca yemlerini bile zaten dolap arkası gibi daracık yerlere koyabildik ancak.

yine de teşekkürler.
0
🌸blatta hiberna
(21.08.16)
birkaç haftadır bizim mutfak da işgal altında. limon, yem, sprey, domates sapı her şeyi denedim. yuvalara bant yapıştırdım en son. birkaç gün kesti. ama sonra başka yerden gelmeye başladılar. önünü alamıyorum. başlık takibimde. burada dursun.
0
ruhen hastayim ben
(22.08.16)
hiç biri işe yaramazsa balkona şeker bırakın. eve girmelerine gerek kalmadan oradan alıp alıp gitsinler.
başta saçma gelecek biliyorum ama deneyince göreceksiniz öyle yapacaklar.
ben teraslı evde oturuyorum. terasta epeyce bitkim var, köpeğimizin yemek tabağı var, su tası var. kuşlara ayrıca su kabı koyuyorum. arada da kuşlara kırıntı, ince bulgur koyarım. bizim burada kuşları sürekli besleyen birileri var o nedenle kuşlara yem vermek pek gerekmiyor.
kuşlar benim bitkilerimle ilgileniyorlar daha çok. ağız tadıyla bir yasemin sardıramadım yıllarca. şimdi bile yapraksız yapraksız çiçek açmaya çalışıyor bir tanesi. en son çareyi nispeten çok filiz veren, hayat enerjisi yüksek bitkileri kenarlara koymak, diğerlerini daha içte tutmakla buldum. gelip öndekilerden alacaklarını alınca iç taraftakilere dokunmuyorlar. iç taraftaki yasemin yaprak dolu mesela.
karıncalarla ne alaka diyeceksiniz, onlar da aynı şeyi yaptılar. birkaç günlüğüne evde olmayacaktım, terasa köpek için birkaç tas yemek bıraktım. eve döndüğümde köpeğin yemediği tabağın birine karıncalar üşüşmüştü. o tabak olmasaydı aradıklarını içeride bulmaya çalışacaklardı. köpekle birlikte gittiğimizde öyle oluyor çünkü, eve bir geliyorum karınca ordusu karşılama töreni düzenlemiş, sıra sıra dizilip gitmişler. evde yiyecek bulamasalar da aramak için yol ediyorlar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.08.16)
(4)

choker kolye izmir'de nereden bulurum?

4seneayniyerdeduramam
alsancakta yok. kemeraltına her yere bakmadım ama toptancılarda filan var.
alsancakta yok. kemeraltına her yere bakmadım ama toptancılarda filan var.
0
4seneayniyerdeduramam
(21.08.16)
12 yasinda degilsen bulma bence
0
artificial zapata
(21.08.16)
Karşıyaka'da bujiterilerde var. 1 tl.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
En sevdiğim...
Kemeraltındaki bijuterilerde hep vardır diye düşünüyorum. Toptancılar nereye veriyor yoksa.
0
sehpa fx350
(21.08.16)
valla ben de anlamadım nereye verdiklerini. perakende satış olan yerlerde yok kemeraltında.
0
🌸4seneayniyerdeduramam
(22.08.16)
(2)

helak kelimesinin zıt anlamlısı

sengdil semir
ihya mıdır?
ihya mıdır?
0
sengdil semir
(21.08.16)
evet. ölüm, mahv, berbat olma /dirilme, hayat bulma
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
hâlik (dişisi hâlike); helak olan/olabilen fani bekasız anlamında da kullanılırdı eskiden. helâk'tan fiil yapılıyor.
halk'tan fiil yapılan hâlik de yaratıcı, yaratan anlamına geliyor. Allah'ın isimlerinden biridir aynı zamanda.

ihya ise; diriltme, can verme, yeniden hayat verircesine canlandırma anlamında kullanılıyor. kiyamet günü anlamında da kullanılırdı. "Cenab-ı hak ölüleri ihya buyuracaktır" gibi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
(3)

Akıllı süpürge acil

Atimi
Merhabalar. Annemin doğumgünü geldi çattı ben de hediye derdine düştüm. Düştüm derken uzun zamandır hediye almadığımı farkettim annem için. Genel anneler gibi temizlikten şikayetçi olan annem için hep bu robot süpürgeleri istemişimdir ama daha anca alabilecek param oldu. Bunlardan kullanan var mı? N
Merhabalar. Annemin doğumgünü geldi çattı ben de hediye derdine düştüm. Düştüm derken uzun zamandır hediye almadığımı farkettim annem için. Genel anneler gibi temizlikten şikayetçi olan annem için hep bu robot süpürgeleri istemişimdir ama daha anca alabilecek param oldu. Bunlardan kullanan var mı? Normal süpürgeler kadar etkili mi? Şimdi gidip o kadar para verdikten sonra anacim bu iyi temizlemiyor diyip kendi girişmesin istiyorum. Marka model önerilerine de açığım fiyat farketmez. Sağolun şimdiden:)
0
Atimi
(21.08.16)
En iyisi irobot roomba imiş. Kısa bir araştırma sonucunda güzel bilgiler edinmiştim.
0
petekpare
(21.08.16)
süpürgeyi başka zaman alsan, doğum gününde ona özel bişey alsan...
robotlar hakkında bilgim yok.
robotlar süpürge kadar etkili değilse, robot almazsan normal süpürgede ve ütüde philips iyi. yalnız biraz çalıştır almadan, motor çabuk ısınıyor mu bak. bir modelinde çabuk ısınıyordu hangisi olduğunu hatırlayamadım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
Anneme ne alırsam alayım çok benzer bir şeyi oluyor zevklerimiz çok benzer. Hem ona özel olmasa da maalesef temizliği tek başına yapıyor çoğu zaman ve her gün vileda süpürge çekiyor evde hayvan olmamasına rağmen. Maksat hayatını kolaylaştırmak
0
🌸Atimi
(21.08.16)
(3)

Bu cicegin adini bilen var mi?

lyndhurst
Selamlar, Elimde sadece fotografi olan bir cicek var, reverse image search'leri denedim fakat sonuc vermedi, bu cicegin ismini bilen var midir acaba?http://hizliresim.com/rEQYY3Tesekkurler..
Selamlar,

Elimde sadece fotografi olan bir cicek var, reverse image search'leri denedim fakat sonuc vermedi, bu cicegin ismini bilen var midir acaba?

hizliresim.com

Tesekkurler..
0
lyndhurst
(21.08.16)
lantana camara ya da ağaç minesi ya da üç ortaklar çiçeği
0
silver apple
(21.08.16)
evet, çalı minesi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
cok tesekkurler arkadaslar, peki istanbulda nerelerde bulabiliriz bu cicegi sizce?
0
🌸lyndhurst
(21.08.16)
(6)

kitap yazmak

charlotte blanc
aklinizda bir kitap yazma fikri var mi ? varsa ne hakkinda yazmak isterdiniz ?
aklinizda bir kitap yazma fikri var mi ? varsa ne hakkinda yazmak isterdiniz ?
0
charlotte blanc
(21.08.16)
Bu ülkeyi cizgi roman olarsk yazmak isterdim yani böyle bir aksiyon böyle bir sıcak gündem hiç bir DC yada marvel serilerinde yok.
0
fıytfıyt
(21.08.16)
var. ama nereden, nasıl başlayıp devam edeceğiyle ilgili hiçbir fikrim yok. ama neşeli ya da umut dolu bir kitap olmaz.
0
tepedeki psychedelic adam
(21.08.16)
masalları yeniden yazmayı istiyorum. hazır olduğumu hissedince en azından bi denemeyi düşünüyorum.
yazacağım masal hayatla ilgili her şeyi içerebilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
rüyalarımı not almaya başladım. not almaya değer rüyalar görüyorum. bunlar yeterince birikince ileride kitaplaştırma düşüncem var. biraz süsleyerek tabi.
0
e a p
(21.08.16)
Var, bence herkes en azından bir kitap yazmalı. Yıllar önce yanlış hatırlamıyorsam İletişim'in kabul şartlarına bakmıştım, deneme kabul edilmediği mutlaka roman olması gerektiği yazıyordu. Deneme yazmak isterim, içimde ne varsa hepsini yazmak isterim. Roman yazmak herhalde çok zorlu bir iştir. Nasıl olur, nereden başlanır hiç bilmiyorum. Öğrenmek için bir şey yapıyor muyum, hayır yapmıyorum. Şimdilik mümkün olduğunca okumaya çalışıyorum, belki okuya okuya yazmayı da öğrenirim.
0
harvey
(21.08.16)
çocukluğumdan beri var ama bu yönde hiçbir zaman somut adım atmadım. ruh hastası olduğum için varoluşlu, mazoşizmli bi' şeyler yazardım herhalde becerebilsem. pavese, masoch ve bir tutam sartre karıştır. nasıl desem, meselenin anlaşıldığı ama aynı zamanda anlaşılamadığı bir roman olurdu. hani ne anlattığını, nerede geçtiğini, kişileri ve olayları anlardın. o açıdan ağır gelmezdi. öte yandan, karakterlerin hepsi için "ne diyor bu amk liselisi?" derdin.
0
der meister
(21.08.16)
(6)

kucukken ozel yada cins isimleri baska seye benzetir miydiniz?

mayeskuel
mesela ben mecidiyekoy'u hep mercimek tarlalariyla dolu bi yer zannerdim.
mesela ben mecidiyekoy'u hep mercimek tarlalariyla dolu bi yer zannerdim.
0
mayeskuel
(21.08.16)
kayseri deyince aklıma kuru kayısılar gelir.
0
ambrosia
(21.08.16)
oliver twist'in soyadının twist dansından alındığını zannederdim.
koyun kelimesinin un koy gibi bişi olduğunu zannederdim. koyunlar beyaz, un beyaz.. serbest serbest çağrışmışsa demek..
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
Ben hala Birleşik isimleri ikiye bölüp tek tek inceler birde öyle hayalini kurarım.
0
fıytfıyt
(21.08.16)
Mobilden girdiğim için edit yapamıyorum bak bu da norveccedeki Birleşik kelimelerin gercek anlamı ile benim düşünmë biçimimdeki gibi ikiye ayırıp facebookta sayfa yapmıslar

m.facebook.com
0
fıytfıyt
(21.08.16)
yildizlari sari renkli kurabiyeler sanirdim ve kirip yiyilebilir oldugunu zannederdim. bulutlari da uzerine basilabilir sanirdim.
0
nax
(21.08.16)
ben eminönü'nü evinönü anlardım hatta hangi evin önü diye merak ederdim:)
0
nothing in my way
(21.08.16)
(11)

Bu kadın hakkında ne dusunuyorsunuz ?

bedrozan
http://i.hizliresim.com/OERXzQ.jpg
0
bedrozan
(20.08.16)
çaresiz bir kadın belli ki. çaresi olsa durmazdı. üzüldüm onun için.
0
devilred
(20.08.16)
Ne yazik ki kadinlar ulkemizde evlilik oncesinde toz pembe hayaller kuruyor ne yazik ki tum yasamlari evleri oluyor. Ekonomik ve sosyal ozgurlukleri olsa kendi ayaklari uzerinde durabilecekler. Tum dunyalari su anda kocalari olmus durumda.
0
Traveller
(20.08.16)
Abi yanlış böyle şeyler hem etik hem ahlak ne açıdan bakarsan bak yanlış. Bugün swinger ne kadar kötü bişeyse bu da onun kadar kötü. Evlilik gibi şeylerde gri alanlar yoktur.
0
chiper
(20.08.16)
Öyle kocanın amk.
0
Adramelekhh
(20.08.16)
Ezik kadın. Gidip kendine para kazandıracak bir hobi, bir zanaat edineceğine koca bulup kölelik yapmak peşinde koşunca gün geliyor içi geçtiği, cinsel piyasada değer kaybettiği için başına böyle şeyler geliyor.

Bu ülkede kaç zamandır okullar var, kurslar var. Aklı olsa kendini geliştirirdi. Parası olsa gururuna yediremez çeker giderdi. Demek ki yok. Kocası da kadının zayıflığını kullanıyor işte. Üzücü ama acımıyorum. İbret olsun.
0
i ve been mistreated
(20.08.16)
Burada klavyelerimizin başında oturup göbeğimizi kaşıyarak kadını "üniversiteye gitseymiş, ekonomik özgürlüğünü kazansaymış, sevdiğiyle evlenseymiş o da, müstahak" demek çok kolay. Tüm Türkiye Kadıköy, Beşiktaş, Şişli'den ibaret değil. Kadının hala üç inek kadar bile değer görmediği o kadar çok yer var ki... Okumak isteyip de okuyamayan, sevmediği adamla evlenmek zorunda bırakılan milyonlarca kadın var. Ben bu hikayedeki iki kadına da üzüldüm. Önce hastalığından dolayı kocası olacak hayvanın cinsel beklentisini karşılayamadığı için bağrına taş basıp kocasını kızı yaşında kadına gönderen kadına üzüldüm. Sonra da vatanındaki savaştan kaçıp buraya gelen, belki ailesini savaşta kaybettiğinden kimi kimsesi olmadığından, belki elde avuçta para olmadığından kendini bir ev kirası bedeline babası yaşında adama satan genç kıza üzüldüm. Allah ikisine de yardım etsin.
0
ambrosia
(20.08.16)
Noktasız metin ne büyük zulümdür ya. Gözlerim eridi resmen

Kadına üzüldüm. Kocası şerefsizmiş. Karısının belli ki kendinden bağımsız bir şeye sahip olamayacağının bilincinde bundan faydalanıyor, kafasına göre takılıyor. Diğer taraftan suriyeli kızın da düştüğü durumdan faydalanıyor muhtemelen. Rezalet ötesi rezalet
Yazık lan.
0
naberabi
(20.08.16)
Anaa. Lan olm siz en daşşaklı erkeği bile feminist yaparsınız. Kadına ne yürüyorsunuz lan? Adam puşt olum burda aloo.
0
chiper
(20.08.16)
kadın ne yapacağını, ne düşüneceğini şaşırmış durumda. . hiç konuşmuyoruz diyor, iyi anlaşıyoruz diyor...
adamı geri alması ekonomik neden olmayabilir. evden attım diyor.
anlayıp dinlemek lazım. buradan bu kadar bilgiyle kadın hakkında bir yargıda bulunmak hatalı olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
bosanma oranlari artti diyorlar, iste bundan artti. O kadincagizin maasi olsa birgün kalir mi o evde?

akrabalar da basimiza kalmasin diye baristiriyor iste.
0
kimse
(20.08.16)
kadın cinsellik konusunda kocasının ihtiyacını gideremediğinden vicdan azabı duyuyor bu işe o yüzden razı oluyor. sanırım kadının bir rahatsızlığı var. kocasını da seviyor anladığım kadarıyla...
0
gotic
(21.08.16)
(13)

Allah aşkına burdan size takan insanlarla nasıl baş ediyorsunuz?

fraise
Nick vermek istemiyorum ama seviyesiz, saygisizin biri 1 haftadır musallat olmuş durumda bana. Her verdiğim cevaba istinaden özel mesajla hakaret ediyor, resmen takip ediliyorum. 1 değil 2 değil cevap vermiyorum, devam ediyor. Mallara ekleyecegim ama korkuyorum bu sefer de duyurulara yazacak diye. M
Nick vermek istemiyorum ama seviyesiz, saygisizin biri 1 haftadır musallat olmuş durumda bana. Her verdiğim cevaba istinaden özel mesajla hakaret ediyor, resmen takip ediliyorum. 1 değil 2 değil cevap vermiyorum, devam ediyor. Mallara ekleyecegim ama korkuyorum bu sefer de duyurulara yazacak diye. Modlar özel mesaja bir şey yapamıyor maalesef.

Ne yapıyorsunuz böyle kisilere? Adamı tanımıyorum, tek bir sohbetimiz bile yok. Derdi ne bilmiyorum. Böyle hastalıklı insanlar yüzünden duyurudan da soğudum iyice. Sinirden elim ayağım titriyor resmen.
0
fraise
(20.08.16)
hiç birşey. Bana da oldu. Cevap yazmadım mesajlarına sonra kendi kendine gitti.
0
allanpoe
(20.08.16)
mallara ekle. duyuruna yazarsa şikayet et. bir yazar, iki yazar. üçüncüsünde uçurulacaktır. nickini de verebilirsin bence, linç ederiz. ben şahsen böyle biri çıkarsa savaş boyalarımı sürüp monitöre dil atıyor ve "gel amk çocuğu gel" diyerek klavye şövalyeliğine soyunuyorum. küfürleşiyoruz, laf sokuşuyoruz derken moderatörler her yazdığımızı siliyor. sonra zaten iki taraf da "amaan kavga edilmiyo ki" deyip bırakıyor.
0
der meister
(20.08.16)
hiç bir şey yapma.hiç okuma. yazsın dursun.
o lüzumsuz kişinin lüzumsuz hayatından dakikalar çalıp çöpe atmak çok eğlenceli.
0
AWD
(20.08.16)
Kim oldugunu ifsa etmek iyi bir fikir bence de.. Biz de o elemani taciz ederiz, duyurlarini falan siklemeyiz vs..
0
mirandaiam
(20.08.16)
Ya yasak galiba bildiğim kadarıyla nick ve mesaj ifşasi. Yoksa yazdıklarıyla beraber ifşa etmekten cekinmem.
0
🌸fraise
(20.08.16)
Hakaret varsa verin savcılığa uğraşsın dursun.
0
diabolus79
(20.08.16)
Mesaj ifsasi yasak da -su hiyar agasi 1 haftadir bana mal mal mesajlar atiyor- diye belirtmenin bir sorun teskil edecegini dusunmuyorum.
0
mirandaiam
(20.08.16)
Diabolus, cevaplarım üstünden full hakaret zaten.
0
🌸fraise
(20.08.16)
Eğer hakaret ettiyse direkt savcılığa ver. Uğraşsın dursun.
0
sen git ben geliyorum
(20.08.16)
Bana da oldu, bir başlığa 2 cevap yazdım, aynı kişi olduğumu farketmemiş heralde iki cevap için mesaj aldım. ilkini cevaplamıştım, ikinciyi cevaplamadım. başka olmadı.
birimizin canı sıkılıyor galiba. keşke yapmasa.

Mallara ekle, duyuru altını modlara bırak. +1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
O tiplerden biri de bana muslat olmustu, burdan engelleyince sozlukten nick altima yazmaya baslamisti ama hakaretli olanlarin hepsi sozluk tarafindan tek tek silindi. Geriye de kendi sanrilarinin oldugu kaldi. Gecen mesaj atmis, karsilikli nick altlarini silelim diye

Ben ugrasiyorum o tiplerle valla. Zaten biz alttan aldikca cosuyorlar. Mallara ekle, cevaplarini sikayet et
0
la noix
(20.08.16)
Ben sallamıyorum. Ama sallamama numarası yapmıyorum, gerçekten sallamıyorum. Herhangi bir konuda tartıştığım hiçbir kullanıcıya nickini aklımda tutacak kadar değer vermiyorum.İstediği kadar sallasın,eleştirsin beni ben önemsediğim kadar vardır. Ben adam yerine koymuyorsam yoktur.Ciddiye almayın
0
turkuaz
(20.08.16)
bana da oldu. sadece kadınlara yazan sorunlu bir tip olduğunu, takmamamı bir çok kişi söyledi bana ama yine de sinir olmaktan kendimi alıkoyamadım. aslında fahişelik kavramı bu tiplere cuk oturuyor. laftan hiç anlamazlar pişmişler iyice. istediğin kadar engelle, mallara ekle gelip sorularının altına sümük gibi bulaşırlar. yapacağın bir şey yok o mal yokmuş gibi davran kudursun sümük. :)
0
for day to break
(24.08.16)
(5)

Anlama / Algılama/ Öğrenmede sıkıntılar...

Golden Ratio
Şu ana kadar hiçbir dersi derste anlayamadım. Takip etmeye çalışıyorum algımı açık tutmaya çalışıyorum yok olmuyor ciddi ciddi gerizekalı olduğumu düşünmeye başladım. Ama hakim olduğum/bildiğim derste/konuda da kimse beni kolay kolay geçemez, yani öğrenmede aşırı problem yaşıyorum ama bildiğim bir ş
Şu ana kadar hiçbir dersi derste anlayamadım. Takip etmeye çalışıyorum algımı açık tutmaya çalışıyorum yok olmuyor ciddi ciddi gerizekalı olduğumu düşünmeye başladım. Ama hakim olduğum/bildiğim derste/konuda da kimse beni kolay kolay geçemez, yani öğrenmede aşırı problem yaşıyorum ama bildiğim bir şeyi uygulamada da bir o kadar kıvrağım. Her derste hayvan gibi de not tutarım.

Mesela yer tarifleri konusunda da kolay kolay anlayamam. Camiden aşağı doğru gel diyor mesela yol tarif eden. Ulan atari oyunu mu bu aşağı doğru gel ne demek. Başkası hemen anlıyor tarif ettiği yeri Bunda da sorun bende olmuş oluyor herhalde.

Filmleri takip ederken çok fazla zorlanıyorum ve çoğu yan konuları kaçırıyorum. Bu belki filmin ilgimi çekmesiyle ilgili olabilir de filmin bir kısmı geliyor mesela ohooo dalıyorum düşüncelere planlara.

Bardağı taşıran son damla ise, dün oturdum saat gece 12den sabah "8"e kadar diferansiyel denklemler çalıştım. Daha doğrusu çalışmaya çalıştım. İnternetten o kadar kaynağa baktım, kitaptan baktım, fotokopilerden baktım ve YOK OL-MU-YOR. OL-MU-YOR OL-MU-YOR. Girdim bu gün sınava kaldım herhalde. Yaz okuluna da boşuna gelmiş olucam. 2 dersin daha sınavı var onlardan da kalayım tam olsun bırakayım okulu. Sinirden ağladım artık, ciddi ciddi gerizekalı mıyım acaba diye düşünmeye başladım. Tamam son gece çalışmakla bir yere kadar ama aynı şartlardaki arkadaşım sular seller gibi bir gecede anladı olayı. Oksijen israfıyım yemin ediyorum, bu kadar üstüste başarısız olduğum dönem olmadı. Daha kötüsü de olamaz herhalde. Psikloğa(psikiyatr da olabilir net ünvanını hatırlamıyorum) yoğunlaşmayla ilgili sorunlarım olduğunu söyleyip gittiğimde bu konuyla ilgili bir test yapmıştı ve normal olduğunu söylemişti de bu nasıl normallik ?
0
Golden Ratio
(20.08.16)
Öğrenme yöntemini anlamaya çalış. Nasıl olunca daha iyi- kolay öğreniyorsun?
Biri anlatınca mı, yaparak mı, görerek mi? Farklı öğrenme modelleri var, biri daha önceliklidir, o öncelikli olanı anlayıp eksiklerini, seni zorlayan noktalarıı nasıl giderebileceğini öğrenirsin.

Kendini arkadaşınla kıyaslama hem. herkes her konuyu aynı hızda anlayamaz ki. Kimi daha yavaş öğrenir kimi daha hızlı öğrenir. İlgilendiğin konuları, merak ettiğin şeyleri daha çabuk öğrenirsin. O konuda önceden birikmiş bilgin varsa konuya yabancı değilsen daha hızlı öğrenirsin...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
çok kitap okursan anlama algılama öğrenmedeki sıkıntıları çok rahat giderirsin. klişe gibi duruyor ama bunun ilacı bu. çok kitap oku.
0
e a p
(20.08.16)
ben de dinleyemezdim, başka şeylere dalardım. 1 dk içinde 5-10 konu arasında daldan dala zıplardım.

önce zihnini boşalt. başka sorunların varsa onları hallet ya da çalışırken unut.

ayrıca başka doktorlara da görün. vitamin, demir vs eksikliği olabilir.

kan değerlerine kesin baktır. şimdi aklıma geldi. çalıştığım bir yerde kız öğrencilerden birisi sürekli boş boş bakardı etrafa. sarhoş gibi biriydi. hoca ailesine söyledi. doktora gittiler ve değerleri çok düşük çıktı.

edit: bi de kendine haksızlık etme. affedersin hangi gerizekalı kendinin farkında? hiçbirisi sorununun olduğunu bilmiyor. dünyayı öyle zannediyorlar. sen probleminin farkındasın çözüm arıyorsun, halledersin ;)
0
kupigometa
(20.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret
Yaparak daha iyi anlıyorum, hatalarımı vs görüyorum ama açıp kitaptan baktığımda detaylar arasında boğuluyorum. Anlamadan geçemiyorum da aklıma takılıyor ufacık bir kısım bile olsa.

@e a p
Ben de aslında bunu düşünüyordum. En son okuduğum kitap ortaokulda "Denizler Altında 20.000 Fersah"tı. Daha sonraları 1-2 denedim okumayı ama sıkıldım bıraktım. Belki de ilgimi çeken türü bulamadım.

@kupigometa
Eve gidince bir kan testi yaptırayım. İyi düşünceleriniz için çok çok teşekkür ederim.

@üğpoıuy
4 soru soracaktı. 4 konu söyledi ve en temel örneklerini sordu. 1.5 soru yaptım ve kalmayı başarabildim. 70 kişi alıyor dersi 5 kişi kalır herhalde sen düşün. Senelerdir süregelen tembelliğin de etkisi var ama çıkacak yerler belliyken salak durumuna düştüm. Elle tutulur bir başarın var en azından, temelin sağlammış zamanında anlamışsın konuları.
0
🌸Golden Ratio
(21.08.16)
Yaparak daha kolay öğreniyorsan o zaman kinestetik öğrenme modelini incele. Nasıl kolay öğreniyorsun, ne olursa zorlanıyorsun bakarsın. Öğrenme modellerine göre zorlandıkları yerlerde yardımcı olmak için öneriler, alıştırmalar var.
Bizim eğitim sistemimiz görsel öğrenme modeline göre hazırlanmış. İşitsel ve yaparak öğrenenler bu nedenle epeyce zorlanıyorlar. Senin de zorlanman normal yani.

O aşaya sallan, yukarı kıvrıl tanımlamaları hatalı da ondan anlamıyorsun. Çoğu kimse doğru düzgün anlamıyor. Kuturusuna gidiyor işte. Ben deniz kenarında yaşıyorum, aşağı yürü deyince denize doğru yürümem gerek o bana denize paralel bir sokakta sokağın bir ucunu anlatmaya çalışıyor ama hangi ucuna gideceğim belli değil. sokağın aşağısı yok ki. Rampadan eşekler iyi anlar, bizim doğu batı veya saat yönünü kullanmamız lazım esasında.

Film, kitap, resim, karşımızdaki kişi, araba.. aklına gelen her şeyde her insan farklı şeyleri görüyor, çünkü farklı şeylere dikkat ediyor. iki yıl kadar birlikte çalıştığım müdürümün bıyıklı olduğunu fark etmemişim ben. Eşime (o zaman nişanlıyız) tarif ediyorum; " bıyıklı olan mı" dedi "yoo onun bıyığı yok" dedim. biraz iddialaştık, ertesi gün baktım ki adam bıyıklıymış hakkat. O bir anlık gördü ben 500 gün beraber çalıştım. Eğitimini, kişilik yapısını vs konuşuyor olsaydık yanılmayacaktım. Çalışanlarına tutumu, dürüstlüğü vs bülbül gibi şakırdım. Soru ilgilenmediğim alandan gelince toto yattı.

Gerizekalı olduğunu düşünme yani. Öğrenme modelin (teknik yani), dikkat, ilgi, önceki bilgilerin, tekrar... Öğrendiğinin kalıcı olması anlamında öğrenmede hepsinin eşit diyebileceğim oranda etkisi katkısı var. Kendini tanıycan, ilgi duyacan yani merak edecen, dikkat edecen ve ne kadar tekrar o kadar sağlam. Formül bu :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.08.16)
(6)

Markamızı nasıl daha geniş kitlelere tanıtabiliriz ?

Hayalperest Vişne
Biz 3 aylık bebeklerden başlayarak geneli bebek ve çocuk olmak üzere,yaş sınırı olmaksızın eğlenceli atölye çalışmaları ile birlikte yabancı dil eğitimi veriyoruz.(ing-isp-fra-alm-ita)Yeni açıldığımız için pek öğrencimiz yok. Aşagıdaki reklam çalışmaları ile pek bir sonuçda alabilmiş değiliz. Aşagıd
Biz 3 aylık bebeklerden başlayarak geneli bebek ve çocuk olmak üzere,
yaş sınırı olmaksızın eğlenceli atölye çalışmaları ile birlikte yabancı dil eğitimi veriyoruz.(ing-isp-fra-alm-ita)

Yeni açıldığımız için pek öğrencimiz yok. Aşagıdaki reklam çalışmaları ile pek bir sonuçda alabilmiş değiliz. Aşagıdakiler dışında sizinde aklınıza gelebilecek neler var ?

yer:ist

-Starbucks duyuru panosuna afiş asmak
-2-3 yerde stant açarak tanıtım yapmak
-Pazarlarda broşür dağıtmak
-Yerel bir gazeteye röportaj ve reklam vermek
-Google-facebook reklam
-Gayrimenkul&emlakçılara komisyon karşılığı katolog bırakmak
-Cafe-restaurant tarzı yerlere ıslak mendil peçete reklamı vermek
-1-2 dergiye reklam vermek
-Sitelerin asansörlerine reklam vermek ve posta kutularına broşür bırakmak
-Geceleri dışarı çıkıp stickerlarımızı duvarlara asmak
0
Hayalperest Vişne
(20.08.16)
grupon tarzi sitelere indirimli ilanlarinizi verin. bu tur seylerde referans cok onemli. belirli bir kitle gelmeye baslayinca cevrelerindekilere de haber verirler.

WOM marketing isinizi gorur.
0
fakyoras
(20.08.16)
Reklamcılık anladığım bir meslek değil, baştan belirteyim ona göre dikkate alırsınız.

Kullanıcı olarak yorumlarsam; ben apartmana bırakılan, duvarda gördüğüm, okuduğum mecmualardaki, internetteki reklamlara bakıp hiç bir ürün almadım şimdiye dek. reklam sektöründen ekmek yiyenler kızmasınlar ama gerçek bu.
Hele çocuklarım söz konusu olduğunda elimden geldiğince incelemeye çalıştım. Kadro, vaatlerin altı dolu mu, referansları var mı...
Yeni bir uygulamayla karşılaşınca ilk sorum "gerçekten mi" oldu. Eğlenceli atölye çalışması çok güzel bir fikir, ingilizce olması çok güzel. Ben olsam eğitimcilerin desteğini almaya çalışırdım. Öğretmenlere, ana okulu yöneticilerine yönelirdim. Çünkü konuya hakim birinin tavsiyesinden iyi reklam olamaz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
Starbucks duyuru panosuna afiş asmak /// çoluk çocuk gittiği için ilk olarak burayı kullanmazdım

Pazarlarda broşür dağıtmak///pazara giden insanlar böyle bir şeye pek bütçe ayırmaz bence

Geceleri dışarı çıkıp stickerlarımızı duvarlara asmak /// bu da şirketinizin vizyonu için pek iyi olmaz. basit kalır.

instagram twitter gibi yerlerde binlerce takipçisi olan genellikle kadın ağırlıklı şeyler olan sayfaların sahipleriyle konuşup viral ya da değil reklam yaptırırdım.
0
kupigometa
(20.08.16)
Öncelikle 3 aylık bebek çocuklar için bu eğitimi vermek isteyen anne babaların türkiye şartlarında iyi kazanan birileri olması gerekiyor. yani memurdur, öğretmendir, asgari ücretle geçinen işçidir bunlar o eğitimi çocuklarına verebilecek kadar kazanmıyorlar.

öncelikle pastanın bu kısmına odaklanmanız lazım. yani bu tür aileler nerelerde dolaşır nerde ne yapar onların önüne çıkmanız lazım. bu tip kimseler kurumsal şirketlerde çalışan halk arasında plaza kadını vs. gibi isimlerle anılan kişilerdir.

ıslak mendile bastırdığınız ilanla, emlakçıya bırakacağınız broşürle olmaz yani bu işler. bunlarla mahalle arasındaki halı yıkamacıdan bir farkınız kalmaz. onun yerine lüks cafelerin masa üstlerinde bulunan reklam panolarına (hani şu ketçap mayonezle birlikte durur falan) ilan verebilirsiniz. alışveriş merkezlerindeki reklam panolarına ilan verebilirsiniz (özellikle bebek ürünleri satan mağazaların bulunduğu kata) gidip de koçtaşın olduğu yere vermeyin :)

dergiye reklam vermeyi düşünüyorsanız dergi içeriğine vermeyin. bir şeye yaramaz. kimse dergideki reklamlara bakmıyor. dergiyle birlikte gelecek tek sayfa (a4 kağıdının yarısı kadar) olan türde ilan verin. kişi eline alınca muhakkak bakacaktır.

diyecelerim bu kadar.
reklamcı değilim. sadece gözlem ve düşünce.
0
mr.goodcat
(20.08.16)
* Google reklamları etkili olacaktır.
* Bu tarz işlerde insanlar çok fazla uzağa gitmek istemezler. Yakın bölgelerde tanıtım deneyebilirsiniz.

Bir de en büyük müşteriyi yine memnun kalan müşterileriniz getirecektir. Memnun bir anne/baba sonraki sene 5-10 yeni müşteri demek.


.
0
kartallar yuksek ucar
(20.08.16)
anaokullarıyla anlaşın
ha bir de bebek nasıl haftada birkaç saatlik atölyeyle yabancı dil öğrenecek, bilimsel veri sunun. 3 aylık bebeğe nasıl bir atölye çalışması verip nasıl dil öğretiyorsunuz merak etmiyor değilim. keza güven duygusunun yeni yeni oluştuğu, "ben" ve "diğer"leri kavramının olmadığı bir dönemden bahsediyoruz.
0
la noix
(20.08.16)
(17)

' Annelik duygusu'

yuvarlanantencereninkapagi
Neden herkes surekli bu duyguyu yuceltiyor da hiç kimse bir yerde de çok aşağılık bir duygu olduğundan söz etmiyor? Surekli birine bağımlı olmak; birilerinin, bir şeylerin surekli yumuşak karnın olması vs şeyler sebebiyle.
Neden herkes surekli bu duyguyu yuceltiyor da hiç kimse bir yerde de çok aşağılık bir duygu olduğundan söz etmiyor? Surekli birine bağımlı olmak; birilerinin, bir şeylerin surekli yumuşak karnın olması vs şeyler sebebiyle.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.08.16)
Lince gelecekseniz değil mi? Burda sadece bir önermeden söz ediliyor. Annelere kotu bir şey söylemedim.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(19.08.16)
Feminist misin bacım sen. :D

Annelik kötülenecek bir durum değil, annesiz doğan yok çünkü.
0
pomknos
(19.08.16)
e yüce de ondan. ne diye lince gelelim?
0
mermize
(20.08.16)
bu kadar yüceltülmesinin nedeni ortadoğu topraklarında kadının annelik harici bir kimlik kazanmasının çok zor olması ve anne olunca kıymete binmesi, kutsallaşması saçma sapan şeyler. Ama aşağılık bir duygu da değil sadece sorumluluğu yüksek ve herkes anne olmamalı
0
limoncello
(20.08.16)
Progesteron diye bir şey var. :(

Ayrıca anne için evlat tam bir yumuşak karın, belki de en zayıf noktası.
0
Polaroid
(20.08.16)
limoncello +1

instagram sayfalarina gir bilmemkimin karisi, bilmemkimin annesinden oteye gidemiyor kadinlarin kendini tanimlamasi, toplum ve devlet de bunun icin elinden geleni yapiyor, devlet 'erki' tepeden tirnaga kadini sadece anne olarak gormek istiyor, kadin ve aileden sorumlu bakanlik gitti yerine aile ve sosyal politikalar bakanligi geldi, anne olmayan kadin yarim kadin eksik kadin benzetmelerini surekli duyuyoruz zaten.
ancak annelik duygusu asagilik bir duygu da degil. isteyen olur isteyen olmaz, bu kadar basit, olani da olmayani da abartmamak lazim, herkes istedigi gibi yasasin.
0
kassiopeia
(20.08.16)
limoncello +1
kassiopeia +1

anneliğin yüceltilecek bir tarafı yok. herkes bir şekilde doğuruyor ve iyi kötü büyütüyor çocuğunu. aynı şekilde bunun aşağılanacak bir tarafı da yok.

ben de en çok anneliğin bir içgüdüymüş gibi kaktırılmasına ifrit oluyorum. yıllarca içgüdü yalnızca hayvanlara has bir özelliktir dedik dedik dinletemedik, dilimizde tüy bitti. "kadınlar default olarak annelik içgüdüsü ile dünyaya gelir", bu kadar aptalca bir şey olabilir mi ya? misal ben çocuklardan nefret ediyorum ve onları ayak bağı olarak görüyorum. bu durumda anneliğe hala içgüdü diyebilir miyiz? tabii ki hayır.

her kadın doğurmak istemez. her kadın vücudu deforme olsun istemez. her kadın bebeklerin uğruna ölünesi çok şeker yaratıklar olduğunu düşünmez. inanmayacaksınız ama kadınların hayatta bazen çocuk doğurmak haricinde planları da olabiliyor. lakin bunu idrak edebilmek için bu coğrafyanın en azından bi' 200 yıla daha ihtiyacı var.

bir de şöyle bir konuya değinmek istiyorum. ben iş yerlerinde bu annelere yapılan pozitif ayrımcılığa çok kılım. sırf anneler diye her şeye hakları var bunların. sırf anneler diye çalışma saatlerini istedikleri gibi ayarlattırırlar (küçük bebeği olanları bu söylediğimin dışında tutuyorum ama iş yerimde 10-15 yaşında çocuğu olan kadınlar bile kafasına göre ayarlattırıyor çalışma saatlerini), kafalarına eser günlerce iş yerine uğramazlar (evet, kamuda çalışıyorum ve günlerini tamamen raporla geçiren kişiler hep bu kadınlar), herkese atar gider yaparlar, herkes onların her dediğini alttan alsın isterler, siz biraz laf edince de "ANNEYİM BEHHNN!!1!" diye üste çıkıp acıtasyon yaparlar. bayağı doluyum ben bu konuda anlayacağınız. şimdi eminim benim bu cevabımın altına "cnms çocuğun olmuyor diye kıskanıyorsun glba ;)))" falan yazan birileri çıkacaktır o yüzden peşinen söyleyeyim: vücudumda kalıcı deformasyon meraklısı değilim, günlerce uykusuz kalma meraklısı da değilim, en güzel yıllarım kusmuk ve kaka temizleyerek geçsin de istemiyorum. işten eve gelince sessiz ve huzurlu bir ortam istiyorum. her istediğimi her istediğim anda rahatla yapabilmek istiyorum. o yüzden sakın zahmet etmeyin.
0
köstebek kurabiye
(20.08.16)
@at girsin sozlugunuze

içgüdü kavramının tanımı: www.tdk.gov.tr

bir hissin içgüdü olarak algılanabilmesi için o duygunun türün tüm üyelerinde olması gerekir. annelik böyle değil. annelikten hoşlanmayan bir tane bile kadın olsun biz artık buna içgüdü diyemeyiz.
0
köstebek kurabiye
(20.08.16)
@at girsin sozluğune

Siz burada felsefe kasıyorsunuz ben ise gerçekleri konuşuyorum. Bilimsel olarak ele aldığımızda annelik bir içgüdü değildir. Bu bütün kaynaklarda böyle geçer, biraz araştırırsanız görürsünüz. Ama "ben böyle düşünüyorum", "bence şöyledir" diyorsanız buyurun öyle düşünmeye devam edin.

Bu linki şuraya bırakıyorum, vaktiniz olursa göz atarsınız: www.e-psikiyatri.com

Özetle şunu diyor: Annelik bir içgüdü değildir, dürtüdür. Eğer annelik içgüdü olsaydı tüm kadınlar düşünmeden etmeden bilinçsizce doğururdu. Tıpkı bir örümceğin ağ örmesi ya da kuşların göç etmesi gibi. Lakin doğurmamayı seçen pek çok kadın var. Çünkü böyle bir dürtüye sahip değiller.


Edit: @margi kleinjan, hayır Marmara Üniversitesi'de Levent Hoca'dan almıştık psikoloji derslerini. Bu konu hakkında sınıfta uzun uzun tartışırdık, bize anneliğin neden içgüdü olarak değerlendirilemeyeceğini anlatırdı her seferinde.

Edit 2: @hayat aklini konusacak bir filozof uret, linki beğenmediyseniz kendiniz araştırabilirsiniz (ki bu aramalarda çıkan ilk linkti, o an hızlaca bunu ekledim). Bu konu hakkında yüzlerce makale var ama sonunda herkes neye inanmak isterse ona inanıyor, o yüzden kendimi sizin için yoramayacağım, kusura bakmayın.
0
köstebek kurabiye
(20.08.16)
@köstebek: Hacettepe Psikolojiden Giray Hoca'nın dersini mi aldın sen? Anne olmadan bebeklerden korkardım bi de çok can sıkıcı gelirlerdi. Ama konuşmaya başladıkları dönemi severdim. Şimdi bebek görünce gülümsüyorum.
yumuşak karın meselesi herkes için geçerli değil diye düşünüyorum. Anne olup da ihmal istismar edeni var bir uçta. Bir de o sana bağımlı daha çok. Tabi zaman içinde mobilite kazandıkça bağlı olması tercih sebebi. Velhasıl bende 20'lerimin başında anne olmayı düşünmüyor/ 4 tane yeğenim var genetik materyal aktarıldı check diyordum fakat Pcos'lu olduğumu öğrenip kolay hamile kalamayacağımı anladığım 30larımda anne olma özlemi duydum. Bu da tamamen bundan mahrum kalacağım düşüncesiydi hatta hamile kaldığımı gerçekten anlayınca içten içe de gururlandım. bu da alttan alta verilen "yetersizlik" imalarına karşıydı.
Şu anda da anneliğin o ağlak hallerine -lohusalık dönemim hariç- epey uzağım, zira bunları bakıma yardım eden anneme bıraktım. Bugün düşmüş-yürüme çağında düşer- annem kendini helak etti ben o kadar üzülmedim. Doktora gittik yine içim rahat etsin diye ama çaresiz hissetmedim. Daha feci birşey olsa hissedeceğim. Bu dünyanın en beter hissi evet. Hatta bununla ilgili babam şunu paylaştı. küçük abim çocukken dere kenarından düşüyor. Bi yerlerini kırıyor. Babam çok üzülüyor, sinirleniyor- ona beddua ettim, sende evladından böyle birşey çek diye- diyor. Adam zaten hiç çocuk falan istemiyormuş zaten.
0
margi kleinjan
(20.08.16)
Annelik duygusu nasil asagilik olabilir yahu? Bu sekilde ifade etmek dahi korkunc. Annelik duygusu kutsaldir. Hayatlarinin sonuna kadar kendilerini evlatlarina adayan insanlarin bu duygusunun yuceltilmesini, kendi capinizda farkli psikolojik cikarimlar yaparak asagilmak, marjinal gorunmek adina yapilan bir sacmaliktan ibaret. Annelerinize yazik ediyorsunuz.
0
kareem said
(20.08.16)
Annelik duygusuni "asagilik" olarak tanimlamaktansa "kutsal" olarak tanimlamak daha normal. Bilimsel oldugu iddia edilen bir tartisma donmus, o asagilik annelik duygusu olmasa insanoglu bu doneme hayatta gelemezdi. Bir kere cok gec gelisiliyor be olgunluganulasiliyor. En az 3 yasina kadar bagimli bir canli vahsi dogada ancak annesi sayesinde tutunabilir. 2-3 kedi sahiplendirince, sokakta kopege mama su verince kutsal oluyor da bir canliya en basindan itibaren bakinca mi kutsal olmuyor?
0
la noix
(20.08.16)
pomknos +1
Annelik duygusu sizin icin bir sey ifade etmek sorunda degil de asagilik bir sey oldugunu dusunmek biraz ergen kafasi gibi bir sey oluyor.

Kutsallastirmak zorunda degilsiniz. Cocuk sahibi olmak istemiyorsaniz anneligi olaganustu hos bir sey olarak tanimlanazsiniz zaten.
Ama annelik oylesine bir davranis degildir. Muazzam bir sistemdir.

la noix'e kelimesi kelimesina +1 diyorum.
0
stavro
(20.08.16)
Öncelikle anne vaya değil , bir insana, hayvana, doğaya vs. karşı hissedilen sevgi duyguysunun aşağılık diye nitelendirilmesi mümkün değil. Çünkü sevgi olumlu bir duygudur. Sonuçları itibarıyla da olumludur. Harekete geçirdiği hormonlar vs.

Sürekli birine bağımlı olmak annenin suçu değil. İlk dönemler sorumluluğu, sonrasında değil. Sonrasında da bağımlıysan annenin ve senin ortak hatanız, anladınız hala yapıyorsanız ortak yanlışınız.

Yumuşak karın evlattır+1 Güncel olması nedeniyle 17 ağustostan örnek vereyim. Deprem sırasında çocuklarının üzerine kapanan, orasını burasını kıran veya ölen kaç ebeveyn var, ebeveynin üzerine kapanıp onların hayatını kurtarmak için kendi hayatını riske atan kaç çocuk var bakabilirsiniz. Ben böyle iki anne örneğini tanıyorum. Biri öldü biri yaşıyor.
Ayrıca;
psikiyatri.com'daki yazının bilimsel hiç bir yanı yok. Tamamen saçmalamış. Çünkü beyine bakmamış, beynin çalışma şeklinden bi haber. Saksı zannetmiş olabilir ama beyin saksı değil.
Hekim arkadaşlar dururken bana düşmez ama öğrenme süreciyle ilgili, çocuk gelişimiyle ilgili yaptığım araştırmalarda öğrendiklerimi yazayım, yanlışım olursa düzeltirler nasılsa.
Doğum anında bomboş bir beyinle doğuyoruz. Pelte gibi oluşumuz ondan. Doğum sonrası uyaranlar geldikçe snaps atmaya başlıyoruz ve ilk iki yıl en önemli uyaranımız annemiz. baba değil, başka bişey değil, annemiz. annelerin yüz tanıma sistemleri babalara oranla çok gelişmiştir. anne bebeğn sıkıntısını anlayabilsin diye. sonrasında "bazı" babaların da kabusu oluyor bu yönümüz. ince detaylar, mimikler bize bişeyler anlatıyor çünkü. bıdı bıdı yapmaya başlladı diyorsunuz ama o bıdı bıdı boş yere değil çoğunluk. neyse konu dağılmasın şimdi.
sonracıma efm, ergenlik çağında bizim insan olma farkımız olan ön lob başlıyor çalışmaya. artık dürtülerimize söz geçirebiliyoruz mesela. yani beklenen olması gereken bu. kadınlarda 20-30 arası erkeklerde daha uzun 40 belki ilerisi. bunun sonucu anne olmak istemiyorum diyebiliyoruz ya da çocuk doğdu ama bakamıyacağım, sosyal baskılara katlanmam, param yetmez vs vs. diyebiliyoruz. bunlar anck ve ancak üst beynin alabileceği kararlar arkadaşlar.
o bu gazetenin yazılarına prim vermek yerine ne güzel makaleler var iki üç tık uzağınızda. Ne kadar şanslı olduğunuz bir bilseniz, keşke daha geç doğsaydım diyorum zaman zaman. marmara'daki hocalarınıza selamlar, hala savlarının arkasındalarsa kaynak versinler biz de yararlanalım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
annelik gibi kutsal ve yaratıcı bir şeyi değeraltı olarak görmek, birkaç zamandır var. bu bir trend. tamamen bireyci-olmaya-çalışmak düsturu ön planda. tabii ki yaşla da alakası var. 33-34 yaşından sonra fikirler değişecektir. kimseyi yargılamıyorum anne olmayı istemiyor diye. ama bunu, yani anneliği değersizleştirmeye çalışanların da bir bir stereotip olduğunu biliyorum. sen de biliyorsun kimler onlar. 'onlardansam, onların fikirlerini savunmalıyım' gibi bir durum söz konusu. tabii ki bu fikirlerim bağlayıcı hiçbir özelliği yok, farkındayım. sadece ben böyle görüyorum. olayın doğurup doğuramamayla alakası yok, sadece tercih. ama o güruhtan olduğun için öyle yapmak zorunda hissediyorsun. bu arada evet, doğuran/yaratan kadına daha farklı bir gözle bakıyorum. bu da benim içgüdüm. ayrı bir noktaya taşınıyor o zaman kadın gözümde.

kısaca anneliği değersizleştirmenin yaşla bir korelasyonu olduğunu düşünüyorum. büyüdükçe bu fikirden sıyrılma durumu söz konusu olacaktır. 16 yaşıma sosyalistken, 31'imde kapitalistin önde bayrak sallayanı olarak bu yorumu yapıyorum.
0
mermize
(20.08.16)
'annelerin yüz tanıma sistemleri babalara oranla çok gelişmiştir. anne bebeğn sıkıntısını anlayabilsin diye.'

bunun bilimsel bir aciklamasi olduguna inanmiyorum acikcasi, gercekten hissettiklerini paylasan samimi annelerle konusursaniz kimse vay cocugum dogdu ne oldugunu hop diye anladim demiyor, kaldi ki ayni annenin buyuttugu bebeklerin tepkileri bile birbirinden cok farkli oluyor. anneler bu tepkileri 'ogrenmek zorunda' kaliyorlar. zira sabahtan aksama kadar tamamen size bagimli biriyle birlikte oldugunuzda elbetteki her hareketinin ne demek oldugunu ogrenirsiniz. bir bebegi annesinden alip tamamen babasinin bakimina verdiginizde de baba ayni seyleri ogreniyor bu kadar basit. kimse anasinin karnindan bebeklerin sikintisini anlayarak dogmuyor yani, ogreniyor zamanla.
0
kassiopeia
(20.08.16)
@kasiiopeia,
yukarıda yazdığım bilgilerin araştırma sürecinde öğrendiklerim olduğunu özellikle belirttim. kendi yargılarım değil onlar, bilim öyle diyor. bilim dememiş olsaydı, benim gözlemim olmuş olsaydı "ben şunu şunu deneyimledim" derdim.

bebek doğunca hop anladım diyor denmiyor orada. sistem daha gelişmiştir demek doğar doğmaz her şeyini anlayacak donanımda olmak demek değildir.
annelerle konuşumak önerin için; en az 15 bebeğin doğumu ve en azından ilk haftalarında yanlarında olduğumu, ve dahi üç çocuk doğurduğumu bilmek senin için yeterli deneyim sayılır mı bilmiyorum.
Her çocuk farklıdır evet ama aynı zamanda her bebek limon yaladığında aynı tepkiyi verir, kakasını yaparken aynı yüz ifadesi olur, uykusu geldiğinde aynı şekilde mızırdanır, şaşırdığında hepsi kaşlarını kaldırıp gözlerini büyütür, korktuğunda yüzü dalgalanır... orada sözü edilen tanıma bebek kendini ifade edemezken yani beyin daha nasıl çalışacağını öğrenmemişken olan durumlar için. Ayrıca babalar yapamaz diyen yok, elbette yaparlar. Dikkat dersen babalarda yok denmiyor, babalara oranla diyor.

Bilgiyi aldığım kaynak şu an aklımda değil, bulabilirsem editleyeceğim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
(18)

Şu an yeniden meslek seçme şansınız olsa

fraise
Hangi mesleği secerdiniz? Bu yaz meslek araştırmalariyla fazla hasir neşir oldum (kuzenime okul seçtik, benim yurtdışında ikinci bir lisans okuma ihtimalim vardı vs). Gördüğüm şu oldu; her meslek illa ki yerden yere vuruluyor. Mühendise baksan artık etraf mühendis dolu deniliyor, avukatlığa baksan ö
Hangi mesleği secerdiniz? Bu yaz meslek araştırmalariyla fazla hasir neşir oldum (kuzenime okul seçtik, benim yurtdışında ikinci bir lisans okuma ihtimalim vardı vs). Gördüğüm şu oldu; her meslek illa ki yerden yere vuruluyor. Mühendise baksan artık etraf mühendis dolu deniliyor, avukatlığa baksan öyle, doktorluk deseniz çalışma sartlarindan şikayet ediyorlar. Psikologlar illa yüksek lisans yapmalı diye örnekler uzayıp gidiyor. E iyi de her mesleğin kendine göre zorlukları var, Hiçbiri mukemmel değil ki.

Siz şu anda seçtiğiniz meslekten memnun musunuz? Yoksa şimdiki aklım olsa şunu okurdum mu diyorsunuz?
0
fraise
(19.08.16)
mühendisim. geldiğim noktaya bakılırsa iki temel bilimden birini okusam da olurmuş, yine aynı yerde olacaktım. fazla kasmışım kendimi bu haliyle ısı aktarımıyla, termodinamiğiyle, tank hesaplarıyla.
0
devilred
(19.08.16)
ben henüz meslek sahibi olamadım. önümde daha 3 yıl var. okuduğum bölümden mutluyum ama şu dünyaya bir daha gelsem 'steve ırwin' gibi bir mesleğe sahip olmak isterdim.
0
yuz kiloluk bir zenci
(19.08.16)
henüz öğrenciyim, meslek seçmiş değilim ve bölümüm dolayısıyla (italyan dili ve edebiyatı) bitirince ne halt edeceğim konusunda hiçbir fikrim yok şu an için AMA imkânım olsa kesinlikle pilot olmak isterdim. gerçi bu çocukluktan beri hayalim oldu hep ama ortaokul ve lisede matematik hocalarımdan nefret ediyordum, o yüzden daha iyi olduğum ve sevdiğim yabancı dil alanını seçtim. bugün altından kalkabileceğimi bilsem yine pilotaj için uğraşırım da olmaz artık. 9'la 7'yi toplarken üç saniye düşünüyorum, gözlerim bozuldu, kulaklar zaten nanay, pii.

tüm epic fail'lerime rağmen şu anki bölümümü seviyorum ama bitirince ne yapacağım konusunda en ufak fikrim yok açıkçası. dış ticarete heves ettim, herkes "aöf'te okumasan da olur" kafasında. e ne yapayım kardeşim öleyim mi ben o zaman, aöf okuma staj yapma ee amk taş mı yiyelim. meslek eleştirileri konusunda "yav he he" demek bence en iyisi yoksa insan demoralize olup iyice salıyor. bu doktorluk şöyle, avukatlık böyle, mühendislik hede hödö adamlarını dinleyen hiçbir yere varamaz. ha ben dinlemeyince de varamıyorum ama olsun, en azından dinlemiycem eheh
0
der meister
(19.08.16)
Veteriner olurdum, insanlar yerine hayvanlarla uğraşmak beni mutlu ederdi. Hayvancılık işine de girebilirdim belki kimbilir, ufak bir mandıram olurdu... (iç çekiş)
0
Sulfoxaflor
(19.08.16)
Şimdiki mesleğim de fena değil (İngilizce öğretmeniyim), mesleğim kendime vakit ayırmama epey fırsat tanıyor ama yeniden seçme şansım olsa kesinlikle görsel sanatlarla ilgili bir meslek seçerdim. Çizim yapayım, boyalarla haşır neşir olayım, yaratıcılığımı ortaya koyayım, rengarenk gözüm okşansın... Çok isterdim bunu. Tasarımcı olmak isterdim ya da mimar. Şimdi kendi çapımda evde resim falan yapıyorum vakit buldukça, bu şekilde tatmin ediyorum içimdeki sanatseveri. Bir de çocuklara renkli materyaller falan hazırlıyorum, tahtaya rengarenk kalemlerle yazıyorum örnekleri, arada defterlerine küçük resimler çiziyorum tek tek. Onların da hoşuna gidiyor bu.
0
köstebek kurabiye
(19.08.16)
öğretmen olacağım ama son olaylardan sonra büyük bir soğuma yaşadım. abim kpssde alanında birinci oldu ama saçma sapan mülakat çıkarttılar başımıza ve belki bu yüzden ilk tercihine atanamayacak, bir nevi adam kayırma. puan kassak bile yandaş olmayınca atanamayacağız yani. soru çalınmalarına değinmek istemiyorum bile.

eğer şimdiki aklım üç yıl önce olsaydı, antropoloji veya sosyoloji gibi bir bölüm okuyarak yurt dışı yüksek lisans kasardım. hatta içimden bir ses hazırlanmakla uğraşmadan yeniden gir sınava diyor. önümüzdeki yılın ygs ve lyssine girmek istiyorum bu yüzden.
0
ruhen hastayim ben
(19.08.16)
Haftabaşı ço keyifli bir tren yolculuğu yaptım. Trenin en arkasındaydık. Bilet kontrolü yapan görevlli 40-50 yaşlarında bir adam. trenin arkasında olan makinist bölmesinde duruyor duraklarda çıkıp bilet kontrolü yapıyor.
Biz kızımla bir kulaklığı paylaştık müzik dinliyoruz bir yandan kitap okuyoruz. arada da sohpet ediyoruz. sohpet esnasında kulaklıklar çıkarınca biri türkü söylüyor ama tam seçemiyorum.
Oldum olası tren istasyonlarına ilgim var, bazı duraklarda kalkıp kapıdan durağı inceliyorum. kafamı trenin sonuna çevirdim bizim bilet kontrol görevlisi pencereden kendini yarı beline kadar dışarı vermiş türkü çığırıyor. Adamın sesi de güzel. Güzergah yemyeşil, yeşilin her tonu var. Evden de ev yapımı börek almış yanına. Ohh, keyif o keyif.
Gezmek güzel, manzara güzel, türkü söylemek güzel, bu iş ne güzel dedim. Erkek olsam galiba bilet kotrolörü olurdum. Çok özendim.
Meslekleri yazma editi:
Ben emekliyim. Turizm sektöründen ekmek yedim. O işi de severek yaptım. Hükümetler ve kararları olmasa, keyifli iş.
Geriye dönme olanağım olsa yani yeniden başlasam yapamadığım öğretmenliği yapardım.
Şimdi kâh gönüllü öğretmenlik kâh terzilik yapıyorum. Dkiş en sevdiğim yan uğraş. Hele kostüm dikmek çok keyifli. Kukla yapmak da öyle. kumaşlar, renk renk iplikler, yaratım süreci... hepsi beni mutlu ediyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
memnunum. 100 kez dünyaya gelsem 101. kez yine aynı mesleğin peşinde koşardım.

meslekleri de yazsak güzel olurdu editi: doktor
0
shotgunwoman
(19.08.16)
Meslekleri de yazsak güzel olur aslında.
0
🌸fraise
(19.08.16)
Tamirciyim gene tamirci olurdum.
0
basond
(19.08.16)
bi sene üniye gider arkadaş edinir okulu bırakırdım. kaydımı sildirmez ama gitmezdim, lisansın geriye kalan en az 3 senesi harcayacağım para ile ticarete atılırdım. arada okula uğrar ortam yapardım.
0
sttc
(19.08.16)
pazarlama iletisimi yapiyorum, hic dusunmeden veteriner hekim olmak isterdim.
0
evde liyakat kalmamis
(19.08.16)
Ziraat mühendisi veya makine mühendisi olmak isterdim. Alakasız ama evet bunları isterdim.
0
petekpare
(19.08.16)
Avukatım, aklım olsa duz bir okulda rehber ogretmeni vs olmayi tercih ederdim.mesai belli, sorumluluk alanın belli .
0
cabiday
(19.08.16)
otomobil/motor ustası falan
0
yuto
(19.08.16)
kargn
(19.08.16)
Yazilimciyim, isime asigim resmen. Baska bir meslek sahibi olmayi hayat bile edemiyorum.
0
mirandaiam
(19.08.16)
psikiyatrist.
0
pangea
(19.08.16)
(15)

dökün içinizi

mobydick
hadi buyrun.kızgınlık, trol demeler, of ne salaksın demeler.bugün iyi bir şey yapmak istiyorum. bir grup insanın stres atmalarını sağlayabilirsem ne mutlu bana.
hadi buyrun.
kızgınlık, trol demeler, of ne salaksın demeler.

bugün iyi bir şey yapmak istiyorum. bir grup insanın stres atmalarını sağlayabilirsem ne mutlu bana.
0
mobydick
(19.08.16)
ya tam annenle ilgili duyuruna uzun uzun cevap yazdım, silmişsin. gıcık mısın arkadaşım?
0
babilbaligi
(19.08.16)
nickin dick gibi
0
niceguy
(19.08.16)
kardeş kusura bakma ama sen biraz nevrotiksin galiba, hangi hastaneye atanıyosun söyle biz gelmeyelim. beni korkutmayı başardın.
0
evde liyakat kalmamis
(19.08.16)
AAA ne güzel oldu bu duyuru. Ben de bir duyuru için cevap yazmıştım. Duyuruyu açan kişi duyuruyu sildi. Silinmeden kopyalamış bulundum. Buraya yazayım cevabı.. Madem içimizde kalmıyor bugün...

---------------------------------------------
Sorudan çıkardıklarım:
- Evde bir şey tamir edilecek diye çocuğunu arayan anne.
- Beceremeyeceğinden endişe eden bir çocuk.
- Yemek yapan ve yiyen bir anne. Çocuğunu da benzer şekilde besleme çalışan ve disiplinli çocuğu 49 kilo kalmayı başarmış bir anne.
- Kavga ederek "YEME BE KADIN" diyen, aksi halde anlatamadığını düşünen bir çocuk.
- doktor bir ebeveyn...

Bonus: Para pul bir şey değil, çok mutsuzum

Dostum burdan benim anladığım: para pul var, anne biraz aceleci ve üste düşen bir anne. Sen de bi zahmet "anne işim var sakın bulaşma, söz ben onu yarın halledicem" demek yerine, ağlamayı tercih ediyorsun.

Annesi babası olmayan insanlar olabilir,
Ailesinde 5 kuruş para olmadığı için ailesine bakmak zorunda kalan
Ailesi yatalak felç olan ya da ciddi hastalığı olan insanlar olabilir.


Benim annem hayatının son 20 senesini bizimle bile ilgilenemeden anne babasına bakarak geçirdi böyle sızlandığını görmedim. Ki alzheimer olan annesini yeni kaybettik ve son aşamasında tuvaletini bile annem yaptırıyor altını temizliyordu. Yani neler yaşanıyor..

Ama evet yine de istediğin cevabı vereyim yoksa "insan" olarak tanınmamış oluyoruz. "olmaz olsun böyle aile"

-------------------------------
0
lcha
(19.08.16)
git biraz kafanı dinle, toparlan gel. sen stresini bizim üzerimizden atıyormuşsun gibi geldi.
0
zgrydn
(19.08.16)
Burayı biraz fazla mı ciddiye alıyorsun sanki?
0
petekpare
(19.08.16)
Biraz sınırın bozulmuş. Cidden.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.08.16)
Saat 4'ü geçtiğine göre arayabildiğin kadar yeri aramış, sinirin de yatışmıştır sanırım.

annenle ilgili duyuruna cevap yazmıştım, iki beğenmediğin cevap gelince silmişsin. neyse bu soruna cevap veriyorum. tıp okumuşsun anlayacağın dilden olsun:

frontal lobun 3/2 lik kısmının oluşmuş olması gereken yaştasın değil mi?
geç adolesan yaşını geçmişsin yani senden ortalama olarak;
Uygulanabilir gerçekçi meslek seçimleri,
uzlaşmada artış,
sınırlarını belirleme kişilik özellikleri beklenmeli değil mi?
annen vaya baban hekim olarak bunları biliyor ve ona göre davranıyorlar olabilir mi? yüksek zihinsel faaliyetlerinin olgunlaşma sürecine katkıda bulunmak istiyor olabilirler mi?
Bence kendine sorman gereken bir soru var:
Çocuklukta anne ve babanın yapmak durumunda olduğu frontal lob görevini senin 15-16 yaşlarına gelince yani frontal lobun oluşmaya başlayınca aceleci davranıp almak istemen gerekirken, onlar da "du bakalım daha erken" demeleri gerekirken ( biliyorsun ergenlik çatışmasının özü budur) sen 25 yaşında bir genç olarak, "vermeyin bu işi bana, siz de yanımda olun " şeklinde çırpınmanın nedeni ne?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
Burda hala senin doktor olduguna inananlar var
0
la noix
(19.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, insan hayatı boyunca istemeden neye erken atılırsa ilerde acısı çıkıyor sanırım. insanın ellisinde değişip yırtık kot giymeye başlaması gibi, fırlıyor biryerlerden o istek. patlıyor insan bir gün.
ben o frontal lob işlevini olsa olsa en kötü 13 yaşımda devir aldım. yazdan yaza tatillerde eve gelirdim. işte ben de 25 imde yeter artık ulan hiç yanımda olmadınız demeye başladım. hayat işte garip akıyor kimi zaman kimilerine.

@lcha, sana cevap vermek isterim ancak yüzyüze konuşmak isterim. ben hikaye yarıştırmam, hele burdan.

@la noix, ben aslında tıp okumuyorum. tıpı kazanamadım da, burda okuyormuşcasına davranıyorum sadece, öyle güzel ki anlatamam.

umarım iyi stres atmışsınızdır. kötü duyguları içinde tutmak kötüdür enerjide.
0
🌸mobydick
(20.08.16)
dur ben de dökeyim içimi,
şurda 5 dk üzgünlüğünü paylaşan bir insanı kaldıramadınız (belki çok saçma, basit bir sebepten ama o an ona patlama noktasını da yaşatmış bir olay), boşver daha kötü şeylere de üzülebilirdin, takma diyemediniz ya, daha da bu sözlükte yazmışım yazmamışım, zıkkım umrumda değil.

ben sanki bilmiyorum o an çocukca davrandığımı. sadece bir anlık bir morale ihtiyacım vardı be. bravo buraya.
0
🌸mobydick
(20.08.16)
anlattığın haliyle mevzu bize şımarıkça gözüktü. gösterilen tepkinin sebebi o. ha yaşadığın başka ciddi olaylar vardır, bahsettiklerinle uç uca binince dertlenirsin. ama biz bunları bilmiyoruz? bu ciddi olaylardan bahsetmeden minör sadece dertlerden dem vurmuşsun en başta. eksik anlatmışsın, yani kendini ifade edememişsin. bu ilk sıkıntı.

ikinci sıkıntı ise moral düzeltme konusunda olması gerekenden fazla şey beklemen. tamam burası bir yardımlaşma platformu ama hiçbirimiz senin arkadaşın değiliz. gerçek arkadaşlar bu tip durumlarda daha etkilidir. çünkü seni tanıyorlar.
0
zgrydn
(20.08.16)
sevgili mobidik,
ben liseyi parasız yatılı öğretmen okulunda okudum yani ben de 15 yaşımda ailemden ayrıldım, sömestir ve yaz tatillerinde ailemi görebildim. benim gibi olan, hala görüştüğüm onlarca arkadaşım var. benden üç yıl önce yani ilkokul sonrası ailesinden ayrılıp yatılı okulda okuyan onlarca arkadaşım da var. birimiz bile o zamana kızgın değiliz, ailemizi ya da başka bir olguyu suçlamıyoruz. neden biliyor musun, çünkü olduğu gibi kabul etmeyi öğrendik. değiştiremeyeceğimiz şeylerin olduğunu daha o yaşlarda farkettik.
biz okulda 300 kişiydik. ben 90 kişilik yatakhanede kalıyordum. 300 ayrı kişilik, 300 farklı hayat/aile/hikaye... biz bayram tatillerinde sömestirde bi heyecanla biletlerimizi alıp eve gitme hazırlıkları yaparken ailesi olmayan arkadaşlarımız bize yardım ederdi. ailesi olduğu halde gitmeyenler, gidemeyenler vardı. babası yaşadığı ilçenin en zengini olan bir arkadaşımızın yol parasını minnakçık diyebileceğim harçlıklarımızdan denkleştirir, annesini görmebilmesine yardımcı olurduk. ayakkabı alamayan terlikle gezen, okuyabilmek için böbreğinin birini satmayı düşünen arkadaşlarımız.. onun yanı sıra her hafta arabasıyla kızını ziyarete gelen sepet sepet yiyecek getiren arkadaşlarımız da vardı.
yetiştirme yurdunda kalan üniversite sınavını kazanamazsa devletin elini çekeceği yani sokakta kalacak olan arkadaşlarımızın sınavı kazanmaları için nasıl çabaladığımızı, biri kazanamayınca evlerimizi açıp nasıl iş aramak için seferber olduğumuzu görmeliydin. biz çok mu iyiyiz, hayır değiliz. mesela benim babam memur, benden küçük üç kardeşim daha var, annem ev hanımı. Okuldan siyasi bir kararla öğretmen olarak çıkamadık, üniversite hem maddi yönden hem ortalık karışık diye hayal. Çalışmam lazım. Diğerleri de üç aşağı beş yukarı ben gibi. Biz arkadaşımıza iş aramak için seferber oluduk. Bulduk da. Çalışırken biriyle tanıştı, evlendi sonra. Biliyor musun bu arkadaşımızın ailesi vardı. Başka kardeşleri vardı. Aile bakamayacağı için yurda vermiş. Kardeşlerinden birini de başka bir yurda vermiş. Ve unutmuş. Bu aile kötü bir aile mi, yanlarında kalan çocuklar için büyük olasılık değil. Benim için de büyük olasılık değil. Cahil ve çaresiz kalmış (aslında bırakılmış) ailelerden biri yalnızca. Yetiştirme yurdunda isimler yeter, dursun, songül.. gider. Allah'a mesaj yolluyor "başka verme bakamıycam" . Çünkü doğum kontrolünü bilmiyor, günah vs.
Bir keresinde okulda halıya basmayı özledim ama öyle böyle değil çok özledim. Tatil oldu eve geldim ayakkabılarımla birlikte çoraplarımı da çıkarıp halının üzerinde bulutun üstündeymiş gibi tad alarak anneme sarılıp başımı göğsüne gömdüm. Nasıl mutluyum anlatamam. Bir anda o arkadaşlarımın daha hiç halıya basmadıklarını, hiç analarının göğsüne başlarını gömmediklerini düşündüm. Onlar bunu özleyemezlerdi çünkü hiç yaşamamışlardı. O an benim hayata karşı tutumun ne olması gerektiğini belirleyeceğim kritik anmış, o zaman farkında değildim tabii, sonradan anladım. Ya onlar için üzülüp kendimi bu taddan mahrum bırakacaktım ya da benim kaftanım bu deyip tadını çıkaracaktım. İkinciyi yaptım. O kısacık anda vicdan ve aklın dengesini deneyimlemiştim. Kendi kaftanımı çıkarıp onun kaftanını giyseydim ben kendime karşı haksızlık yapmış olacaktım. O deneyimden tam 10 yıl sonra annemi kaybettim. İyi ki sarılmaya devam etmişim demi?
Aynı şekilde benim de mahrum olduğum şeyler çoktu. Ben bunu asla yaşayamayacağım dediğim şeyler vardı. Bütüne bakınca hepsini görebiliyorsun ve hayatlar çeşit çeşit malum.
Hepimiz çocukluğumuzda kendi seçimimiz olmayan kaftanlar giyiyoruz. Ama yetişkinlik öyle değil. Kendi istediğimiz kaftanı dikebiliriz, hatta dikmeliyiz. 15-30/40 yaşlar kendi kaftanımızı diktiğimiz yaşlar oluyor. Vaktinde yapmayıp/yapamayıp daha geç yaşlarda yapanlar da oluyor. Bence sakıncası yok, geç de olsa yapmak önemli.

Bunları şundan anlattım; dünkü yazında stres yaşadığın, panik olduğun belliydi. Geçti gitti, ama hala arkasında duruyor gibisin. Buradan öyle görülüyor en azından. Hepimiz ara ara panik oluruz, hepimiz stres yaşıyoruz bu çok doğal. Yönetmeyi öğrenmemiz lazım.. Arkasında durmak hatalı, o zaman bir dahaki benzer durumda yine aynı şeyleri yaşarsın.
Annene neden kızdığını biliyorum. Sevmediğin, önemsemediğin, değer vermediğin için değil, tam aksine ona değer verdiğin, kendine yakın hissettiğin için kızdın. En çok sevdiğine kızar insan ve taş bu nedenle uzaktan gelmez. Benim çocuklar da bana kızarlar zaman zaman. İyiki kızıyorlar. Çünkü gelişme varsa acısı da olacak, bunun kaçarı yok. Yetişkin olanlarla iki taraflı oluyor, artık onlar da benim hatalarımda gereken tavrı gösteriyorlar. Böyle olması çok hoşum gidiyor açıkası. Demek doğru gitmiş, her şey yolunda diyorum. Benim de en basitinden yaşım gereği bilmediğim değişimler oluyor veya o an düşünemiyorum, aklımda başka şeyler oluyor , eskisi kadar hızlı değilim, eskisi kadar hızlı düşünemiyorum vs.
Senin dün yaşadığın olay bizde olsaydı kızlarımın tepkileri büyük olasılık şöyle olurdu:
18 yaşında olan büyük olasılıkla senin yaptığın gibi panik olur bana değil ama kankisine "annem şöle şöle yaptı, canım çok sıkkın kanka akşam üzeri çıkalım bi, yada sen bize gel en iyisi, arayacağım yerler var sen yanımda ol bari" derdi.
30'u nun üzerinde olan diğer kızlarım da şöyle derdi ; "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var anne, bekleyebilecek gibiyse dörtten sonra tamir işini birlikte yapabiliriz. Bu arada sen de bana aramam gereken yerler konusunda destek olabilirsen çok iyi olur"
Tekne kazıntıma haksızlık olmasın şimdi, o da artık daha tutarlı tutumlar geliştirmeye başladı. Sakin kalıp durumunu izah ediyor, kendini tanımaya başladığını anladığım kararlar veriyor, gerekçelerini çok güzel anlatıyor. Zamanla daha da iyi olacak.
Son olarak; ilk soruna cevap vermeden önce hakkında biraz da olsa fikir sahibi olmak için önceki duyurularına bakmıştım. Okulun 9 yıl sürmesi vnedeniyle çevrenin olumsuz bakışlarından rahatsız olmamak için yollar aradığını gördüm. Yapma güzel kardeşim.
Kendini olduğun gibi kabul et ve öyle sev.Neysen o'sun. Ne bir eksik ne bir fazla. İyileştirmen gereken yönlerini bil, onları düzeltmek için çabala. Yarışın, hesabın kendinle olsun.
Kendinle barışık olduğunda yolun daha kolay, daha aydınlık daha pürüzsüz olacak inan buna.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, uzun cevabın çok teşekkür ederim, sağol.

şöyle de bir şey var senin 30 yaşındaki kızın "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var anne, bekleyebilecek gibiyse dörtten sonra tamir işini birlikte yapabiliriz. Bu arada sen de bana aramam gereken yerler konusunda destek olabilirsen çok iyi olur" dedikten sonra eminim ki annesinden olgun bir tepki görecektir.

ama ben "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var, bekle beraber yapalım, şuan ilgilenemem" dedikten sonra hala bana bari fotoğrafını çekiver diyor. yaparken yanında olacam fotoğraf çekecem. vakit ayıramayacağımı söyledim, o an ne derece öenmli bir iş yaptığımı biliyor, kendi fotoğraf çekmesini gayet iyi biliyor, ama ona rağmen halen ona vakit ayırmamı bekliyor. anlatabiliyor muyum? sorun bu zaten. sorun benim olgunca ona cümleler kurmamam değil, onun olgun olmayan halleri karşısında benim bazen patlama noktasına gelmem.

ki kendisi en iyi küsünce anlıyor bir sorun olduğunu. elimize alalım türk kahvelerimizi; salonda düzgünce oturup konuşayım bak bizim şöyle şöyle sorunlarımız var vs vs. yaptım çok yaptım. bir kulağından girip diğerinden çıkıyor. çok yaptım.

ama aynı sorundan ne zaman kavga ediyoruz, tartışıyoruz, bir müddet soğuk oluyor aramız. hah işte ozmn çok iyi anlıyor sorunları.

açıkcası pek öyle olgunlukla çözülecek bir durum değil. şimdiye çoktan çözülürdü öyle olsa. ne zaman ben artık patlıyorum kavge ediyoruz ozmn süper anlıyor ama ben de bir insanım yani. çatlıyor bir yerde.
0
🌸mobydick
(20.08.16)
Bu kötü işte. Senin için kötü. Kavgayla iletişim kurmaya alışma riskin var. Evliliğinde, çocuk yetiştirirken iyi sonuçlara varmayacak bir risk.
Annen artık belli bir yaşa gelmiş. Mutlaka o da böyle davranmasına neden olacak şeyler yaşamıştır. Değişmesi kendi isteğine bağlı ve biraz zor ama senin çok katkın olabilir. O toplara girme, sakin kalmaya devam et. Zorlancaksın, bazı konular çözülmeyecek... olsun varsıın. Sen sakin kalmakta kararlı olursan er veya geç o da o yöne yönelecek. Çünkü kararlılık girdap oluşturuyor ve insan çevresindeki 5 kişinin ortalamasıdır deniyor. (bilimsel bi çalışma mı bilmiyorum ama doğru olduğunu gözlemliyorum.) Üzüm üzüme baka baka kararır sözümüz de var ve boşa söylenmemiş bence.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.08.16)
(5)

eskişehir animasyon

hayat aklini konusacak bir filozof uret
mezunu olan, tanıdığı olan var mı?mezun olanların neler yaptıklarını merak ediyorum. en iyi durumdakiler, en kötü durumda olanlar...çalışma koşulları, yükselme olanakları, ücretleri, tatilleri, günlük çalışma süreleri...yurt dışına giden var mı? nasıl?akademik kariyer durumları, olanakları... bildiğ
mezunu olan, tanıdığı olan var mı?
mezun olanların neler yaptıklarını merak ediyorum.
en iyi durumdakiler, en kötü durumda olanlar...
çalışma koşulları, yükselme olanakları, ücretleri, tatilleri, günlük çalışma süreleri...
yurt dışına giden var mı? nasıl?
akademik kariyer durumları, olanakları...

bildiğiniz duyduğunuz her şeyi yazarsanız çok sevinirim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
yurtdışına gidip kendini kurtaran da var trt çocuk için sikko diziler yapan da. bazıları da ajanslarda çalışıyo reklam vs. animasyon yapıyo. şu kişi şunu yaptı diyemem de genel olarak böyle bölünüyolar.
0
parola58
(19.08.16)
yurt dışı nerelere gittiler? menşei neresi bu işin. amerka, japonya, almanya, çin... en büyük firmalar hangi ulustan, ve gelecekte atak yapması öngörülen ülke var mı?

eskişehiri yıllardır duyarım. hep ulaşılmaz bişeymiş gibi konuşulur, süper, keşke gidebilse vs denir. 25 senedir öğrenci mezun ediyor, nerden baksan 500 kişi varlar. neler yaptı o öğrenciler acaba? sözlüğe baktım bir adam var batman çiziyor galiba. baya iyi deniyor. biri de mezunları iyi paralar kazanıyorlar yazmış.

mesela, trt çocuk için çalışanlar niye öyle çiziyorlar ki, okuldan yeteri kadar faydalanamamışlar mı? okul zaten eleyip eleyip en yeteneklileri alıyor. bu anlamda başarıyı garantiliyor zaten. o yeteneklerin altını doldurması beklenir, ben onu beklerim en azından. çalışılan kurumun vizyonu etkendir muhakkak, yine de bir fark olmalı diyorum.
yıldıray çınar o okula gitmeseydi de aynı başarıyı yakalar mıydı? başka yıldıray çınar'lar var mı?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
tr.linkedin.comğbaş-07052a55

Kisa donem ev arkadasim onun sayeside bildiklerim var ama kendisi ile iletisime gecsen daha saglikli fikir edinirsin.
0
tuborg yesili
(19.08.16)
mobilde yazamadim duzeltemedim de sagbas olacak soyadi. Ulasamazsan haber ver.
0
tuborg yesili
(19.08.16)
0
nedendir bilinmez
(19.08.16)
(6)

Kalorifer bocegiyle mucadele

bir ileti paylastim
Gotelekler yumurtlamis yavrulari da cikmis, 5-6 tane oldurdum. Bir tane de buyuk oldurdum galiba kanatliydi. Kanatli erkek oluyormus, anasini oldurmek daha onemli. Her neyse, boyle ara ara isik acarak baskin yapmak disinda ne yapabilirim? Profesyonel ilaclana disinda onerilerinize acigim. Tesekkurle
Gotelekler yumurtlamis yavrulari da cikmis, 5-6 tane oldurdum. Bir tane de buyuk oldurdum galiba kanatliydi. Kanatli erkek oluyormus, anasini oldurmek daha onemli. Her neyse, boyle ara ara isik acarak baskin yapmak disinda ne yapabilirim?

Profesyonel ilaclana disinda onerilerinize acigim.

Tesekkurler.

Kimseyi su pisliklerle sinamasin evren.
0
bir ileti paylastim
(19.08.16)
(bkz: ardap)
0
iddaaci
(19.08.16)
kothrine diye bir ilaç satılıyor, suyla karştırıp köşe bucak sıkıyorsun kurtuluyorsun.

www.hepsiburada.com
0
yue
(19.08.16)
duyurudan ogrenip denedigim ve kesin cozum olmus sey borik asit.

haslanmis patatesin icine borik asit (eczanede var) koyup minik toplar yapip saga sola birak. iki haftada tamamen bitecekler.
0
jimicik
(19.08.16)
borik asit +1
0
gmzo
(19.08.16)
k-othrine +1
apartman boşluğunu ilaçlıyoruz, yıllardır tık yok.
katlardan birine yeni kiracı geldi, eşyalarıyla gelen böcekler olmuş. bir iki gördük sonra kesildi. onlara bile faydası oldu yani.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
ilaçlama yap tabi ama ilk önce bi soğuk silikon tabancası ve tüpü alıp, süpürgelik arası, kalorifer borusu boşluğu, tezgah altı, dolap köşesi filan her yeri güzelce kapat. bu tarz delikler içinden geçip ilaçlayamayacağın yerde çoğalmaya devam ediyolar.
0
cal suna bi duduk
(19.08.16)
(2)

İzmir'de Yunanca Kursu/Yunanca Özel Ders

3 atli 7 katli
Selam arkadaşlar, biz 2 kişi Yunanca Dersi almak istiyoruz, Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) dönemlik olarak açıyormuş ama talep az olacağından ne zaman olacağı belli değil. Var mıdır bildiğiniz bir kurs şöyle uygun ücretli falan?Alternatif olarak, ben biliyorum, size öğreteyim, özel
Selam arkadaşlar, biz 2 kişi Yunanca Dersi almak istiyoruz, Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) dönemlik olarak açıyormuş ama talep az olacağından ne zaman olacağı belli değil. Var mıdır bildiğiniz bir kurs şöyle uygun ücretli falan?

Alternatif olarak, ben biliyorum, size öğreteyim, özel ders vereyim diyecekseniz de oturup konuşabiliriz. Buradan yazabilir ya da özel mesajlayabilirsiniz. Çok basic seviyede bilgili sayılırız, yani 0'dan başlamayacaksınız :)
0
3 atli 7 katli
(18.08.16)
aya fotini kilisesinde rum cemaat oluyor. lütfederlerse ders verirler belki.
0
cekilmis gayfe
(18.08.16)
tömer'e de sorun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
(1)

Balkon depolama / Plastik dolap / izmir

demoniclewinsky
Izmir'de balkonda kullanmalık,çok dar olmayan (40-50 cm derinliginde) bir dolap nereden bulabilirim?Sunta ya da mdf banyo dolapları sudan etkileniyor,direkt bahçe depolama ürünlerine baktım İnternetten ama pek düzgün bir şey bulamadım.Bildiğiniz bir yer ya da balkon icin baska bir depolama fikri one
Izmir'de balkonda kullanmalık,çok dar olmayan (40-50 cm derinliginde) bir dolap nereden bulabilirim?
Sunta ya da mdf banyo dolapları sudan etkileniyor,direkt bahçe depolama ürünlerine baktım İnternetten ama pek düzgün bir şey bulamadım.

Bildiğiniz bir yer ya da balkon icin baska bir depolama fikri onerecek olan var mı?
0
demoniclewinsky
(18.08.16)
kombi dolapları gibi plastik dolaplara baksan. mesela şunun gibi:
www.tetadogalgaz.com.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
(7)

Üniversite öğrencisiyken lise kpss'ine girmek?

beattikbiz
Merhabalar,Ben istanbul'da üniversite öğrencisiyim. 3.sınıf geçtim. Kpss ile ilgili hiçbir bilgim yok. Bu lise düzeyi kpss sınavına girersem eksileri artıları ne olur? Eğer bir yere yerleşirsem okuluma devam etmemi etkiler mi? Bu gibi belki de benim de gözümden kaçan önemli noktalarda fikriniz varsa
Merhabalar,
Ben istanbul'da üniversite öğrencisiyim. 3.sınıf geçtim. Kpss ile ilgili hiçbir bilgim yok. Bu lise düzeyi kpss sınavına girersem eksileri artıları ne olur? Eğer bir yere yerleşirsem okuluma devam etmemi etkiler mi? Bu gibi belki de benim de gözümden kaçan önemli noktalarda fikriniz varsa bilgilendirirseniz sevinirim. Teşekkürler.
0
beattikbiz
(18.08.16)
bi yere yerlesirsen kurumuna bagli yani. herhangi bir meslek bolumunden mezun degilsen, katiplige girebilirsin ancak. onlara da sinav zamani izin veriliyor, derse verilmiyor yani ama bu da yerden yere degisir.
0
iglesias
(18.08.16)
etkileyebilir. çalıştığın yerdeki müdür ya da amirin izin verirse derslere gidebilirsin ama öyle tüm gün falan olmaz yani derslerin arasında seçim yapmak zorunda kalırsın.

artıları :

1 ailene olan yükün kalkar
2 çalıştığın yere bağlı olarak hocaların sana bakışı değişebilir. oo beattikbiz hoşgeldin çay içer misin ? diyebilir hocaların
3 bana hocalarım sağolsun yardımcı olmuşlardı yoklama açısından ve ders notu açısından
4 çalışıtğın yerde sana öğrenci gözüyle baktıkları için iş yükün biraz daha az olabilir derse gittiğin için ve sana biraz daha babacan bi tavır takınabilirler. bizim şef beni oğluna benzettiği için izin koparmam biraz kolay oluyodu mesela
5. er kişi isen giydiğin takım elbiseden dolayı okulda insanların sana bakışı değişebilir ve seni bazen hoca bile zannedebilirler :))
6 potansiyel kpss mağduru isen kendini kısmen sağlama almış olursun ( son zamanlarda yaşananlardan dolayı kısmen diyorum)

eksileri

1 dediğim gibi derslerine olan ilgin doğal olarak azalacak ister istemez
2 saçma sapan muhabbetlere tanık olabilirsin
3 devletin malı deniz yemeyen keriz devleti sen mi kurtaracan mantığında olan gerizekalılar çıkar karşına kızarsın
4. er kişi isen kılık kıyafet önemli olur kot tişört giyemezsin sakal bırakamazsın dışardaki öğrencilere özenebilirsin
5 en muzdarip olduğum ve hemcins isek senin de olabileceğin son şey e işin gücün var maaşlısın bir an önce evlen artık muhabbetleri
0
tociess
(18.08.16)
Okulu bitirdikten sonra. Üniversite mezunu olmanın bir yararı olur mu peki?
0
🌸beattikbiz
(18.08.16)
Düz memurlukta maaş olarak çok az bir fark oluyor birde 1 derece yükseliyorsun
0
top_secret
(18.08.16)
Cok az bi maas farki olur o kadar..
0
tociess
(18.08.16)
90 üstü bir puan yaparım diyorsanız. -bunu son 10 yılın sorularına bakarak az çok anlayabilirsiniz. girin derim. bölümünüzü bilmiyorum o yüzden net yorum yapamıyorum lakin memurluk son yıllarda -özellikle maddi husustan- çok iyileştirildi.
0
kaledekiyalnizlik
(18.08.16)
sınav sonrası açılan kadrolara yerleşmek için başvurdun, bir yere alındın ve @ tecies kadar şanslı değilsin diyelim yani müdür izin vermedi o zaman gündüz çalışıp akşam okuyabilirsin. ikinci öğretime, bölümün varsa açık üniversitelere geçebilirsin.

(memuriyette ilk bir yıl istifa yok. süre geçip de istifa edeyim okuluma devam edeyim dersen; istfa edenleri pek geri alma taraftarı olmuyorlar bu aklında olsun. memurluğa kaydımı yaptırayım, sicili alayım sonra istifa ederim okurum okul bitince tekrar bu kez sınavsız başvururum deme yani. )

memurken okulu bitirince kıdemine etki eder. kadro değişmeyebilir, yani lise mezunu olarak girdiğin kadroda kalırsın, kıdemin artar.
ancak aksi de mümkün. sana daha uygun bir kadroya da geçebilirsin. senin çalışkanlığına, kendini kanıtlamana, sevdirmene bağlı daha çok. uygun kadronun olmasına da bağlı tabii.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
(1)

İzmir çadır tamiri

etki
Merkezde çadır tamiri yapan bir yer var mı bildiğiniz. Telleri çıktı
Merkezde çadır tamiri yapan bir yer var mı bildiğiniz. Telleri çıktı
0
etki
(18.08.16)
merkez olarak; kemeraltı kestanepazarında branda diken yerler var.
aslında yakınında branda diken yer varsa yapar, telleri çıktı demişsin yani dikişleri söküldü demi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
(8)

elektrik supurgesini nasil bozarim?

letheavendangered
cok eski ve ici disi asiri kirlenmis bir elektrik supurgemiz var. yerdeki pislikleri yerinden oynatmak disinda bir is yapmiyor. temizlikten nasibini almamis ve asiri pinti olan ev arkadasim bu durumdan sikayetci degil ve ben yeni supurge almayi teklif ettigimde bunun hala is gordugunu soyledi ama ye
cok eski ve ici disi asiri kirlenmis bir elektrik supurgemiz var. yerdeki pislikleri yerinden oynatmak disinda bir is yapmiyor. temizlikten nasibini almamis ve asiri pinti olan ev arkadasim bu durumdan sikayetci degil ve ben yeni supurge almayi teklif ettigimde bunun hala is gordugunu soyledi ama yerdeki en ufak bir seyi bile cekemiyor. borusu tikanmisti, o igrenc pisliklerle ugrastim actim ama yine de cekmiyor. evin ortak banka hesabinda 900 euro paramiz birikmis, bi supurge ne kadar tutacak allasen.

simdi ben diyorum ki geri donusu olmayacak sekilde bozayim ki yenisini almak zorunda kalalim. ama benim bozdugumun da belli olmamasi lazim, sanki kendi kendine eskimis de bozulmus gibi olsun.ne yapmaliyim?
0
letheavendangered
(18.08.16)
Yapacagin hareketi hic desteklemiyorum ama soruna cevap vereyim:
Cok kolay, motoru yakacaksin. Motoru yakmak icin supurgeyi calistir, hortumun agzini elinle tika ve bir sure calistirmaya devam et. Zorlanmaya baslayip yanacak motor. Yangin cikmasin dikkat et. Dumanlar cikmaya basladi ve hala calisiyorsa hemen durdur, bekleyip tekrar dene. Ama biraz riskli.
0
stavro
(18.08.16)
Toz torbası dolmuş olabilir mi?

Gerçi tıkanmış boruyu bile temizlediğinize göre bunu da kontrol etmişsinizdir ama ben gene de sorayım dedim.
0
chitosan
(18.08.16)
torbayi yeni degistirdim, etkisi olmadi.
0
🌸letheavendangered
(18.08.16)
bozmaktan ziyade içini açıp bir temizleme operasyonu yapabilirsin. eğer içini açtığında çok çok kötü bir tablo ile karşılaşırsan bozulmuş bu diyip yenisini al :)
0
gaspetizm
(18.08.16)
guldum :)

motoru yak. sumurgeyi acinca motorunu gorursun, onunde bir filter olur onun. o filtre de tozlanir. orayi bir sekilde kapatip calistirirsan hava alamaz ve yanar motor. igrenc bir ayak kokusu duyunca cek fisi.
0
jimicik
(18.08.16)
Süpürge bozmak konusunda tam bir uzman olabilirim.

Kablosunu kopartabilirsin, bunun için evin en uç köşesindeki prize kabloyu takip hiç yerini degistirmemek gerekiyor. Ben zamanında yaptığımda 1 hafta sonra kablo koptu. Dolayısıyla yeni süpürge almak zorunda kaldık.

Yukarda söylendiği gibi motoru yakabilirsin. Hala nasıl becerdigimi tam olarak bilememekle birlikte 1 saat boyunca aralıksız çalıştırmama yoruyorum ben bu durumu. Üst kapağı erimeye yaklasmisti nerdeyse. Tıkanmış olması da ayrı bir etken.

Son olarak çalışırken üzerine koca bir sürahi su dokebilirsin. Bunu da ayağım takılınca minik supurgenin üstüne dökerek yapmıştım, anında pert. Tabii tam olarak motora denk gelmesi gerekiyor.
0
fraise
(18.08.16)
Çorap kaçırıp tıkanmış süpürgeyi çalıştırmaya çalışarak motoru yakmıştım ben de.
0
su nanesi
(19.08.16)
filtresini temizlediniz mi? boruyu temizlemek yetmiyor, borunun ucuna taktığın aparatı, filitreyi de temizlemek gerekiyor.
nasıl bozarsın bilmiyorum. motor yakmak tehlikeli iş, daha büyük dert açma sonra başına.
illa bozacaksan hortuma kesik at bari. hortumu değiştirelim derse ağırlığını koyarsın/ikna edersin. mayklardan gir deri döküntülerinden çık. bi süpürge kaç para değer mi bu kadar risk almaya de.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.08.16)
(10)

Dedemin Ayakları çok üşüyor

myopati multi minicore
Kendisi hem diyaliz hastası hem kalp hastası yaş 80. Bende hayatını kolaylaştıracak şeyler alıyorum ona şimdi sıra çorabımızda ayaklarım üşüyor oğul diyor termal çoraplar varmış falan. Böyle İşe yaradıgını bilgiğiniz bir çorap var mı?
Kendisi hem diyaliz hastası hem kalp hastası yaş 80. Bende hayatını kolaylaştıracak şeyler alıyorum ona şimdi sıra çorabımızda ayaklarım üşüyor oğul diyor termal çoraplar varmış falan. Böyle İşe yaradıgını bilgiğiniz bir çorap var mı?
0
myopati multi minicore
(18.08.16)
cok gecmis olsun. gercek yunden, boyle kucukken ilk giydigimizde batan yun atletler vardi ya, o tarzda coraplar var, onlardan alabilirsiniz.
0
kassiopeia
(18.08.16)
benim dedem de öyle. kendisi dindar biri diye mi bilmiyorum ama o dahil bütün köydekiler bunlardan giyiyor. ticiz.com

adı mes. içi yünlü dışı deri bi patik çeşidi.

edit: geçmiş olsun.
0
nıç
(18.08.16)
Bimde a101de satilan termal coraplar var. Babam da ayaklarini usutuyormus kisin farkinda olmadan sonra ayaklari sisiyor kasiniyordu. Bu coraplardan aldim acayip rahat etti. Bir alternatif de sicak su torbasi.
0
curukturpkokusu
(18.08.16)
mes, termal çorap, sıcak su torbası +1
kirpi ipinden çoraplar örüyor kadınlar. bir tane hediye gelmişti bana. yün çoraptan kat kat fazla sıcak tuttu.
bir ara çok soğuk bir yerde çalışıyorduk. yün çorapla bile parmaklarım uyuşuyordu. bir keresinde kirpi çorapla gittim, o oldu. ondan sonra hep kirpi ipinden çorap kullandım. bırak uyuşmayı sıcaklığı düşmedi bile. tavsiye ederim.
termal atlet kullandım, sonuç başarılı. termal çorap olduğunu bilmiyordum, bilsem alırdım valla çok soğuk bir binaydı. neyseki sonradan kirpi ipi imdadıma yetişti.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
Ufo'nun ayak ısıtıcısı var inceleyin isterseniz. Gerçi başka markalarında vardır sanırım ama ilk Ufo reklama çıkarmıştı.
0
poseidon1
(18.08.16)
patik pek fayda etmiyor. Bahsettigim yer Karadeniz köyde yani. Sıcak su torbasıyla zor olur gerci kendisi pek hareket etmiyor.
0
🌸myopati multi minicore
(18.08.16)
benim de dedem aynı durumda diyebiliriz.

www.tchibo.com.tr

şundan aldık çok sevindi.
0
nickimin hakkini veremedim
(18.08.16)
zebragibi
(18.08.16)
bu ayak ısıtıcılar gercelten güzel ama çoğunlukla yatıyor dedem hep yatış halinde.
0
🌸myopati multi minicore
(18.08.16)
deden hep yatıyorsa o zaman masaj da iyi olur. kan dolaşımı hızlanır, hem ısıtır hem sağlığına faydalı olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
(9)

Umudunuzu nasıl kaybetmiyorsunuz?

kipss
Nefes alamıyorum bu dünyada. Çok uzun zamandır. Siz nasıl kaybetmiyorsunuz umudunuzu? Nasıl herkes yaşayabiliyor da ben yapamıyorum? Hiçbir şeyde anlam göremezken nasıl devam ediyorsunuz?
Nefes alamıyorum bu dünyada. Çok uzun zamandır. Siz nasıl kaybetmiyorsunuz umudunuzu? Nasıl herkes yaşayabiliyor da ben yapamıyorum? Hiçbir şeyde anlam göremezken nasıl devam ediyorsunuz?
0
kipss
(18.08.16)
hasmetizm 2046
(18.08.16)
Tam her sey bitti derken yanimda huzurla uyuyan ogluma bakiyorum. Yasa be biraz daha gul biraz daha diyorum.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(18.08.16)
umudumuzu yitirmediğimizi nerden biliyorsun? umutlar yitebilir, yenisini yeşertebildiğin sürece bu bir döngü. dünya değişiyor, insanlar değişiyor, hayat değişiyor. ama kötüyü tatmadan iyinin değeri de bilinmiyor, bu da bir gerçek.
0
loveinaflipbook
(18.08.16)
Çünkü siz kolaya kaçıyorsunuz. Direkt şahsınız için söylemiyorum ama ortalıkta böyle sürekli umudum yok, enerjim tükendi, her şeyim ters gidiyor, hayatın anlamı yok vesaire diyenlerin hikayelerini biraz dinlediğimde bu mağdur edebiyatıyla kendi tembelliklerini, amaçsızlıklarını, başarısızlıklarını örtmeye çalıştıklarını görüyorum. Tamamı böyle demiyorum elbette, ciddi travmalar yaşayan, gerçekten elinde olmadan şanssızlıkların ortasında kalmış bir sürü insan var ama çoğunluk benim gözlemlediğim şekilde kendi hayatlarına sahip çıkamayan, seçim ve kararlarının arkasında duramayan tipler. hayat gerçekten zorlayıcı ve yıpratıcı dönem dönem. Ama anlamsız mı, hayır asla. Kimsenin hayatı facebook veya dizilerde ki gibi mükemmel ve sorunsuz değil. İçeriği ve ölçeği farklı yığınla şeyle mücadele ediyor herkes. Çok klişe biliyorum ama yarısı dolu bardağın hangi tarafına tutunduğunuzla ilgili bu. Pollyana olmaya da gerek yok (bu da dengeli değil) , biraz sağlam durmak, rasyonel olmak, bütün çevresel faktörleri kontrol edemeyeceğini kabullenmek, sürekli ipekli kumaşlar peşinde koşmak yerine önce elinde ki kumaşla en iyi yaşam elbisesini nasıl yapacağına odaklanmak ve o elbiseyi giydikten sonra yeni kumaş elde etmeye çalışmak, yaşama dokunmak/hissetmek yeterli. Bu kadar idealize edilmemeli hayat, ilişkiler, başarı vesaire...
0
Phoebe
(18.08.16)
Eğer Allah'a inanıyorsan ama öyle herkes gibi değil gerçekten yürekten varlığına inanıyorsan, umutsuzluk diye birşey yaşamazsın. En zor anında bile elinden tutacak biri vardır çünkü. Seni sürekli koruyan,gözeten,seven.
0
portakal
(18.08.16)
Büyük resme bakıyorum, küçük mü deseydim acaba :)
(bkz: soluk mavi nokta)
(bkz: baraka)
(bkz: lıfe in a day)
(bkz: hayvanlardan tanrılara sapiens)
doğa tarihi müzeleri... seç beğen al, yardımcı araç o kadar çok ki.

Bilimsel, teknolojik gelişmeleri izliyorum. Çok heyecan verici şeyler oluyor, öyle böyle değil çok kallavi değişimlere gebeyiz. Bu konulardaki yorumları takip ediyorum. Hem aklımı politik yalanlarla, saçmalıklarla boğmayıp gerçeklere açmış oluyorum, hem en azından mental olarak geleceğe hazırlanma olanağı buluyorum. Öyle bir zaman yaşıyoruz ki gelecek nesiller bu zaman için "dönüm noktası" diyecekler, eminim. Kaçar mı?

Gönüllü çalışmalara katkıda bulunuyorum. İçine girmeden görmek zor biliyorum, ben de bu sonuçları bekleyerek girmedim çünkü. Gönüllü çalışmak meğer sadece vermek değilmiş, almak ve vermekmiş. Fiziksel ve ruhsal sağlığıma olumlu etkilerini hissediyordum, biraz da araştırınca gördüm ki iyilik yapmak serotonin üretimini arttırıyormuş. Hani şu mutluluk hormonu dediğimiz, psikiyatrlislerin depresyon gibi olgularda geri dönüşüm inhibitörlerini dayadığı hormon. Üstelik sadece kendimiz değil, çevremiz de olumlu etkileniyor. iyilik yapan ve durumu gören herkes aynı şekilde etkileniyor. Olumlu etki göle atılan taş gibi halka halka çoğalıyor. Müthiş bişey bu.

Olumsuz hiç bir şeyi içselleştirmiyorum. Bir konu canımı sıkıyorsa, bana ters geliyorsa "ah vah" etmiyorum, çözüm bekleyen problem onlar benim için. Çözebileceklerimi çözüyorum, çözüm yoluna gidenlere katkıda bulunmaya çalışıyorum, hemen çözülemeyecek olanları zamana bırakıyorum, hiç çözülmeyecek gibi olanları olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum. Büyük olasılık ben göremesem ileride çözülecek onlar da diyorum.
Şimdi biz fazlaca olumsuz habere, paylaşıma maruz kalıyoruz. İçinden sağlam çıkmak zor gerçekten. Kendini kaptırma olsılığı çok fazla. Kaptırmıycan. Algı yönetimi deniyor çoğunluğu kasti yapılıyor.
Geriye dönüp bakarsak görüyoruz aslında. Ben kendi deneyimlerimi yazayım. Bir zamanlar organ mafyası haberlerinden, fw larından geçilmiyordu. kimseden bişey almayın, yemeyin, güvenmeyin, aman dikkat, şöyle olmuş böyle olmuş haberleri doluydu. İnternete her girişimde bu yönde pekçok enformasyon alıyordum. kalıntıları hala böbrek.avi şeklinde var.
sonra gıda ve kanser konusu başladı. gdo, katkı maddeleri, kansorejen kimyasalların hayatımızın her noktasına girdiği... doldu taştı. bir gün yemek yapıyorum, biberi kestim çekirdeklerini ayıklayacağım, biberde bir tane bile çekirdek yok. elimdekileri bıraktığım gibi salona kaçtım. yemek yapmak istemedim. "ben çocuklarıma ne yediriyorum, beslensinler derken onları zehirliyor olabilir miyim" endişesi yıktı geçti. geçmedi aslında, sonra hastalandım.
çaresiz kalmak nasıl bişe o yıllarda bir kez daha yaşadım. kime güvenebilirdim ki. köylü desen bilinçli değil, ilacı basacak, her önüne gelen alabiliyor o ilaçları neticede. firmalar desen, ohoo, para için her şeyi yapabilirler. çaresiz evde sandık, kazan, saksı ne varsa terasa çıkardım, onlarca torba toprak taşıdım, günlerce bu iş nasıl yapılır araştırdım, doğal tohumlar bulup kendim yetiştirmeye başladım. terasta bu iş çok zor. arı yok bikere, nasıl verim alcan. arı çeken bitkiler bile ektim. her şeyi de ekemem, hani bunun buğdayı, mercimeği, şekeri, çayı.. sadece domates biber patlıcan yemiyoruz ki. böylece o işi de "yaşanmış bir macera olarak anılar hanesine yazıldı, öğrendiklerim yanıma kar kaldı" diyerek kapattım.

Sonra hastalandım demiştim ya; işte o hastalık benim için dönüm noktası gibi bişey oldu. aklımı başıma getirdi. çünkü bağışıklık sistemimizi öğrenmeme neden oldu. vücudumuz müthiş bir kimya fabrikası, sen ona zarar vermezsen o işini gayet güzel görüyor. yeter ki benim yaptığım gibi olumsuz düşüncelere gark olmak gibi aptal aptal işlerle dengesini kaçırma.
Hastalığım kanserdi, genetik olarak en üst düzeydeyiz, annem, babam ve birçok yakın akrabamı alan bir hastalık ve pataloji tümörümü "yüksek derece"yle onurlandırmış. 10 nımara 5 yıldız aday olarak ölümün kapısında buldum kendimi.
Beş yılı geçti, en tehlikeli dönemi atlattım. Tıbba göre riskim hala var, bana göre yok. Çünkü nasıl düşünmem gerektiğini öğrendim.

Maruz kaldığım olumsuz enformasyonlardan biri de Özgecan deyince hemen anlayacağınız tecavüz ve kadına şiddet. Üç kız annesi bir kadın olarak günlük yaşamdaki kararlarıma etki eden, yaşam kalitemi düşüren bir olgu bu. Biliyorum daha çok olumsuzluk var, trans kadının yakılması, adına iş kazaları denilen cinayetler, savaşlar, yalanlar dolanlar... say say bitmez. Çoğaldılar bir de. İstatistiki olarak çoğaldılar sadece kasti yapılan olumsuz algı operasyonu diyeceğimiz olgular değiller yani.
Öte yandan şu da bir gerçek; ben varsam benim gibiler de var ve biz hala çoğunluğuz. Hem de ezici şekilde çoğunluğuz. Artışın olması demek hepten öyle olduk demek değil.
Çünkü bizim defoult sistemimiz türkçesiyle fabrika ayarlarımız iyi. Bozmazsak, bozulmasına izin vermezsek yaşam enerjimizle gül gibi yaşar, hayatın, hiç bir şekilde geri döndüremeyeceğimiz en değerli şeyimizin zamanımızın kıymetini biliriz.
Mesela amigdala bizi korumak kollamak için orada. E sen bunu sürekli endişeye, korkuya umutsuzluğa maruz bırakırsan amigdala şiştikçe şişer. Sonra gelsin depresyonlar, bkb ları, şizofreniler bilmem neler. Ne gerek var?

Herkes haddini bilsin, vazifesini yapsın. Amigdala da öyle, hormonlar da öyle, duygular da öyle, algımızla bilip bilmeden oynayanlar da öyle, biz de öyle.
Şu minicik bedenimizle evrende bir toz tanesi bile değilken tüm yanlşların olmazların yükünü kaldırmaya çalışmak ne haddimize. O kadar kibirli olmayalım, kibir kötü bişe.

yazı uzun oldu, site serverinden de epeyce yer aldım. bu vesileyle site kurucusu ve emeği geçenlen herkese teşekkür etmek istiyorum. malum serotonin muadili işlevi çok büyük hizmet.
reklamları bu site için açık bırakın anacım.
bol iyiliklerle dolu günler hepimizle olsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.08.16)
Ben umutsuz yaşıyorum öyle daha güzel oluyor. Bir şeylerin olması için umut ettiğimde olmayınca hayal kırıklığına uğrayıp üzülüyorum çünkü. Şu an neredeyse hiçbir beklenti taşımıyorum. Böyle kafam daha rahat, yaşayıp gidiyorum işte.
0
köstebek kurabiye
(18.08.16)
ben yavaş yavaş kaybediyorum açıkçası, çok az vaktim kaldı gibi
0
tchuck
(18.08.16)
Benim de inan oldu böyle bi dönemim. Yasama isteğim yok olmuştu tam manasıyla. Kendimi öldüremiyordum ama ölmek için yaşıyordum amacsizdim.anlamsız geliyordu dünya. Bi kitap almıştım hatta kemal sayar, "her şeyin bir anlamı var"Dı kitabın ismi.okumadım bile, sırf belki bu yarama ilaç olur diye aldım.. Zevk almıyordum hayattan. Ama inan geçici bi süreç bu. Bende 1,5 yıla yakın sÜrdü. 1,5 yılın sonunda mucize olmadı her şey tam manasıyla yoluna girmedi ama geçti bitti dağıldı o karabulutlar, dönem dönem iç huzursuzluğum oluyor. Ama biz insanız. Bunlar dönemsel şeyler. Hedefler koy kendine. Önce sallapati oluyor ama zamanla sen de alışıyorsun o fikirlere benimsiyorsun, başarmak istiyorsun. Kendin için yaşa, denize gir yüz, toprakla uğraş,kedilerin başını okşa. Zaman zaman yine sıkıntıların olaçak, mükemmel hayat yok ama inan her şey daha güzel olacak.
0
benoyledemekistemedim
(18.08.16)
(5)

Çizimim nasil?

tosiba
bu benim 3. cizimim oldu.hala 0.5 kalemle cizimlere devam :)ikisi arasinda uzakliga dikkat etmedim. tek bos yer orasi oldugu icin burun da oraya oldu.
bu benim 3. cizimim oldu.hala 0.5 kalemle cizimlere devam :)

ikisi arasinda uzakliga dikkat etmedim. tek bos yer orasi oldugu icin burun da oraya oldu.
0
tosiba
(17.08.16)
Ben hiç anlamam, beceremem ama oluyor gibi. Yorumum ne kadar değerli bilmiyorum ama cahil aklımla giderli geldi ^^
0
quanche
(17.08.16)
aks epey kayık ama düzeltilmeyecek şeyler değil bunlar. bi de bi resim kalemi alıp (hb, b ve 2b) çalışsan, tercihen 6b veya 7b ile kimi yerleri (dişlerin arası, dudakların içi, burun delikleri vs) koyultsan olur bence :)
0
reso aga
(17.08.16)
dudakla burun arasına çizgiler nerde?
0
shotgunwoman
(17.08.16)
@quanche çok değerli :)) tesekkur ederim.

@reso aga burnu biraz sallapati yaptım. dudağı yaparken aklıma geldi.. gölgelendirme işlerini çok merak ediyorum aslında. zor gibi geliyor ama..

@shotgun son paragraf..
0
🌸tosiba
(17.08.16)
çok güzel.
çizgileri çok yorma, biraz daha rahat ol. o zaman kılçıklar olmaz.
gölgelendirmeyi sormuşun:
dudak kenarları, alt dudağın ortası, üst dudağın dişe yakın kısımları daha az işik alır, yani daha koyudur. birine ya da aynaya bakarak çizersen gölgeler daha doğru olur.
yatay gölgelendirme yapma, tam seçemedim parmakla yaymişın gibi, parmak pamuk vb. şeyle yayma sadece kalem kullan. gölgelendirmeyı dokuya uygun yap, doku nasılsa gölgelendirme de aynı doğrultuda olsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.08.16)
(19)

Sehpaya bakinca ne görüyorsunuz?

trejemu
Ben şahsen farklı bi bakış açısı, yaratıcı düşünce ve gelişmiş bir estetik duygusu görüyorum.Bence bu bir sanat eseri. Çok mu abartıyorum?
Ben şahsen farklı bi bakış açısı, yaratıcı düşünce ve gelişmiş bir estetik duygusu görüyorum.Bence bu bir sanat eseri. Çok mu abartıyorum?
0
trejemu
(17.08.16)
götünü dönmüş bir gergedan görüyorum.

edit: su aygırı evet tamam.
0
zgrydn
(17.08.16)
BENCE abartmışsın
ben sadece yaratıcı düşünce görüyorum.
estetik hiç değil.
0
basond
(17.08.16)
@zgrydn ahahah ama su aygırı olmasin.
0
🌸trejemu
(17.08.16)
Sehpa zanaattır, sanat değildir, sanat olsa duramazsın.

Maden görüyorum sehpaya bakınca, pantolonda bozuk paralar birikmiş hışır hışır ediyo diye madeni paraları sehpanın üzerine koymuşum da.
0
wilhelmwasmuss
(17.08.16)
Bildigin sehpa da bir nebze sanattir zaten. Olagan ustu bir sey gormuyorum. Sanatsal olup olmamasindan once estetik olup olmamasina bakarim ben. Estetikse benim icin ayni zamanda sanatsaldir.
0
stavro
(17.08.16)
@wilhelmwasmuss bence işlevine göre değişir. Böyle bir şeyi sadece sehpa işlevi için evine alır koyarsan zanaattir bence. Kimsenin sadece misafiri çayını koysun diye bunu tercih edeceğini sanmıyorum.
0
🌸trejemu
(17.08.16)
Suaygiri suyun icinde ve cam suyun yuzeyi gibi olmus ya, ben de bayagi begendim. Sehpa camlarinin su yuzeyi gibi oldugunu ben de cok dusunmusumdur ama icinden bir suaygiri sirti ve basi cikarmak sahide yaratıcılık isteyen bir sey. Sanatci dedigimiz boyle bir sey iste.
0
shadowcat
(17.08.16)
yaratıcı bir fikir olmuş
0
supermatik
(17.08.16)
haa ben o fotoğrafı görmemiştim ya telefondan girdiğim için heralde. genel olarak ''sehpa'' ya bakınca ne görüyorsunuz diye anladım haliyle.

bence gene de bu bir sanat eseri değil, sadece estetiklik var, sanat estetiktir ama estetik görünen her şey sanat eseri değildir. sanat eseri bir mesaj içerir, özgündür, yaratcıdır ve aynı zamanda estetiktir.

bence bu, ''sehpa'' olsun diye üretilmiş, işlevi ön planda olan ama estetik de bir görüntüsü olan zanaat ürünü.
0
wilhelmwasmuss
(17.08.16)
Sanat eseri, ama işlevsel değil. İşlevsel olmayan bir şeyi evime sokmam.
0
dissendium
(17.08.16)
Sanat mıdır bilmem ama benim hoşuma gitti konsepti.

Yalnızca kullanılan fotoğraf, daha doğrusu fotoğrafın çekildiği açı kötü.
0
burfak
(17.08.16)
Ben çok beğendim, oldukça yaratıcı.
0
chitosan
(17.08.16)
güzel.
ama evime alırmıyım? - hayır.
0
seyduna6687
(17.08.16)
Bence çok hoş, evime de alırdım açıkçası eğer fiyatı uçuk değil ve evin normal haline uyumluysa alır kullanırım, gayet güzel.
0
mutekebbir
(17.08.16)
başıma bir iş gelmeyecekse beğenmedim ben bu sehpayı. hem de hiç. inanılmaz kaba duruyor. tamam, fikir yaratıcı. sehpanın yüzeyinin su olarak düşünülmesi gerçekten çok güzel ama daha zarif bir tasarım ile bu güzel fikri yansıtabilirlerdi.
0
köstebek kurabiye
(17.08.16)
yaratıcı sayılmaz bana göre, sehpalarda çeşitli objelerin ayak yerine kullanılması yeni değil çünkü.
suda yüzüyor gibi olması güzel olmuş +1
ama ben kullanmam +1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.08.16)
ben göte haddinden fazla konsantre oldum. evime almam.
0
naberabi
(17.08.16)
şimdi sözlük anlamlarından yola çıkacak olursak; bu bir eser ve bunu yapan kişinin hayal gücünü kullanıp görsel şekilde ortaya sunması amacı da sanat oluyor. dolayısıyla bu bir sanat eseri. sanat sanat için olmuş.

günlük hayat anlamlarından yola çıkacak olursak; bu nedir ya. evin içine oturmuş su aygırı neresi estetik. rengi tipi iğrenç. çok kaba. üstüne tepsi koysan durmaz. çocuk görse korkar. şimdi bu 50-100 lira da değildir(sanat eseri ya...). bunun ne sanatla ne de eserle alakası yok. bedava versen eve almam o derece. hatta 50 lira versen yine eve koymam. sehpaya bakınca ne görüyorsunuz sorusunun cevabı ise boşa harcanmış zaman ve emek görüyorum.
umarım ağır olmamıştır?
0
cahs
(17.08.16)
Lisede yurtta kaldığım yıllarda bi çocuk ile keçi yavrusuna ne denir? Tartışması olmuştu.Eleman İç anadolulu köyde büyümüş.. Ben ise memlekete ömrüm boyunca 1-2 defa gitmiştim, ama köyde kecinin yavrusuna ne dendiginden adım gibi eminim.Tartisma uzadı sinirler gerildi, evet gerildi :D Ben ısrarla sizin ne dediginizi bilmem ama bizim köyde şöyle şöyle derler dedikçe eleman "sen köy mu gordun hayatinda" argumani ile sürekli bana karşı çıkıyor. En son ben yine bizim köy deyince seni de fikeyim, köyüde fikeyim deyince suratinin ortasına yumruğu parlatmistim. Velhasil kelam @cahs ciğim ne düşünürsem düşün köyüme küfür etmedigin sürece mesele yok :))
0
🌸trejemu
(17.08.16)
(7)

sakin, huzur verici bir sahil filmi ?

susuz koye hamam
böyle dalgalarla bütünleşsin film, diyalaglar, sahneler falan iç açsın. sessiz sakin bi film olsun. dramatik olsun.
böyle dalgalarla bütünleşsin film, diyalaglar, sahneler falan iç açsın. sessiz sakin bi film olsun. dramatik olsun.
0
susuz koye hamam
(17.08.16)
the return dicem ama pek iç açmaz
0
konar konmaz omer konur
(17.08.16)
Sakin huzur verici ve su deyince aklıma ilk gelen kim ki duk'un mevsimler filmi oldu. Deniz ve dalga yok yalnız, krater gölü ve bol yeşillik var.
www.imdb.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.08.16)
@konar onu izledim süperdi
0
🌸susuz koye hamam
(17.08.16)
@hayat bakıcam
0
🌸susuz koye hamam
(17.08.16)
Direk adore geldi aklima
Filmin diğer ismi perfect mothers
0
anily
(17.08.16)
ben böyle bişey sormuştum, bakabilirsin. sorunun içinde de birkaç film yazıyor.

(git: 1048693)
0
tepedeki psychedelic adam
(17.08.16)
donald groves
(17.08.16)
(2)

İzmir havalimanı'ndan Balçova'ya ulaşım.

aurora
En kolay nasıl ulaşım sağlanır? Gidilecek kesin yer İnciraltı sağlık yerleşkesi.
En kolay nasıl ulaşım sağlanır? Gidilecek kesin yer İnciraltı sağlık yerleşkesi.
0
aurora
(16.08.16)
İzban + metro + aktarma otobüsü
Havaalanından izban Aliağa yönüne binip Hilal aktarma istasyonunda inersiniz.
Hilal'den metro hattına geçip Fahrettin Altay yönüne binersiniz.
F. Altay'dan aktarma otobüsüyle veya dolmuşla gidebilirsiniz.

İzban:
www.izban.com.tr
Metro
www.izmirmetro.com.tr
İzmir otobüs saat ve güzergahları:
www.eshot.gov.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.08.16)
202 otobüsüne de binebilirsin f. altayda iner oradan tekrar otobüse binersin. ama bu otobüs sadece saat başlarında yanlış hatırlamıyorsam.
0
su nanesi
(16.08.16)
(5)

kitap okumanın zaman kaybı olduğunu düşünmek?

islergucler2
selam dostlar.şimdi dünya klasikleri okurken mesela bitirdiğinizde genel kültürel bir bilgi olmasının dışında kitaba ayırdığınız onca zamanın size faydası nedir?o kitapların özetlerini okumak ve anlamak daha pratik değil mi?işte okurken böyle hissetmeyeceğimiz kitaplar nelerdir sizce?
selam dostlar.

şimdi dünya klasikleri okurken mesela bitirdiğinizde genel kültürel bir bilgi olmasının dışında kitaba ayırdığınız onca zamanın size faydası nedir?

o kitapların özetlerini okumak ve anlamak daha pratik değil mi?

işte okurken böyle hissetmeyeceğimiz kitaplar nelerdir sizce?
0
islergucler2
(14.08.16)
değil. bir kitabı baştan sona oku ve bunan kendin karar ver zaman kaybı mı değil mi diye.

örneğin albert camus'un yabancı adlı romanı. ya da nikos kazancakis'in zorba'sı. karar senin.
0
little big man
(14.08.16)
Değil tabi. Ama benim için öncelik sırası sonlarda. Film izlemekten, oyun oynamaktan daha çok keyif alıyorum. Kültürel katkısını anlıyor ama es geçiyorum. İyi böyle cahil
0
hasmetizm 2046
(14.08.16)
Pratik mi, ne acidan yani? Ne katacak özet okumak madem kitabin kendisi zaman kaybi gibi geliyorsa?

Yazarin anlatim bicimi, kullandigi kelimeler, olaya yaklasimi, yarattigi karakterler, karakterlerin olaya yaklasimlari, cevre tasviri, döneme dair ipuclari, hatta arada teknik, bilimsel bilgiler tüm bunlar olmadan bir kitabin özetini okumanin ne gibi bir faydasi olacak peki bize?

Kitap bittiginde hayatimiza kattigi degeri ertesi gün hissetmiyoruz ama belki birkac ay belki de birkac yil sonra ya da baska bir kitap okurken yine orada yapilan bir gönderme esnasinda elbette bir sekilde katkisi oluyor. Ama elle tutulur, gözle görülür ve hemen hissedilir seyler degil bunlar, öncelikle bunu kavramak lazim.
0
bosver nicki
(14.08.16)
kitap şey gibi; çorbası, ana yemeği, salatası, böreği, içkisi, tatlısı, masa düzeni, tabağı, bardağı... her şeyiyle tam bir sofra gibi, kitap özeti de eczaneden aldığın kimyasal ilaç gibi. bazı özetler de merdivenaltı özeti. kim çıkarmış, nasıl çıkarmış. kitap özeti dediğin incelikli bir iş. hele de internet çıkalı beri doğru düzgün kitap özeti çıkarmak tarih olmuş, birkaçına bakmıştım, esamesi yok.

zaman kaybı olmadığını hissttiğim kitablar beni düşündüren kitaplar oluyor. kolay okuyorsam, düşünmek ihtiyacı dumuyorsam o kitabı okumak "benim için" zaman kaybı olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.08.16)
itaba ayırdığınız onca zamanın size faydası nedir?
hoşça vakit geçirtmek.
o kitapların özetlerini okumak ve anlamak daha pratik değil mi?
elbette! ama o vakit, roman okurken ki hazzı alamam ki. çok mekanik bir eylem özet okumak.
0
pangea
(14.08.16)
(14)

benim biraz size içim dökmeye ihtiyacım var

kakamelsokoban
açılın büyük dertli geldi (kendime göre tabii) uzun zamandır deli gibi istediğim haberi aldım, hamileyim! şükürler olsun bu mutluluğu yaşamak nasip oldu. yarın sabahtan da doktora gideceğim kontrole. evlendiğimden beri eşim de ailem de deliler gibi bebek istiyordu. sonunda hepimizin hayalleri gerçek
açılın büyük dertli geldi (kendime göre tabii) uzun zamandır deli gibi istediğim haberi aldım, hamileyim! şükürler olsun bu mutluluğu yaşamak nasip oldu. yarın sabahtan da doktora gideceğim kontrole. evlendiğimden beri eşim de ailem de deliler gibi bebek istiyordu. sonunda hepimizin hayalleri gerçek oldu derken teker teker müjdeli haberi verdim ve tepkilerini yazıyorum:

annem babam: hayırlı olsun deyip annem ütü yapmaya babam tv izlemeye devam etti. ne tebrik, ne öpücük ne bir neşe. hayretler içinde kaldım dün bütün gün yanlarındaydım ve konuyla ilgili tek bir kelime edilmedi. sebebini bilmiyorum. sanki gelirken ekmek aldım demişim kadar bir etki yarattı. sözde ilk torun diye çok hevesle bekliyorlardı.

kardeşim: saatlerce hıçkıra hıçkıra nefessiz kalana kadar ağladı. sen benim küçük annemdin artık başkasının annesi olacaksın beni ikinci plana atacaksın eskisi kadar vakit ayıramayacaksın dedi 23 yaşında düğün hazırlıkları yapan kız. tebrik beklerken saatlerce teselli ettim. bana çok düşkündü hep, ama çocuğumu kıskanacak kadar olacağını hiç düşünmemiştim.

eşim: tam da şimdi hamile kalıp tee uzakta bir şehirde taşınan annesine yardıma gidemediğim için bozuldu. trip attı istesen gelip yardım edebilirsin bu bi hastalık değil bahane etme dedi. onunla cuma akşam yola çıkıp cumartesi sabah inip evin taşınmasına yardım edip pazar gece otobüse binecek ve pazartesi sabah otobüsten indiğim gibi ben işe geçerken o evde izinli yatacaktı. şimdi de ben evde bulantıdan, halsizlikten, ağrıdan ölüyorum gelip de bakanım yokken bir de saat başı telefon edip taciz ediyo annemi ara tebrik et hayırlı olsun de, yok watsap aile grubunda hiç bişe yazmıyosun konuşmalara katıl soğuk nevale gibi durma, yok teyzemi ara hatrını sor, halamı ara nasılsın de. benim canım burnumda artık uğraşamıycam dedim diye kızdı bağırdı telefonu yüzüme kapattı. ki normalde çok nazik, çok tatlı bir insandır. ama ailesinin yanına gidince bambaşka biri oluyor. çok fazla etkileniyor onlardan, ailesi de beni pek sevmez zaten ama ben onlara kötü davrandığım için değil. genelde aile olarak kendilerini parayla sevdirmeyi tercih ediyorlar. kayınvalidemle aynı eve gelin gidip onunla oturmayı kabul etmediğim için aileden dışlandım. ben saygıda kusur etmemek için hiç kötü bir söz söylemiyorum ama eşim için annesi bir yana dünya bir yana ne yazık ki. onun kakamel de zaten biraz bilmem ne demesi eşimin benim kesinlikle öyle olduğuma kanaat getirmesi için yeterli.

birkaç arkadaşıma haber verdim, sağolsunlar ellerinde yemeklerle geldiler, ortalığı derlediler topladılar, sohbet falan evde bir şenlik havası oldu. en azından sarılıp tebrik edenim oldu. inşallah sağlıkla, mutlulukla kucağıma alabilirim, psikolojik olarak yeterince güçlü olabilirim. okuyanlar lütfen dua edin sorunsuz bir süreç geçirebilmem için. hepinize teşekkür ederim.
0
kakamelsokoban
(14.08.16)
Anlattıklarına göre eşinin annesi tam bir göt. Eşinde ondan göt (kaç yaşında adam eşini ailesini ayırması gerekir). Senin ailen de cins kardeşin onlardan da cins. Allah sabır versin diyorum inş analı babalı mutlu huzurlu büyür. Seni yalnız bırakmayan arkadaşlarının kıymetini bil. :)
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.08.16)
Öncelikle gözün aydın diyprum allah analı babalı buyutsun size hayırlı bir evlat olmasını diliyorum:)

Bu harika bi haber. Yakın zamanda buyuk biraderimin eşinin hamilelik ve sonraki süreclerine de dahil oldugum için öncelikle mutlaka kafanızı baska seylere vermeli birseyler bulun. Cunku anladıgım kadarıyla bu durum bşraz daha sürebilir. Onun dısında arkadaslarınızla bol bol vakit gecirin. Gerginlik sıkıntı üzüntü bunlar oldukca yıpratıyor ruhsal olarak. Sürekli düşünerek bir sonuca varamıyor insan. Birde en buyuk önerim internet doktorculuguna girmeyin. Evet bir sürü deneyim var insanlar paylasıyor falan ama herkes aynı değil.

Tekrardan bebeğinizi sağlıkla kucagınıza almanızı dilerim :)
0
fıytfıyt
(14.08.16)
ay tebrik ederim, sizin adiniza cok sevindim!

yalniz henuz yeni hamilesiniz, aileler bu konuda biraz gelenekci olabiliyor. genelde kutlamalar filan besinci altinci ayin sonunda yapiliyor nazar degmesin bebege diye. tepkisizlikleri bu yuzden olabilir. kardesiniz de yani, herhalde duygularini cok kontrol edememis.

esiniz de durumun ciddiyetini idrak edememis olabilir, kafasi baska bir duruma takilmis olabilir. bu donemde kendisine cok bilenmeyin bence.

umarim sorunsuz, mutluluk dolu bir hamilelik gecirir, tombis bebeginizi saglikla kucaginiza alabilirsiniz :)
0
evde liyakat kalmamis
(14.08.16)
Sadece anne babanın tepkisini biraz anlayabiliyorum. Nedense bebek sağlıklı doğana kadar aman bi aksilik olmasın diye abartı sevinemiyorum. Totem gibi bişey.
Kardeşini ilk cümlelerde 7-8 yaşlarında sandım yaşını görene kadar. Enteresan.
Eşine de annene bir sana iki diye sövsen yeri ama sövme tabi :)

Ayrıca tebrik ederim işalla sağlıklı dünyaya gelip güzel bi ömrü olur şimdiden. Bu heyecanı bi başkasının paylaşmasına da gerek yok sen doyasıya yaşa mutlu ol işte :)
0
jamalbsf
(14.08.16)
Hayirli olsun. Kimseyi takma, hamileligin tadini cikar. Birak onlar ne derse dersin.
0
dedim ben sana
(14.08.16)
@bozuk para yok zaten dünyadaki tek hamile benim gibi düşündüğümden değildi fakat bazı sağlık sorunlarından dolayı zor bir süreç yaşadık. onca umutsuzluğun üstüne alınmış bir haber olduğu için daha çok sevinmelerini beklemiştim.
0
🌸kakamelsokoban
(14.08.16)
tebrikler öncelikle
sizin için büyük ama dünya için küçük bir gelişme olduğunu etrafınızdakilerden görmüşsünüz.
İnsan tabi bi tebrik bekler tabi o konuda haklısınız.

okurken ben daraldım eşin be ailesi götmüş +1 liyorum.
kardeşinde ayrı bir kavunmuş doğmamış bebeği kıskanmak nedir?
Anne baba o an bi tepki vermemişse de içten içe sevinmişlerdir.
Şimdi dış gebelik düşük(Allah korusun) gibi şeylerden dolayı belki seni fazla havaya sokmak istememiş olabilirler ama konuya alakasız kalmak da olmamış tabi.

Tekrardan tebrikler Allah analı babalı sağlıklı sıhhatli büyütmeyi nasip etsin.
0
basond
(14.08.16)
Tebrikler öncelikle \0/ ( kucak) :)

anne baba'nın suskunlukları/ tepkisiz kalmaları arkadaşların dediği gibi nazar değmesin gibi de olabilir başka bişey de olabilir. o bişeyi onlardan öğrenebilirsin. bence konuş ben sizin tepkinize şaşırdım neden öyle oldu anlayamadım de.

eşin zamanlama konusunda sana mı trip attı? tövbe bismillah, sen gebe kalırken o neredeymiş.
yalnız sen gebeliğin nedeniyle yardıma gidemeyeceğini söylediysen gebelikte iş yapılmaz diye bir durum yok. gitmek istemeyebilirsin o ayrı konu. gitmek istemiyorum çünkü şu şu nedenlerden demek daha doğru olur, eşin de biliyordur ya da öğrenecektir gebeliğin iş yapmaya engel olmadığını bu kez sana olan güveni sarsılır, her söylediğini bahane diye düşünmeye başlar.
Sağlıklı gebelikler geçir, bir batında doğum olsun:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.08.16)
Bebek sahibi olmayi kendin de cok istedigin ve mental olarak buna hazir hissettigin icin sikinti yok. Yok cocugu kocanin ailesine yaranmak, yerini saglamlastirmak vb sebeplerle isteseydin o zaman sikintiydi. Insanlar bazen okuzlesip bunu hic farketmeyebiliyorlar e sen de hamilesin simdiden hormonlarin sana kucuk tatli surprizler yapiyor, ikisinin voltrani olusturmasina izin verme, ilerde bu gunleri guzel hatirla.
Ps; i hate erkek anneleri ve annelerinin agzinin icine bakan hanimevlatlari!
0
sindustrial
(14.08.16)
eşin, ailen ve onun ailesi hakkında yorum yapmayacağım çok fazla olabilir bazı tavırları.
ama kardeşin galiba gerizekalı. bir teste falan sokmak gerek.
0
lonelyman
(14.08.16)
Yuppiii!!!
Allah tamamına erdirsin.

Öncelikle jamalbsf+1
3 ayı geçtikten sonra senin anne-baban düzelecek, göreceksin. Eski insanlar bunlar. Kardeşin de evlenince düzelir, merak etme.
Eşine ve ailesine "yuh!" diyorum. Sakın ha gözüne gireyim vs. diye taşınmaya filan yardım etme, daha eline alamadan çocuk düşüverir. Miden bulansa da bulanmasa da ağır iş yapmayacaksın. Bu zamana kadar yaptıklarını da yapmayacaksın. Maalesef acı bir tecrübe ile yaşadım bunu. Bir bebeğimi kaybettim ben çok yorulduğum için.
Bunun dışında kendine ve bebeğine yoğunlaş. Arkadaşların bak ne güzel destek olmuşlar. Etrafında sana destek olanları tut. Eşine de bu durumu - kesinlikle yüzyüzeyken- anlat. Yorulma meselesini hatta beraber doktora gittiğinizde doktor söylesin (doktorla istersen önceden konuş bu durumu).
Hadi Allah bir avazda kurtarsın!
0
SiyamkedisiZorro
(15.08.16)
tebrik eder sabirlar dilerim.
0
jimicik
(15.08.16)
kakamelsokoban'ın bebeği mi olacakmış, ne güzel bir haber bu ya hu, tebrikler!

ben bu hikayede en çok kardeşine üzüldüm, bu ne şapşallıktır ya hu :P

sen takma hiç birine, özellikler müstakbel dedeler ve neneler bebe olunca içine düşecekler ve gözleri başka bir şey görmeyecek emin olabilirsin.
0
Apocalypse
(15.08.16)
Allah analı babalı büyütsün, tebrikler :)

Anlattıklarına göre bunların hepsi numunelik insanlarmış. Allah sabır versin.
0
chitosan
(15.08.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.